Benek, annesi Patya ve yardımcıları Hafize ve İsmet, boğazda eski bir yalıda yaşamaktadırlar.
Patya’nın eşinin vefatından sonra yorucu ve zor günler başlamıştır. Patya, kızı Benek’in yas sürecinde artan hırçınlıklarını bir nebze olsun yatıştırmak için ona bir bisiklet alır.
Duvarda günlerce asılı kalan bisiklet, beklemenin sancısını yaşasa da , bir gün Benek’in onu süreceği umudunu hiç kaybetmez.
Benek’in babasını kaybetmesiyle başlayan yaşamı ile eski parçaların bir araya gelmesiyle hayat bulan bisikletin; özlem, sevinç merak, endişe, küskünlük, heyecan gibi pek çok ortak duyguları vardır.
Yazar, bisikletin ve Benek’in yeni hayatını bu ortak duygularda birleştirirken, babasını kaybeden bir çocuğun ve annesinin Umudunu ve dayanışma ruhunu hikâyenin olağan akışında çok güzel işlemiş.
Eski İstanbul sokakları, kitapçılarla dolu arnavutkaldırımlı yokuş, balıkçı tekneleri gibi detayları ve hikâyedeki karakterlerin birbirleriyle olan diyaloglarını bisikletin dilinden dinlemek kitabın ritmini dinamik tutmuş.
Benek’in ve annesi Patya’nın ilişkisi, yaşadığımız kayıplardan sonra: Vazgeçmemeyi, umut etmeyi, yeni bir hayata başlayabileceğimizi anlatıyor. Yakınımızdaki insanların çıkarını ve iyiliğini gözetmemizin, yine bize beklemediğimiz güzellikler getirdiğini gösteriyor.
Dev Bir Benek, dokuz yaş ve üstü çocukların merakla okuyacağı bir roman. Yazar, satır arasında: “Çocuklar bisiklete binmekten tamamen vazgeçebilseydi dünya yine ayakta kalır mıydı?” derken dünyayı döndüren şeyin belki de umut olduğunu fısıldıyor okurlarına.
edebiyathaber.net (25 Ocak 2021)