Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?
Çizimle olan ilişkim aslında daha çocukken başladı vaktimin çoğunu resim yaparak geçiriyordum. Boya kalemlerimle uyuyor uyanıyordum .Sessiz sakin kendi halimde geçirdiğim çocukluğumda resim yapmak benim için iletişim aracıydı diyebilirim, çizdikçe özgürleştiğimi hissediyordum.
Çizim yapmanın yanı sıra dışarı çıktığımda çamurdan küçük figürler yapar evde odamda sergilediğimi hatırlatıyorum, odamın duvarlarına resimler yapardım ailem bu konuda özgür bırakırdı duvarı boyar, siler tekrar boyardım zamanla İlkokul defterlerimin ve kitaplarımın tamamı benim için resim yapma alanına dönüşmüştü ;derste sıkça karalamalar, karikatürler yapardım:)
Bazen can sıkıntısından saatlerce ders anlatan öğretmenlerimi çizer dersleri kendime daha eğlenceli hale getirirdim ve kaçınılmaz son resim dersinde çoğu arkadaşımın ödevlerini de ben yapardım :))
Zaman geçtikçe çizim konusunu ciddiye almaya başladım. 8. sınıf bittikten sonra yaşadığım şehir olan Sivas’ta güzel sanatlar lisesi yetenek sınavlarına hazırlanmaya başladım ve kazandım anlayacağınız 14-15 yaşlarında profesyonel olarak çizim hayatım başlamış oldu 🙂
4 sene boyunca her sene sanatla daha çok alakadar oluyordum daha çok şey öğreniyor öğrendikçe hayranlığım artıyordu. Güzel bir üniversitede sanat eğitimi almak için çok çalıştım dördüncü senenin sonunda üniversite yetenek sınav tarihleri açıklandı ilk olarak Yeditepe üniversitesi Güzel Sanatlar fakültesi grafik tasarım bölümünün sınavına girdim ve tam burslu olarak ikincilikle kazandım. İstanbul’da sanat yolculuğum devam etti. okurken tecrübe kazanmak için bazı edebiyat dergilerinde gönüllü olarak çizimler yapmaya başlamıştım çizim yapmanın yarı sıra fotoğraf çekiyor ilham toplamak için sürekli geziyor sergilere tarihi yapılara ziyaretlerde bulunuyordum üniversite sonlara doğru ajanslarda da çalışmaya başladım. Son sene bir çocuk dergisinde staj yaptım orası benim için dönüm noktası olmuştu bir çocuğa çizimlerle dokunmak dünyanın en güzel hissiydi…
Mezun olduktan sonra bir süre eğitim sektöründe grafik tasarımcı olarak yine çocuklar için oyun kartları afişler ve eğitici çalışmalarda yer aldım ve daha sonra evde çalışma alanı düzenleyerek yayınevleriyle hem çocuk kitaplarında hem çocuk dergilerinde çizerliğe devam ettim.
Çizer kitaba nasıl hazırlanır?
Öncelikle kitabın tamamını okurum okurken anahtar kelimeleri not ederim belirgin sahneleri birkaç cümleyle not alırım ve zihnimde yavaş yavaş sahneler oluşmaya başlar.
Oluşan sahneleri sayfa sayısını düşünerek kare kare ufak karalamalar şeklinde önce kâğıda çizmeye başlarım.
O sırada metni defalarca incelerim betimlemeleri karakterleri mekanları çizdiğim sayfaların kenarlarına not alırım. Eskiz aşaması benim için çok önemli disiplinimi koruyabilmek adına masa başında çalışmayı tercih ediyorum dikkatimi dağıtacak herhangi bir şey olmaması gerekiyor. Hikâyenin içerisinde kendimi hayal ederek ilerlerim eskiz aşamasındayken sözsüz müzikler tercih ederim verilen metindeki bütün sahneleri çizdikten sonra renklendirme aşamasında olabildiğince dışarıda veya balkonda yapmak hoşuma gider çünkü kullandığım renkler doğada yer alıyor bazen durup gökyüzüne bakmak ilham veriyor.
Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?
Kitaba başlamadan önce detayları konuşabileceğimiz bir görüşme gerçekleştiririz editörle birlikte benden istediklerini kitabın okuyucu kitlesini kimlere hitap edeceğinden bahsedilir yaş aralığı bizim için çok önemli ona göre renkleri nesneleri nasıl çizeceğime karar veririm.
Eskiz aşaması bitince editör onayından geçerek ardından renklendirmeye geçilir. Tüm çizimler tamamlanana kadar bu şekilde ilerleriz.
Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?
Öncelikle bu alanda istikrarlı ilerlemek için estetik algımızı ve yeteneğimizi sürekli geliştirmek gerekiyor ben mesela İlham almak için insanları gözlemlemeyi çok severim sosyal hayattaki o akışı izlemek insanların olaylara verdiği tepkiler, sinirle araba kullanan bir adam, çiçek satan bir kadın, durakta bekleyen bir genç, perspektifini beğendiğim bir sokak, bazen yanıp yanıp sönen ışıklar, dikkatimi çeken bir kıyafet tüm bunları durup saatlerce izlemek zihnimde görsel bir şölene dönüyor son zamanlarda çocuklara yönelik çizimler yaptığım için küçük bir eskiz defteri alıp oyun parklarına gidiyorum çocuklarla iletişim kurmak onların dünyasından bakmak hoşuma gidiyor. Çizimlerimde gördüğüm renkli karakterleri yansıtmaya çalışıyorum bunların yanı sıra sık sık animasyon filmler ve kısa filmler izliyorum. İzlediğim filmlerden ekran görüntüleri alarak renk ve görsel arşiv yapıyorum ilham vermesi açısından iyi oluyor.
Takip ettiğim çizerlerin çizgilerini inceliyorum referans aldığım zamanlar oluyor. Çizim yolculuğunda her an gelişim evresindeyiz ve etrafta gördüğümüz her şey ilham kaynağı olabilir bazen bir bulut bazen sokakta gördüğümüz yaşlı bir amca 🙂 önemli olan hayatı kaçırmamak ve görsel malzeme toplamak…
Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?
Bir kitabın mutfak süreci uzun bir yolculuk diyebilirim. Bu yolculukta çevresel faktörler, çizerin duygu durumu değişkenlik gösterdiği için ilk gün ki heyecanı korumak çok önemli.
Editörle iletişim halinde olmak ve en önemlisi çizerin stres halinde olmaması proje bittikten sonra belki o kitabı okuyucunun okuması, incelemesi on-on beş dakikayı geçmiyor farklı bir çağda yaşıyoruz her şey çok hızlı tüketiliyor o yüzden sonuca odaklanmaktan daha çok benim için önemli olan sürecin bana neler kattığı oluyor bana verilen bir hikâyeyi çizerken bende o hikâyeyi kendi hayat hikayeme eklemiş oluyorum ve o hikâyeden çok şey öğreniyorum 🙂
edebiyathaber.net (1 Ekim 2022)