Özkan Sağın ilk kitabı Özgür Olmak için Güzel Bir Gün’de, ‘okul’ kavramını özne yapıp, onun özelinden genel politik ve toplumsal ortama yelken açarken yakaladığı atmosferle bizlere hiç de yabancı gelmeyen bir olay örgüsü ve yine çok yakından tanıdığımız karakterler sunmayı başarıyor.
Özkan Sağın özellikle genç jenerasyonun hayli yakından takip ettiği bir isim. Kendi sosyal medya hesaplarından birbirinden farklı konularla ilgili videolar çekip yayınlıyor. ‘Influencer’, sanırım Sağın için doğru bir niteleme olacak. 1998 yılında İzmir’de doğan Özkan Sağın Çimentaş Anadolu Lisesi’nde okumuş ve üniversitede de İzmir Yaşar Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Film Tasarım Bölümü’nden mezun olmuş. Yazdığı kısa ve uzun metraj filmlerin yönetmenliğini de yapmış. Şimdi de Hayy Kitap etiketiyle yayınlanan Özgür Olmak için Güzel Bir Gün isimli kitabıyla okurlarıyla buluşuyor. Kitap, özellikle beyazperdede örneklerine çokça rastladığımız ‘okul öznesi’ özelinden yola çıkarak tepede çarpıkça işleyen düzene bol bol göndermeler içeren bir roman. Bunun yanında kişisel yolculuğa da hafif bir dirsek temasında bulunarak bu mevzu üzerine de düşündürtmeyi ihmal etmiyor.
Kitabın konusuna gelecek olursak… Özgür yeni başladığı lisede es kaza sınıf başkanı olur. O tesadüfen seçildiği sınıf başkanlığına henüz alışamamışken bu kez de okul başkanlığı seçimleri yaklaşmaktadır ve öğrencilerin gönüllerindeki değil ama kafalarındaki aday bellidir: Ertan. Okulun daimi başkanı Ertan’ın babasının kodamanlığından aldığı güçle ortamı kafasına göre evirip çevirmesi, halı saha, kantin gibi yerlere akrabalarına peşkeş çekmesi, okulun asıl sahibi olan öğrencilerin her halükarda hakkının yenmesi de Özgür’ün kafasını kurcalar. Arkadaşı Deniz’in gaz vermesi ve Özgür’ün kendi içinde kopan ani bir ‘değişim fırtınası’ sonucu Özgür başkanlığa adaylığını koyar. Ertan’ın seçim sürecinde başkanlığı kapmak için türlü işler çevirmesi Özgür’ü yolundan alıkoymaz. Başka adaylar da vardır ve Özgür onlarla –siyaset ağzıyla söylersek- istişarelerde bulunarak (okulun dürüst öğretmeni Rabia Hoca’nın da katkılarıyla) ittifak kurar. Her öğrenci ona günden güne inanmaya başlar. Ama Özgür’ü en çok motive eden kişiyse kuşkusuz ilk görüşte tutulduğu Zeynep’tir. Okul başkanlığına giden yol Ertan’ın ve sırtlanlarının döşediği kötü niyet taşlarıyla döşelidir ancak Özgür’ün de bu taşları birer birer defedecek yoldaşları vardır. Peki seçimi kim kazanacaktır?
Özgür Olmak için Güzel Bir Gün’de Özkan Sağın doğru tespitlerle girişte değindiğim okul özelini, genel politik ve toplumsal atmosfere yanaştırmayı hem seçim sürecinde yaşananlarla hem de çizdiği karakterlerle destekleyerek gayet iyi kotarmış (böyle bir amacı var mıydı, bilmiyorum). Özellikle ‘kötü’ karakterlerde Ertan’ın politik hırsı ve akrabası Veysi’nin üç beş kuruş için yaptığı çakallıkları okur zihninde canlandırmayı başarmış. Kitabın tek aksayan, hatta olmasa daha iyi olurdu dedirten kısmı mizahın abartılı kullanımı. Kişiden kişiye göre değişmekle beraber edebiyatta okura en zor geçen korkuyla beraber iki duygudan biri olan mizah kitapta, özellikle de ilk 50 sayfada neredeyse ‘cümle başı’ karşımıza çıkıyor. Zaten dozu dikkatli kullanılması gereken bu unsura yazarın bu kadar abartılı şekilde yer vermesi henüz girişte bir sıkıntı yaratıyor ve kafada “Ne zaman bitecek?” sorusunun oluşmasına sebep oluyor. Neyse ki sonradan azalarak bitiyor ve Özkan Sağın’ın akıcı dili, olay örgüsüyle birleşerek okuru kitabın asıl derdinde ortak ediyor.
edebiyathaber.net (21 Nisan 2022)