Sen, bir insanın zihninde neleri taşıdığını bilebilir misin kardeşim? Onun kalbine yüklediklerini, yüklemek istediklerini ve yüklediğinden bile haberi olmadıklarını görebilir misin? Bir insanın hayatına nazikçe dokundun mu hiç? Tanıdığın veya tanımadığın bir kimsenin derdi de mi dertlendirmedi seni? Ne yaptın sen be kardeşim, hiç mi yaşamaya çalışmadın? Kendi zihnindekilerle mi yetindin bu kadar sene? İmrendirecek iş doğrusu.
Seni niçin sorguya çektiğimi merak ediyorsun sanki. Ben kimseyi sorgulamam genç kardeşim; soru sorar, cevabını kendim çıkarırım. Şimdi de gözlerinle, ‘’Sen sanki bana sorduklarını yapmış mıydın abiciğim?’’ diyorsun. Elbette yaptım, ben epey fazla sayıda zihne misafir oldum. Ama bu misafirlik en çok, tanımadığın insanlarla güzelleşir kardeşim. Nedendir bilmem, çok yakın olduklarım dışında, tanıdıklarım bana pek anlatmaz yaşantısını. Güven kalmamış zihinlerde kardeşim, herkesin hayatı herkesin dilinde, ondan olsa gerek. Ama benim de onlara bir şeyler anlattığım söylenemez. Ne verirsem onu aldım belki de, bilinmez.
Demiştim ya, ben çok zihne misafirlik ettim diye. Nasıl yaptığımı duymak ister misin kardeşim? Kendi yaşadıklarımdan örnek veririm, ama yanlış anlama kardeşim. Kimsenin sözüne karşı sözümü öne çıkarmaya çalışmam, öyle bir kıvrak üslupla yaparım ki bunu; sözüm bittiğinde çarpışır yaşantılar ve yeni bir hayat doğar oradan. Ben başka bir insan olurum, o da başka bir insan. Şunun kıymetini bir bilsen kardeşim, vah vah, çok acıyorum sana! Sen bir mağara değil, çağlayan olmalıydın. İçeriye biri tesadüfen girmedikçe unutulmaya mahkûmsun. Bak bana, birçok insanın zihnindeyim. Sonsuzluğa erişemesem de, o insanlar belki anlatır beni çocuklarına. Öyle öyle ölümümden sonra bir elli sene daha yaşarım. Peki ya sen? Daha ölmeden unutulacaksın. Sustun mu, içine çekildin mi hatırana kafa tutmuş olursun kardeşim.
Bana öyle bakma, seni ruhundan parçalar dökmeye zorlayamam tabii ki. Ancak bu işler böyledir, özgür olmakla yalnız olmanın ayırdına varman lazım. Bir uçtan bir uca sürüklenmektense, ortada buluşmayı yeğlemez misin kardeşim? Yine anlatma istersen, sen bilirsin. Ben illa ki bu banklara gelir, gene birilerine laf atarım. Dert çok, hemdert yok değil mi kardeşim?
Tamam, susuyorum, sözüm de emeğim de buraya kadardı genç kardeşim. Sana yardımcı olmaya çalıştım, başardım sayılamaz. Yine de konuşmamanın altındaki yaşantıyı tahmin etmiyor değilim.
Sana umutlu bir hayat dilerim, ben başka bir banka oturmaya gidiyorum.
edebiyathaber.net (1 Şubat 2022)