Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Berkan M. Şimşek’i, eşi Firdevs Ev ile konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Her ortamda romanı üzerine düşünmeyi sürdürebiliyor, bu benim için mucize gibi; o sebeple en çok bilgisayarında yazsa da sık sık defterine ya da metroda giderken telefonuna notlar alırken gördüğüm de oluyor. En çok şaşırdığım, evde bir dolu misafir varken ortadan kaybolduğu ve yarım saat sonra nerede bu, diye düşünürken onu arka odada kulaklık takmış tavana bakarken yakaladığım an olmuştu. Şu sıra biraz daha aynı evrende gibiyiz, eskiden hayal aleminden buralara neredeyse pek uğramaz gibiydi.
Eşinizle yazı/ okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Yazdığı kurguda bir düğüme takıldığı anlar keyifli oluyor. Konuştukça genelde kendi kendine çözüm buluyor ama ben de ona yardımcı olabildiysem kendimi şanslı hissediyorum; çünkü yarattığı dünyalar çok güzel, komik ve benim hayal edemeyeceğim kadar geniş, üzerine ne kadar konuşmuş olursak olalım ortaya çıkan sonuçla beni bir şekilde şaşırtıyor. Berkan’la iyi metinler üzerine, onları iyi yapan karakterler, üslup, biçim ve tercihler üzerine konuşmayı seviyorum. Onu tanıyanlar şu yönünü bilir: sevdiği kitapları kendine saklar, bense tam tersiyim, bir şeyi beğendiysem herkes okusun isterim, o yüzden Berkan’ın benim seveceğimi düşündüğü bir kitabı kendine saklamayıp paylaşması benim için bir ayrıcalık, bunun tadını çıkarıyorum. Onun bana önerdiği bir şeyi arada başkalarına da söylediğim oluyor işin açığı ama yakalanmamaya çalışıyorum!
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Bazen metnin ne yapmak istediğini dışarıdan bir göz olarak görmek daha rahat oluyor, bu yönde fikirler vermeye çalışıyorum. Romanları birkaç okuma yapmaya elverişli, fakat illa da böyle bir amaçla yola çıkmamış oluyor genelde; arka planda sezgisel olarak romana girmiş ama adı konmamış böyle katmanlar varsa onların adını koymasına yardımcı olmaya çalışıyorum. Bir de her zaman kitaplarının aile içi editörlüğünü yapıyorum. Bir şeyleri geride bırakmakta ve gerekirse atmakta sorun yaşayan bir yazar değil, katıldığı bir yorumum olduysa neler yapabildiğini daha evvel gördüm, dikkatli olmaya çalışıyorum o yüzden. Fakat bu açıklığın onun yazarlığını ne kadar geliştirdiğini de gördüm.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Berkan her ortamda her şekilde yazabilen biri, bir ritüeli yok sanırım. Yürürken, işe giderken veya sizinle konuşurken bile muhtemelen kendi romanına neler ekleyebileceğini hesaplıyordur. Sadece bazen ikinci bir kişinin sebebini anlamakta zorlanabileceği kadar aksak ritimli progresif metal şarkıları dinlemek gibi bir huyu var yazarken. Canım Şeytan sadece bu konunun meraklısına hitap etmiyor tabii ki ama bu konunun meraklısı o kitabı özellikle okumalı.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Şu sıra Pynchon, Pynchon, Pynchon… Diğerlerini paylaşmayayım, yuvamız yıkılmasın.
edebiyathaber.net (7 Nisan 2022)