Michael Frishkopf ve Federico Spinetti’nin derlediği “İslam Kültüründe Müzik, Ses ve Mimari”, Şükrü Atsızelti çevirisiyle Ketebe Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Ketebe Sanat dizisinden çıkan “İslam’da Müzik, Ses ve Mimari” okurla buluştu. Michael Frishkopf ve Federico Spinetti’nin editörlüğünü yaptığı çalışma ses ve mimarinin bugüne kadar üstüne çok da düşülmemiş olan bağını ortaya çıkaran makalelerden oluşuyor. Mimarinin salt görsel, müziğin de sadece işitsel bir yönünün olmadığını, bu birbirinden ayrı iki alanın bir araya geldiği mekanlarda başka bir bütünlük elde edileceğini anlatan eser, Müslümanların inşa ettiği mekanların sesle bağını kuruyor. Disiplinler arası bir çalışma olan “İslam’da Müzik, Ses ve Mimari”, merkezde yer alan eserlere etnomüzikoloji, antropoloji, sanat tarihi ve mimarlık tarihi perspektiflerinden bakıyor.
Müzik, ses ve mimari arasındaki bağı İslam eserleri üzerinden inceleyen makalelerden oluşan çalışma, hem ele aldığı konu hem de yaklaşımıyla sıra dışı bir okuma deneyimi sunuyor. Michael Frishkopf ve Federico Spinetti’nin editörlüğünü yaptığı kitap, İslam dünyasında, kültüründe ve sanatında bir tasarım ilkesi olarak sesin merkezi öneminin daha iyi kavranabilmesi için, şimdiye dek birbirleriyle ilişkilendirilmemiş disiplinleri ve düşünce pratiklerini bir araya getiriyor.
Harvard Üniversitesi’nde Hint-Müslüman ve İslam Dini ve Kültürleri profesörü Ali Asani, kitabın önsözünde İslam’da sesin temel bir dinamik olduğunu şu cümlelerle anlatıyor: “Mümin için Kur’an kıraatinin sesi, anlamla doğrudan şahsi ve zihinsel, aşkın olanla estetik bir karşılaşmadır. Kur’an’ın işitsel/sözlü ve yazılı formları birbirini en başından beri bu şekilde tamamlamakta ve bugün de tamamlamaya devam etmektedir. Aslında çoğu Müslümanın, İslam’ın bu en kutsal metniyle etkileşim kurma vasıtası hâlen sestir; yazılı metin hatırlatıcı belge işlevi görmektedir.”
Ses ve müziğin İslam kültüründe mekanların oluşumuna katkıları ise çalışmada yer alan farklı makalelerle ele alınıyor. D. Fairchild Ruggles, Nina Ergin, John Morgan O’connell, Irene Markoff, Michael Frishkopf, Jonathan H. Shannon, Cynthia Robinson, Glaire D. Anderson, Paul A. Silverstein, Kamil Khan Mumtaz, Saida Daukeyeva, Anthony Welch ve Federico Spinetti’nin farklı bölgeler ve tarihsel süreçleri ses, müzik ve mimari bağlamında anlattığı makaleler, şiirden tasarıma, halk müziğinden peyzaj mimarisine, ritüellerden şehir planlamasına, ses performasından coğrafyaya uzanan bir kültürü yansıtıyor.
İslam dünyasında ses ve mekan ilişkisinin çok yönlü bir tasvirini oluşturmayı amaçlayan eser, İslami çalışmaları etnomüzikoloji, antropoloji, sanat tarihi ve mimarlıkla bir araya getiren çarpıcı ve disiplinler arası perspektifiyle, tarihsel ve çağdaş üretimlere yönelik yepyeni kapılar açıyor. Geçmişten günümüze ses ve mekân arasındaki etkileşimlerin, görsel ve işitsel imgelerin bir aradalığının onları üreten, deneyimleyen ve dönüştüren insanlar açısından taşıdıkları anlamları araştırıyor.
Bu yenilikçi, disiplinler arası derleme hem bugün hem de tarihte Müslüman kültürlerde toplumsal olarak yaşanan ve tecrübe edilen müzik, ses ve mimari arasındaki ilişkileri inceliyor.
İslam medeniyetini dışarıdan bir bakışla ele alan Michael Frishkopf ve Federico Spinetti çalışmanın muradını şöyle anlatıyorlar: “Kitap, İslami bağlamları merkez almaktadır. İslam’ı hatırı sayılır karmaşıklık ve çeşitlilik barındıran geniş nitelikte tarihî, dinî ve sosyopolitik bir muhit olarak kabul ediyoruz. İslam burada, analizlerimizin yorumlama sistemini belirleyen önceden şekillendirilmiş bir kategori ya da ‘değer sisteminden’ ziyade geniş bir yelpazedeki sosyokültürel, tarihî ve coğrafi ortamların hususiyetlerini incelemeye tabi tutmamızla baştan başa araştırılmıştır. Bu derleme, müşterek tarihî bağlantılar ve miraslarla İslam dünyasındaki insicamlı sosyokültürel özelliklere yönelik büyük bir ilgiyi aksettirmektedir.”
edebiyathaber.net (16 Ocak 2023)