“Öğrencilik yıllarımda matematik böyle anlatılsaydı bütün hafta sadece matematik dersini işleyelim isterdim” demişim Eylül 2020’de “Bir Matematik Hikâyesi” adlı kitap üzerine yazdığımda. Aradan on sekiz aylık bir zaman geçmiş ve elimde yazara ait başka bir kitap var. Benimse dilimde yine aynı sözler. “Öğrencilik yıllarımda matematik böyle anlatılsaydı bütün hafta sadece matematik dersini işleyelim isterdim.”
Sümeyra Güzel “Ben Bu Problemleri Çatır Çatır Çözerim” demiş. Bir meydan okuma, bir korkuyu yok etme adımı bu kitap. Sadece adı bile bu güveni aşılıyor en baştan. Gökçe Yavaş Önal’ın destekleyici çizimleri de matematik korkusunu tamamen ortadan kaldırıyor.
Kitaba geçmeden ifade edeyim, öğrencilik yıllarımın üzerinden yaklaşık 30 yıl geçti. Bugünkü olanaklar yoktu tabii bizim dönemimizde. Şimdilerde farklı yöntemlerin uygulanmaması haksızlık bugünün öğrencilerine. Kara tahta- tebeşir dönemi çooook gerilerde kaldı. Fakat sadece yöntem değişikliği değil gerekli olan. İçine bir miktar eğlence de katmak gerek. Sadece matematik için mi? Değil tabii. Her ders için. Dikkat süresi bu kadar aşağı düşmüşken bu mutlaka yapılmalı. Ama matematik için illa ki yapılmalı.
Yazara dair verilen bilgilerden bir ortaokul öğretmeni olduğunu öğrenince, öğrencilerine de çokça imrendim açıkçası. Ne şanslı çocuklarmış onlar, matematiğe böylesi gönül vermiş, sadece iş olarak görmeyip aşkla bağlanan bir öğretmenleri var. Kitap için alkışlamadan önce yazar Sümeyra Güzel’i, bu tutkusundan ötürü Sümeyra öğretmeni alkışlamak isterim.
Geçelim şimdi kitaba. “Problem çözmenin, matematik dersinin en belalı tarafı olduğunu mu düşünüyorsun? Peki, problem çözerken belli aşamaların olduğunu ve bu aşamaların nasıl uygulanacağını biliyor musun? İlkokuldan beri öğreniyorsun aslında. Problemde verilenleri analiz etmek ve istenenleri doğru anlamak. Her problem önce zihninde şekillenecek, sonra çözüm için gerekli ipuçları, yolunu aydınlatacak. Pes etmeden devam edersen zafer senindir.”
Böyle sesleniyor arka kapakta yazar, okuruna. Ama asıl şifre içerde “Hayattan esinlenen her problem, zihnin sınırlarını keşfetmek için tasarlanmış bir oyundur” demesinde.
Okuru için boşluk bırakmamış yazar kitabında. Problemleri çözerken neler yapması gerektiğini de anlatmış. Kitapta 22 problem yer alıyor. Yani 22 bölüm bir başka deyişle. Her bölümde kısa bir giriş metni karşılıyor okuru. Metindeki içerikle bağlantılı bir problem de ardında yer alıyor. Diyor ki yazar “Anlamadığın bir problemi çözmeye çalışmak büyük bir sorundur. Bu, yüzme bilmeyen birinin denizde çırpınmasına benzer. Önce anlamalısın, çok ama çok iyi anlamalı.”
Problemleri sınavda karşılaşacakları soruları kolayca çözmenin temelidir bu. ANLAMAK. Sadece anlamak da değil. Hızlı bir şekilde anlamak. Tek seferde okuyarak anlamak. Sınavlardaki yeni soru tiplerinin şekline bakınca sadece bir sorunun yarım sayfa kapladığını görüyoruz. Böyle bir soruyu birkaç defa okuyarak anlamaya çalışmak zamanı verimsiz kullanma anlamına gelir. O yüzden tek seferde anlayan, çözüp geçebilen bu sınavların da üstesinden gelebiliyor. Bunun için de çok okumak gerekiyor. Okuma eylemini gerçekleştirirken matematiği de aradan çıkarmak keyfi katmerlendiriyor.
Görünen o ki, Sümeyra Güzel bu diziyi devam ettirecek. Alan bilgisini edebiyatla harmanlayarak taçlandıracak. Tudem de bu işi üstlenmiş görünüyor zaten.
Böylesi bir matematik eğitimi alsaydım, inanıyorum, ben de problemleri çatır çatır çözerdim. Havuzun dışındakileri de…
edebiyathaber.net (18 Nisan 2022)