Davranışlarınızdan, söylediğiniz sözlerden, ilişkilerinizden pişmanlık duyduğunuz oldu mu hiç? Keşke seçtiğim yolu değil de ötekini seçseydim dediğiniz? Sanırım parmakla sayılacak kadar az insan dışında hemen hemen herkes pişmanlık duygusunu zaman zaman deneyimler.
Geçmişi değiştiremeyiz. Geçmiş olmuş ve bitmiştir.
Geçmişi düşünürken pişman olmak kolaydır. Bir anda eski bir karar zihinde ortaya çıkar, yeniden yas tutulur. Peki neden yas tutulur? Pişmanlık duygusunun altında yatan temel düşünce nedir? Daha doğrusu hangi düşünce pişmanlık duygusunu yeniden deneyimlememize neden olur?
Hayali mutluluk acı yaratır
Pişmanlık duygusunun altında yatan temel düşünce insanın hata yaptığına inanmasıdır. Zihin mutlulukla ilgili hayali bir versiyon yarattığında geçmiş kararları yeniden gözden geçirir, hatalar bulur. Keşke o yolu seçseydim ya da seçmeseydim düşüncesine inanarak pişmanlık duyar. Seçtiği yolda hatalar bulur. Ancak bu hayali mutluluk ve mükemmellik arayışı dipsiz bir kuyu, umutsuz bir oyundur. Çünkü uzun zaman önce olup biten bir şeyi farklı şekilde yapmayı hayal etmek faydasızdır. Geçmiş olmuş, bitmiştir. Olup biteni değiştirmek, manipüle etmek ya da kontrol etmek artık mümkün değildir, hatta bu durum büyük umutsuzluğa yol açar. Geçmiş asla değiştirilemez, böylece geçmişte keşke diye hayal edilen mutluluk şimdide acı kaynağı haline gelir.
Düşüncelerinizi sorgulayın
Keşke yapmasaydım. Bu doğru mu? Geçmişteki durumda gizlenmiş olan istek ya da yargınızı bularak işe başlayabilirsiniz. Ne olsa-olmasa ya da olduğundan farklı biçimde olsa daha mutlu olurdunuz? “Keşke daha aktif olsaydım, keşke öbür yolu seçseydim, ona bağırmamalıydım, işten atılmamalıydım, daha çok para biriktirmeliydim, keşke daha iyi bir ebeveyn olabilseydim,” tarzı düşüncelerin altında yatan temel mesele hata yapmış olmak ve hata yapmış olma düşüncesinin yarattığı pişmanlık duygusudur. Geçmişi değiştirmek mümkün olmadığı için bu gibi düşüncelere takılı kalmak insanı ayak bileğinden zincire vurur, her geçen gün daha da dibe çeker. Pişmanlık duygusuna neden olan düşüncelerimize körü körüne inanmak yerine, gerçekten inandığımız düşünce ve davranışların gerçekten hata olup olmadığını sorgulamakla işe başlayabiliriz. Byron Katie’nin dört soru ve tersine çevirmelerinden hareketle acı ve ıstıraba neden olan düşünce ve beklentilerimizi sorgulayabiliriz.
Farkındalık şifanın ilk adımıdır
Byron Katie’nin The Work sorgulama metodu çok özgürleştirici olabilir. Hata bulan düşüncelerimizi sorguladığımızda zihnimize acı veren düşünceleri, yargıları bırakıp özgür olmaya başlayabiliriz. Bu sayede bulunduğumuz yerden hoşnut olmaya ve olanı kabul edip sevmeye bile başlayabiliriz. Gerçek mutluluk, geçmiş hakkında pişmanlık duymak yerine şimdiye, kabul ve sevgi enerjisine bağlanmak sayesinde mümkün olabilir.
Keder şimdiki anda yaratılır
Geçmişle ilgili acı ve keder veren düşüncelerimiz şimdiki zamanda ortaya çıkar. Bize acı veren düşüncelerimizi sorgular ve dönüştürürsek geçmişin bize acı veren etkisinden kurtulabiliriz. Pişmanlığı deneyimlediğimiz anların farkına varmak, bu duyguya neden olan düşünceleri yakalamak ve sorgulamak bize özgürlük kapılarını açabilir.
edebiyathaber.net (18 Şubat 2022)