Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?
Kendimi bildim bileli elimde hep kâğıt ve kalem oldu. Sanırım hemen hemen her çocuk gibi resim yapmak, keyif aldığım en güzel oyun alanıydı. Köyde ve küçük yerleşim yerlerinde geçen çocukluğum, hayal gücümü aktive etme adına büyük şanstı benim için.
Ortaokul da hayran olduğum resim öğretmenim sayesinde de keyif aldığım karalama işlerine daha ciddi bir gözle bakmaya başladım. Lise de bir resim atölyesinde eğitim aldım ve Muğla Üniversitesi Resim-İş Öğretmenliği bölümüne girdim. Burada klasik resim eğitimi aldım. Şu anda da çalışmalarıma figüratif bir anlayışla devam ediyorum. İllüstrasyon ile de ilişkim henüz çok yeni. Arkadaşım Hilal Çakır ile birlikte Anadolu kıyılarına özgü deniz canlılarını ve bu alanda çalışan kadın balıkçılar üzerine bir çocuk kitabı serisi düşledik. Kadın Balıkçılar Derneği’nin desteği ile de Edremit Körfezi’nden başlayarak, ait olduğumuz kültürden hayalimize adım attık.
Çizer kitaba nasıl hazırlanır?
Metin elime geçince defalarca okuma yapıyorum, olay örgüsünü aklımda sürekli kurguluyorum. Bu süreç benim için kuluçka evresi gibi. Aynı sahneleri farklı şekillerde sayısız kez döndürüyorum zihnimde. Bu sahneleri düşümde canlandırırken, bir yandan da gözlem yapıyorum.
Çalıştığım yazarlar genelde yakın çevremden olduğu için, kendi öyküleri üzerine yazarken ne düşündükleri hususunda paylaşım yapabiliyoruz. Birkaç karakter tasarlayıp eskizlerini hazırlıyorum, sonra da yazarla paslaşıyoruz. Öğretmen olmak bu anlamda işimi kolaylaştırıyor. Elimde örneklem çok geniş. Ara ara karakterlerde kendimden de bir parça koyuyorum. Hatta bu bir hayli fazla oluyor. Kendimi karakterlerle özdeşleştiriyor olabilirim.
Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?
Yazar metni hazır ettikten sonra editör ile gerekli düzeltme ve düzenlemeleri yapınca çalışma aşaması bana geçiyor. Ben, genel anlamda eskizlerimi tamamladıktan sonra editör ve yazar ile birlikte bir görüşme alıyoruz. Çizimler üzerinde ekleme, çıkarma yapılıp yapılmayacağını konuşup, tartışıyoruz.
Varsa önerileri değerlendiriyoruz. Tüm düzenlemeler bitince tekrar bir toplantı alıp, çalışmayı basıma devrediyoruz. Özgür bir çalışma ortamına sahip oldum şimdiye kadar, bu manada yazar ve editör ile sağlıklı bir iş ilişkimiz oldu.
Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?
Teknik anlamda değerlendirecek olursak; en büyük kaynak artık dijital dünya. Elimizin altında her an ulaşabileceğimiz sınırsız sanatçı ve örnek var. Gözümü eğitmek, sürekli yeni keşfettiğim sanatçıları izlemek, beni ileriye götürürken ilham kaynağı da olabiliyor. Tabii elimden geldiğince de aktif olarak sanatsal aktiviteleri takip etmeye çalışıyorum. İçerik olarak ise; besin kaynağım insan ve toplum. Sıklıkla içe dönen bir bireyim. Kendimi dinler, kendimi ve çevreyi sorgularım. Günlük hayatın rutinleri de dahil olmak üzere, biriktirdiğim izlenimler benim devinim noktam.
Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?
Hazırlığın genel perspektifinden az önce söz ettik. Buna ilaveten kitabın yayımlanma sürecinde ki en konforlu alana ben sahibim sanırım. Sona en yakın dönemde kitabı ben devralıyorum.
Belirsizlik süreci her ne kadar stresli olsa da, çizimlerin tamamlanması ile az çok kitabın nasıl olacağını görmüş oluyoruz. Fakat kitabın son haliyle elinize ulaşması, ete kemiğe bürünmüş halini görmek, tatlı bir gurur ve heyecanın buluşması oluyor.
edebiyathaber.net (3 Aralık 2022)