Hasibe Özdemir’in “Balık Ölecek” adlı öykü kitabı Monokl Yayınları etiketiyle yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
“Balık Ölecek” 14 öyküden oluşuyor. Kendi derdinin farkında olmayanlar da var, bütün suçu karşıdakine atanlar da. Hayatın küçük görünen ama büyük etkiler üreten olaylarına odaklanıyor Hasibe Özdemir Balık Ölecek’te. Alınganlıklar, kırgınlıklar, gösterilemeyen ya da dile getirilemeyen ihtiyaçlar, küçüğüyle büyüğüyle yalanlar… Suyu bulandıran şeyi arıyor Özdemir, herkesi etkileyen bulanıklığın kaynağını. Anlatıcılara tam bir güvenin olmadığı atmosferlerde, geri dönebilmek için, yeniden başlamak için, dayanabilmek için, sürdürebilmek için gereken bir anlamı arıyor.
Balık Ölecek öyküsü, geri dönmek için balığının onu evde beklediğini düşünerek mide ameliyatına giren bir genç kızın öyküsü mesela. Dönmezse balık ölecek…
Arka Kapaktan:
“Bu son diyorum, niye yalvartıyorsun abi ya!”
Ona bakmak istemiyorum. Kazağı, eteği, kim bilir kimin eskisi boyasız çizmeleri. Hepsi ayrı ayrı eksik, bir araya gelince tamamlanan bir sefillik hali. Elini kolunu oynattıkça, incecik bir toz bulutu ondan bana doğru havalanıyor. Ne giyersem giyeyim fark etmez, onunlayken birden solmaya başlıyor. Sanki yıllarca ortak bir sefaleti tecrübe etmişiz, o yoksul günlerin hatıraları da ‘hazır yan yana gelmişler mührümü vurayım’ demiş. Yok böyle bir yaşanmışlık. Ne çocukluğumuzda, ne gençliğimizde. Yine de insan ona bakarken anılarından bile kuşku duyuyor.
Kırılan bir şeylerin sesi geliyor çınlayarak. Ağır bir küfür ardından. Masalarda oturanlar bir an durup mutfağa doğru bakıyor. O farkında bile değil, konuşmaya devam ediyor. İstediğini henüz alamaması, anlayışımın kıtlığıyla ilgiliymiş gibi, cümlesini bu kez açarak koyuyor önüme. Yavaş yavaş söylüyor etkisini arttırmak için. Ağzına değil kazağının kirli yakasına bakıyorum. Bir yuvarlağı yamuk şekline sokmayı nasıl beceriyor?
“Çok değil, yarısını versen bile toparlarız.”
edebiyathaber.net (28 Temmuz 2022)