Dayım işsizdi, en son konu komşunun evlerine gidip emaye tencerede kuru fasulye pişirip tattırarak, tencere satmaya çalışmış, tencereler elinde kalınca tamamen küsmüştü hür teşebbüse. İşte Sergey Bubka da o günlerde kırmaya başladı rekorlarını. Bubka santim santim yükselttikçe çıtayı dayımla ben coşuyor, nem kokulu derme çatma evlerden, aç kalkılan sofralardan, fare yeniği yorganlardan, iyi ısıtılmamış boktan okullardan, kötekçi öğretmenlerden, kaş üzerinde göz arayan kolluklardan, çamurdan, pislikten, irinden, kavurucu sıcaktan ve ısıran soğuktan Bubka’ya sığınıyorduk. Bir gün, dayımla mektup yazdık Bubka’ya, imzalı bir fotoğrafını istedik Türkçe, anneannemden zor bela para alıp SSCB Atletizm Federasyonu’na gönderdik.
Aylar sonra geldiğince cevap, dayım ülkeden çıkmıştı bile. Yıllarca kaçak göçek nerelerde kaldı, hangi ülkelerde ne pis işlere girdi çıktı bilmesem de, beş yıl sonra geri geldi. Heyecanla fotoğrafı gösterdim, ama beklediğim tepki gelmedi. Şöyle bir baktı, “Güzel,” dedi. Sonra ekledi: “Yeğenim, çok yorgunum be.”
edebiyathaber.net (14 Aralık 2022)