Ünlü casus kitapları yazarı Ben Macintyre’ın yazdığı, ‘Âşık, Asker ve Casus’ alt başlıklı ‘Ajan Sonya’, Sovyetler Birliği’ne atom bombası yapmasında yardımcı olmak, Doğu-Batı arasındaki dengeyi sağlamak ve nükleer savaşı engellemekle görevli Ursula Kuczynski’nin hayatını anlatırken, yirminci yüzyıldaki ideolojik çatışmalara, çıkarlara, dünyanın kaderini değiştiren olaylara da değinerek soluk soluğa okunan bir kitap haline bürünüyor.
“Ursula yıllar boyunca, İngiltere’nin atom silahları araştırma programının ta içinde bir komünist casuslar şebekesi çalıştırmış, Moskova’ya, sonunda bilim insanlarının kendi nükleer mekanizmalarını yapabilmelerini sağlayan bilgileri iletmişti. Köy hayatının tamamıyla içindeydi; yaptığı scone’lar Great Rollright’ta çok kıskanılıyordu. Oysa gizli, paralel yaşamında, kısmen Doğu ile Batı arasındaki dengeyi korumakla ve atom silahlarının bilgilerini bir taraftan diğerine vererek nükleer savaşı engellemekle (buna inanıyordu) sorumluydu. Erzak listesi ve taşıma torbalarıyla bisikletine atladığında Bayan Burton, ölümcül sırlar alışverişine giderdi. Ursula Kuczynski Burton, bir anne, ev hanımı, romancı, uzman radyo teknisyeni, casus şebekesi yöneticisi, kurye, sabotajcı, bomba imalatçısı, Soğuk Savaşçı ve gizli ajandı ve hepsi de aynı andaydı. Kod adı “Sonya” idi. Bu, onun hikâyesidir.” Ve, “Fakat Bayan Burton’ın en önemli görevi, dünyanın geleceğini şekillendirecek bir işti: Sovyetler Birliği’ne atom bombası yapmasında yardım ediyordu.” Bu okuduklarınız yüksek bütçeli, sağlam oyuncu kadrosu ve dönem filmi sanat yönetimiyle dikkat çeken bir Hollywood filminin konusundan alıntı değil. Onun için filmler çekildi, o ayrı mesele. Bu alıntı, Spy and Trailor, Agent Zigzag, Operation Mincemeat, A Spy Among Friends and SAS: Rouge Heroes gibi dünyada büyük yankı uyandıran casus kitaplarının yazarı Ben Macintyre’ın, Nurdan Soysal çevirisiyle Say Yayınları’ndan çıkan ‘Ajan Sonya’ kitabından. Halen The Times gazetesinde köşe yazarlığı ve editörlük ve yapan, kitapları BBC tarafından belgesellere ve dizilere konu olan Macintyre, bu kez dünyada peşinden bu kadar koşulan ama her defasında bir şekilde ortadan sıvışmayı başarabilen sayılı casuslardan Ursula Kuczynski’nin hayatını anlatıyor.
15 Mayıs 1907’de doğan ve henüz on altısında, ailesinden de gelen “kızıl genler” yardımıyla azılı bir komünist olan Kuczynski, 1940’larda Moskova’dan İngiltere’ye gelip Great Rollright köyünde tadından yenmeyecek pastalar yapıp komşularına dağıtırken diğer yandan da The Firs (Köknarlar) olarak bilinen taş evinin arka bahçesindeki tuvaletindeki radyo sistemi üzerinden atom bombası bilgilerini paylaşıyordu. Öncesinde ise Çin, Polonya ve İsviçre’de casusluk faaliyetleri yürütmüştü. Son görevinde de ölümle cebelleşen Üçüncü Reich’a Nazi karşıtı ajanları paraşütle indiren gizli bir Amerikan harekâtının içine komünist ajanlar sızdırdı. Maskesi düşünce ise elbette kalan tek yola başvurup hayatı boyunca kaçtı.
‘Ajan Sonya’, her ne kadar yukarıda detaya girmeyip özetlemekle yetindiğim satırlarda bir casusun gerçek hayat hikâyesini anlatsa da yirminci yüzyılda tüm dünyanın ortasına düşmüş komünizm, faşizm ve Batı demokrasisi arasındaki kıyasıya ve ölümcül çatışmayı da yazar Ben Macintyre’ın titiz çalışması neticesinde en ince detaylarına kadar anlatan arşivlik bir çalışma.
edebiyathaber.net (6 Aralık 2022)