Dato Turaşvili’nin geçtiğimiz günlerde Mirhan Petek çevirisiyle Ketebe Yayınları tarafından yayımlanan romanı Blucin Devrinin Çocukları, oldukça karanlık bir hikâyeyi, Sovyetler Birliği’nin son dönemlerine dair birtakım çarpıcı gelişmeleri okurla buluşturan bir eser.
Dato Turaşvili’nin öncelikle bir tiyatro metni olarak kaleme aldığı, 2001 yılından itibaren başta Gürcistan olmak üzere birçok farklı ülkede sahnelediği Blucin Devrinin Çocukları, merkezinde gerçek bir olayın yer aldığı, dolayısıyla tarihsel bir karşılığı da olan bir kitaptır. 1983 yılında bir grup Gürcü gencin giriştiği, yaşandığı tarihlerde bütün dünyanın konuştuğu büyük bir uçak kaçırma girişimini konu alan roman, Sovyetler Birliği çatısı altında çeşitli etnik grupların, her ne kadar kendi ülke sınırları içerisinde yaşasalar dahi nasıl bir baskı altında yaşadıklarını, yaşamak zorunda kaldıklarını konu alır. Baskının, adam öldürmenin, ortadan kaybolmanın, hapse girmenin, kaosun her yerde hüküm sürdüğü 80’ler Sovyetler’inde Blucin Devrinin Çocukları, bir isyanın, bir devlet karşıtı hareketin, bir özgürleşme hareketinin sembolü olarak değerlendirilebilir.
18 Kasım 1983’te, tümü Gürcü entelektüel seçkin ailelerin oğulları olan yedi genç, devlete ait Aeroflot şirketine ait bir uçağını kaçırarak Sovyetler Birliği’nden kaçmaya karar verir. Hava korsanları arasında ressam Gia Tabidze, Davit Mikaberidze ve Soso Tsereteli; aktör Gega Kobakhidze (daha sonra Tengiz Abuladze’nin Repentance isimli filminde rol alması için seçilecektir) ve doktorlar Paata ile Kakhi Iverieli vardı. Düğüne gitme bahanesiyle Tiflis’ten uçağa binen bu yedi genç, bir süre sonra komutayı ele geçirerek uçağın yönünü Türkiye’ye çevirmeye çalışırlar. İçerisinde toplamda 57 yolcu ve yedi mürettebatın yer aldığı uçak, bu süreçten itibaren oldukça kaotik bir olaylar silsilesinin de merkezine yerleşir.
Gürcü gençlerin giriştiği ve devri için “akıl almaz” olarak tanımlanabilecek bu girişim, Sovyetler’in olaya hızlıca müdahale etmesiyle hızlıca bastırılır. Uçağa düzenlenen âni bir baskın ile uçak kaçırma girişiminde bulunan gençler özel kuvvetler tarafından yakalanır. Baskın o kadar beklenmedik ve hızlı gerçekleşir ki bu sürede sivil kayıplar olmasına karşın isyancı grup teslim alınır. Sovyet mahkemeleri tarafından yargılanan gençlerin tamamı, bu öfkeli girişim ve kanlı baskın gerekçe gösterilerek idam cezasına çarptırılır, hamile bir kadın haricinde hepsinin cezası (kurşuna dizilmek suretiyle) infaz edilir. Söz konusu tüm bu süreçte neler yaşandığını konu alan Blucin Devrinin Çocukları da kişinin kendi hürriyet arayışı içerisinde gerektiğinde devlete ve devlet kurumlarına karşı ne tür radikal girişimlerde bulunabileceğini konu alan bir eser olarak değerlendirilebilir.
Dato Turaşvili’nin oyun metnini yeniden ele alarak 2008 yılında roman formunda yayımladığı Blucin Devrinin Çocukları, yedi Gürcü gencinin hikâyesini dile getirirken bunun bir ulusun kendini bulma serüveninde nasıl bir anlam taşıdığı sorunsalı üzerinde durur. Daha sonraki yıllarda Gürcü gençleri için birer kahraman mertebesine yükselecek olan bu yeni isim, birer kahraman olarak anılmakla beraber özgürlük hareketinin de merkezinde yer alacaklardır.
Ana teması romanın ana kahramanı Gega Kobakhidze ve arkadaşları etrafında şekillenen Blucin Devrinin Çocukları’nda karakterlerin sahip oldukları psikolojiler ve giriştikleri edimlere karşı üstlendikleri sorumluluklar birçok noktadan dikkat çeker. Yazar Dato Turaşvili, bütün bir romanı Gega Kobakhidze’nin psikolojisi üzerinden kurgularken onun şahsında bütün bir Gürcistan’ı ve Gürcü gençliğini simgeleştirir. Bu anlamda anıtsal bir esere yaraşır anıtsal bir kahraman yaratılmaya çalışılır. Gega Kobakhidze ve arkadaşlarının merkezinde yer aldığı bu kaçma girişimi, daha sonraki yıllarda bir isyan hareketi olarak dalga dalga yayılırken okur tüm bu süreci yakından hisseder. Onların geleceğe dair umutlu hayalleri, kendilerini bekleyen yeni yaşama dair kurdukları tasavvurlar, sürekli birbirlerine anlattıkları hikâyeler okura hem onların psikolojisine dair fikir verir, hem de yazarın/anlatıcının hangi konulara dikkat çekmeye çalıştığını görünür kılar. Blucin Devrinin Çocukları, bu yönüyle psikolojisi oldukça güçlü bir eser olarak yorumlanabilir.
Dato Turaşvili’nin 2001 yılında bir tiyatro oyunu olarak izleyicilerle buluşan, ardından 2008 yılında roman olarak okurun karşısına çıkan Blucin Devrinin Çocukları isimli eseri, Gürcistan özgürlük hareketinin dönüm noktalarından birisi olarak anılabilecek tarihi bir hadiseyi merkezine alır. Gega Kobakhidze ve altı arkadaşının giriştiği söz konusu bu uçak kaçırma girişimi daha sonraki yıllarda girişilecek birçok önemli hamlenin de fitilini ateşlerken bu travmatik olay sıkça yakın dönem Gürcü tarihinin de çarpıcı hadiselerinden biri olarak anılır.
edebiyathaber.net (1 Aralık 2022)