A. Talip Koktaş, son kitabı Sessiz Olun’da, üzerinde yaşadığımız coğrafyadan tüm dünyaya akan kanın anlamsızlığını, özellikle çocuklar ve mazlumlara birer ağıta dönüşen şiirleri üzerinden vicdanlara seslenerek okura aktarıyor.
Nurtopu gibi bir savaşımız daha oldu. Yeryüzünde sanki her şey güllük gülistanlıkmışken, iş, aş, çevre, yoksulluk, korona laneti üstümüze karabulutlar gibi çökmemiş gibi bir savaşımız eksikti. O da oldu. Ki son iki-üç yıldır her defasında “Bunlar iyi günlerimiz” demekten sıkıldık, bunaldık, en kötüsü de buna alışıp kanıksayarak tüm bunlarla beraber çözülmesi mümkün olmayan ‘kronik sorunlarımız’ gibi barışıp yaşamaya alıştık. Tüm bu karamsarlık dört koldan üstümüzü sarılıp sarmalayıp ters kelepçelemişken bizi, insan yine yazıda, çizide alabiliyor nefesini. A. Talip Koktaş’ın Çizge Yayınevi’nden çıkan son kitabı Sessiz Olun’daki şiirleri de işte bir nebze olsun bir soluk aldırabiliyor insana.
A. Talip Koktaş, 1978 yılında Adana’da doğmuş. İlk, orta ve liseyi Elazığ’da okumuş. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği bölümünü bitirmiş. Milli Eğitim Bakanlığı’nda öğretmen ve yönetici olarak görev yapıyor.
A. Talip Koktaş, ilk şiir kitabı Sonbahar ve Sen ile edebiyat dünyasına adım atmıştı. Bu kitapta Koktaş, aşk, hüzün, sevda, özlem, kalp kırıklıkları, hayaller, umutlar gibi konuları fona aldığı, hayatın içinden insana ait ne varsa o duyguları dizeleriyle okura yansıtmıştı.
Yeni şiir kitabı Sessiz Olun’da ise kalemini kanaması bitmeyen coğrafyamıza doğrultuyor şair. Sessiz Olun’daki şiirler bu topraklardan çıkıyor gibi okunsa da aslında tüm evrenin bitmek bilmeyen kana susamışlığına birer haykırış niteliğinde. Bu haykırışın içinden insanın vicdanına, duyarsızlığına ait ayrı bir çığlık daha çıkıyor. Tıpkı Taziye Çadırı şiirinde olduğu gibi:
“Gazze’ye düşen bir bombada/Ölmüyorsa Londra sokaklarında bir insan/Tüm dünya ölmüştür ve haberi yoktur bundan/Kudüs’te atılan bir taş/Kalbinden vurmuyorsa Paris’te bir aşkı/Tüm taşlar masumdur/Ve aşk dediğin bir kalpten kovulmuştur/İdamına ferman buyurabilirsiniz/Taş kesilmiş kalplerin/New York’ta doğan bir bebek/Ağlıyorsa kucağında annesinin/Dünya hala dönüyor diyebilirsin/Lakin Bağdat’ta bir bebeğin kucağında ölüyorsa annesi/Dünyanın dönmesi nafiledir bilesin/Halep’te ölen bir babanın yasını/Tutmuyorsa Moskova’da bir evlat/Hangi taziye çadırıdır kurulan/Umudun üstüne yağan bir bomba yağmurlarında/Yağmur ki rahmetiydi mazlumun/Yağmur ki dokunduğu her yeri temizleyen/Temizlemiyorsa kalplerdeki siyahı/Bir yağmur İstanbul’da yağsa da aynı/Mazlumun gözünden damlasa da…”
Şair A. Talip Koktaş Sessiz Olun’da, özellikle çocuklara, mazlumlara birer ağıt niteliğindeki dizelerinde dökülen kanın anlamsızlığını, vahşetini vurgulayıp, yukarıda bahsettiğim ‘vicdan’ meselesini en büyük dert edinerek, lafı dolaştırmadan, süse boğmadan okura aktarıyor.
edebiyathaber.net (1 Mart 2022)