Masallar kenti | Anıl Ceren Altunkanat

Nisan 15, 2022

Masallar kenti | Anıl Ceren Altunkanat

İstanbul’dan ayrılalı iki yılı geçti. Köklerimin taşı toprağı altın İstanbul’da olduğunu, şehrimi çok özleyeceğimi düşünürdüm. Ayrılınca anladım; bu beton vahşetinde, her gün biraz daha talan edilen bu kentte köküm yoktu – işin aslı kimsenin olamazdı. Toprağın öldüğü yere kök salamazsınız.  

Gerçekten de uzağında kalınca hiçbir özlem uyandırmadı bende İstanbul. Pandemi döneminde, herkes eve kapalıyken boğazdan gelen yunusların fotoğraflarını görünce sızladı burnumun direği, o kadar. Ama o da İstanbul’a duyulan özlemden öte, kaybedilen bir masalın hasretiydi. 

Aşağİstanbul’u okumasam tamamen unutacaktım İstanbul’un masalını. İstanbul’un gizli yanlarını, keşmekeşine kapılınca göremediğimiz öykülerini, İstanbul’u İstanbul yapan gizemi anımsattı bana Aşağİstanbul. Evet, burası mucizelerin kentiydi, burada masallar gerçek oluyordu, burada umut ve neşe kendine her zaman yeşerecek toprak buluyordu. Burası mucizeler diyarıydı. Bir zamanlar… 

Aşağİstanbul, özel dedektif olan babası sırra kadem basınca küçük ama yaman bir kız olan Zeynep’in dizginleri eline alarak giriştiği maceranın hikâyesi. Babasını ararken bir hazine buluyor Zeynep: Aşağİstanbul. Bir harikalar diyarı. Kendine has canlılarıyla, kendine has düzeniyle İstanbul’un üstünden değerli bir alt-dünya. 

Zeynep bir yandan babasını bulmaya, bir yandan bu yeni dünyayı keşfetmeye çalışıyor. Keyifli olduğu kadar tehlikeli bir yolculuk Zeynep’inki; hiçbir şey göründüğü gibi değil. Hem tehditkâr hem kırılgan bir diyarda kendini, babasını ve bizzat Aşağİstanbul’u korumak zorunda. 

Aşağİstanbul hak edilmesi gereken bir diyar, onun bir parçası olmak için fedakârlığı göze almalı, onu korumayı her şeyden önde tutmalısınız. Masalların, mucizelerin her zaman bedeli vardır; yakanıza yapışmaz ama içten içe talep eder. Kalbi, nefesi olan her şey gibi kazanılması gerekir.

Melis Sena Yılmaz rengarenk hayal gücüyle verimli bir dünya yaratıyor ve bu dünyayı en cazibeli canlılarla süslüyor. Kurgunun tutarlılığı, Yılmaz’ın hiçbir açık bırakmadan hikâyeyi toparlayışı ayrı bir başarı. Bunlar dilin inceliğiyle birleşince insan kitabın içinden çıkmak istemiyor.

Kitabı bitirince düşünmeden edemedim: bir kenti tüm masallarıyla kucaklayabilsek, tüm sırlarını koruyabilsek, kentin yaşamını yani toprağını, ağacını, köpeğini savunabilsek diriltemez miyiz o betona gömülü diyarı? Diriltemez miyiz kentin asıl harcı olan masallarını? 

Belki Yukarİstanbul’un ihtiyacı olan yeni binalar, yeni alışveriş merkezleri, yeni rant kapıları, yeni rant kanalları değil tam da budur – bir masal. 

Kaynak: AŞAĞİSTANBUL, Melis Sena Yılmaz, Günışığı Kitaplığı, Şubat 2022.

edebiyathaber.net (15 Nisan 2022) 

Yorum yapın