Neden çocuklar için yazıyorsunuz?
Bu sorunun birçok sebebi var aslında. İlk ve en önemli sebebi: çocuk ruhum hiç kaybolmadığı için sanırım. Çocuk gibi bakabilmek, çocuk gibi eğlenebilmek ya da çocuk gibi neşeli olmak beni çocuklar için yazmaya itiyor.
Temelde yazı yazmak iyi hissettiriyor. Sanırım tuttuğum günlüklerle başladı yazmayı sevme heyecanım. (Kızıma da ilk günlüğünü ben hediye ettim. Bunu çok önemsiyorum) Ardından okul kompozisyonları için yazmak, dergilerde farklı konularda makaleler yazmak, hayatta deneyim kazandıkça hayata dair yazılar yazmak ve yetişkinler için istediğin şekilde kurgular yapmak hep sevdiğim taraflardı.
Çocuklar için yazmak ise; hayatıma kızımla girdi. Adana’da yaşadığımız zamanlarda katıldığımız bir kitap fuarı çıkışı, kızım durdu ve “ anne, neden bizim bir hikâyemiz yok” dedi. O “neden?” sorusu aklıma düştü, içimde büyüdü, büyüdü ve “kızım için bunu yapmak istiyorum” ‘a dönüştü. Sonra çocuk kitaplarının çocukların gelişim sürecindeki etkilerini kendi kızımda deneyimleyip gördükçe, çocuklara bir şeyi anlatmanın en iyi yolunun çocuk kitaplarını kullanmak olduğunu gördüm. Ve “tüm çocuklar için yazmalıyım” dedim. Bir diğer sebebi de sanırım, çocuklar için yazarken yetişkinlerde olduğu gibi aklına her geleni sınırsızca yazmak yerine, anlatacağını az kelime ile anlatmaya çalışmak, bunun üzerine kafa yormak müthiş eğlenceli. Sanki bir puzzle’ın parçalarını tamamlar gibi. Son sebebimde yazdığım bir hikâyeyi çocuklarla okumayı, meraklı gözlerini görmeyi ve birlikte düşünürken hiç ummadık bir sorunun ya da cevabın beni şaşırtmasını çok sevdiğimden çocuklar için yazıyorum.
Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?
Okuduğum ilk kitap muhtemelen Cin Ali serisidir diye düşünüyorum ama anlamlı olarak bende iz bırakan Ayşegül Serisidir derim. Ayşegül ile beraber bende gezer, hayaller kurar, resimlerinde kaybolurdum. O zamandan beri zaten okumayı da, gezmeyi de çok severim.
Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?
Çok fazla kitap okumaya çalışıyorum. Okumak her yönden insanı geliştirdiği gibi yazmak içinde önemli bir unsur. Okuduğum eserlerde de kitabın kurgusundan, yazım diline, üslubuna en önemlisi yazarın zekâsına hayran kaldığım anlar oluyor elbette. Bu heyecan “ben olsam nasıl yazardım?” şeklinde kendimi geliştirmeye yönelik katkı sağlıyor bana da.
Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?
En son Yurdanur Ay Paşa’nın kaleminden, Gizem Gözde Uçar’ın çizimleri ile Abm yayınevinden çıkan “Çinide Canı Sıkılan Lale” kitabını okudum. Kitabın kahramanı beni çok etkiledi. Çinide saklı olan bir laleyi yazmak bence farklıydı.Kitapta Kültürel Miraslarımıza ve bunu yaparken bizi biz yapan sanat dallarından biri olan çini sanatına yer vermek ayrıca değerliydi. Tüm bunların dışında kitaba farklı bir açıdan baktığımda kitabın “Bulunduğumuz yerde mutlu muyuz?”, “Mutlu olmak için başka yerlere mi gitmek gerekir?” felsefi alt yapısını barındırdığını düşündüm. Okurken kurgunun içinde bilgi aldığım ve üzerine düşündüğüm bu tarz kitapları seviyorum.
edebiyathaber.net (6 Temmuz 2022)