Deniz Yüce Başarır, storytel.tr sponsorluğunda hazırladığı podcast serisi “Ben Okurum”un yeni bölümünde konuğu gazeteci yazar Ahmet Tulgar ile birlikte Alman ve dünya edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Thomas Mann üzerine sohbet ediyor.
Sohbetin merkezine yazarın ilk romanı Buddenbrooklar, Bir Ailenin Çöküşü’nü alan ikili, sadece yazarlığıyla değil siyasi fikirleriyle de etkin bir kişilik olan Mann’ın eserleri, hayatı ve ailesi üzerine derin bir sohbete dalıyorlar. “Thomas Mann ne yazarsa yazsın mutlaka ve mutlaka okunsun,” diyen Tulgar Nobel ödüllü yazarın başarısının altında yatan kararlılığı “Daha 12-13 yaşlarındayken Goethe’ye ulaşmaya, rütbesini devralmaya karar veriyor. Bu kadar erken yaşta amacını önüne koyuyor,” diye anlatıyor. İlgi çekici detaylar ve anekdotlarla zenginleşen eğlenceli sohbette dinleyicileri bolca edebiyat dedikodusu da bekliyor.
Deneyimli yayıncı Deniz Yüce Başarır, sohbetle bilgiyi buluşturan podcast serisi “Ben Okurum”un yeni bölümünde konuğu Ahmet Tulgar ile 1929 yılında Nobel Ödülü’nü alan Thomas Mann ve yazarın henüz 26 yaşındayken yayımladığı ilk romanı Buddenbrooklar, Bir Ailenin Çöküşü üzerine sohbet ediyor. Tulgar, hayran olduğu yazarı ve ailesini detaylı bir şekilde, büyük bir coşkuyla anlatırken, Başarır da sorularıyla sohbeti derinleştiriyor. 1835-1877 yılları arasında geçen, tüccar bir ailenin dört neslini anlatan Buddenbrooklar, Almanya’nın toplumsal hayatına dair de müthiş ipuçları içeriyor. “Ben Okurum”un yeni bölümü, Başarır’ın kitaptan seslendirdiği bölümlerle birlikte, edebiyat klasiklerini sevenler için yine bir hazine niteliğinde…
Thomas Mann’ı, hem Mann ailesine duyduğu ilgi hem de yazarın dille kurduğu ilişki nedeniyle çok sevdiğini anlatan bölüm konuğu Ahmet Tulgar “Mann’ın en önemli özelliklerinden biri de bütün kitaplarında ailesiyle ve kendisiyle ilgili gerçekleri çok net ortaya koymuş olması,” diyor. Mann’ın oldukça güçlü bir yazar egosuna sahip olduğuna da değinen Tulgar “Thomas Mann gibi hayatının her alanını kontrol altında tutan ya da kontrol altında tutulmasını delege eden, egosu bu kadar güçlü, kendi yazdıklarıyla ilgili hiçbir sorgulamaya girmeyen ve kimsenin de sorgulamasına müsaade etmeyen, kendini Ozan Prens olarak gören bir adama Nobel Edebiyat Ödülü hiç haberi olmadan mı verilmiştir? Yani sürpriz olmuş mudur sahiden?” diye sorarken bu sorunun yanıtı da sohbet içinde okurları bekliyor.
Ahmet Tulgar, edebiyatta bir çığır açtığını ve bir model oluşturduğunu düşündüğü Buddenbrooklar içinse “Roman, Almanya tarihinden hatta dünya kapitalizm tarihinden de bir evreyi, eski büyük burjuvazinin çöküşünü anlatıyor,” diyor. Tulgar eserle ve yazarla ilgili yorumlarını şöyle sürdürüyor: “Buddenbrooklar katı birtakım gerçeklikler üzerine yazılmış bir roman olma tehlikesi taşırken, bir tüccar ailesinin çöküşünü anlatan böyle bir romanda bu kadar büyük semboller olması; alegori olduğu hiçbir şekilde hissedilmeden bu kadar çok alegori olabilmesi, o yaşta nasıl büyük bir romancının gelmekte olduğunu gösteriyor zaten.”
Yayıncılık dünyasının deneyimli ismi Deniz Yüce Başarır, “Ben Okurum” adlı podcast serisinin her bölümünde farklı bir konukla birlikte farklı bir kitaba odaklanıyor. Kitaplar üzerine bir arkadaş sohbeti tadında ilerleyen ve aynı zamanda bilgilendiren podcast’te Başarır, kitabın ona hissettirdiklerini anlatırken yazarıyla ilgili anahtar niteliğinde bilgiler vermeyi de ihmal etmiyor. Storytel Türkiye’nin sponsorluğunda hazırlanan “Ben Okurum”un tüm bölümlerine Storytel, Spotify, Apple Podcasts, Podtail, CastBox ve Simplecast’ten ulaşılabilir.
edebiyathaber.net (8 Haziran 2022)