“Koşmak uçmak gibidir, diye düşündüm. Koşmak insanlar için uçmaktır. Ama ayakların yerden kalkmadan.”
Görme engelli bir çocuğun ya da yetişkinin dünyayı bizden farklı bir şekilde algılayabileceğini biraz düşününce kestirmek mümkün fakat bunu yazıya dökmek hem cesaret hem de beceri ister. Jef Aerts’in son romanı Ronke’nin Yıldız Avı böyle bir kitap. Yusuf Yelkenci tarafından dilimize kazandırılan Ronke’nin Yıldız Avı, İlk Genç Timaş etiketiyle yayımlandı.
Ronke’nin anlatıcı olduğu kitapta romanın atmosferini, mekânlarını Ronke’nin duyularıyla algılıyoruz. Bu hem çok ilginç hem de inanılmaz güzel. Jef Aerts, daha çok dokunma ve işitme duyularımıza hitap eden bir roman yazmış. Okurken bazen durup gözlerimi kapadım ve Ronke’nin tasvirlerini düşündüm.
Ronke, görme engelli bir çocuk, hayal gücü çok zengin ve koşmayı da çok seviyor. Koşmak kadar sevdiği diğer bir şeyse uzay. Yine de hayallerinde hep koşuyor… deniz kenarında, kumların üzerinde, etrafına kum saçarak, dalgaların ve martıların sesini dinleyerek. Özellikle hayallerinde koşmasının ise iki sebebi var, birincisi görme engelli olması, ikincisi ise iki sene önce koşarken bir çocuğa çarpması. Bu çarpışmada diğer çocuğun kolu kırılıyor. Her ne kadar kendi annesi ve çarptığı çocuğun annesi onu suçlamasa da o kendini suçluyor, zihninde bu olay tekrar tekrar dönüyor ve söylenen, masum gibi görünen sözlerin üstündeki olumsuz baskısını hissediyor ve o da artık sadece hayallerinde koşuyor.
Katıldığı kampta uzayla ilgili yapılan aktiviteler oldukça ilgi çekici ancak takım arkadaşı Nouri, Ronke’nin ne yaptığının farkında ve onu bu konuda biraz rahatsız ediyor. Başta Nouri’nin davranışlarını kaba bulsam da bu ikili çok geçmeden birbirlerini anlamaya başlıyor ve güzel bir arkadaşlıkları oluyor. Ronke’nin hayal gücü ne kadar kuvvetliyse, Nouri de o kadar gerçekçi ve ikisi de bunun farkında. Ronke, hayal kurması için Nouri’yi cesaretlendiriyor hatta:
“Hayat etmek, dokunmak, duymak veya görmek gibidir, ama kafanın içinde.”
Arkadaşlıkları Nouri’nin hiç görmediği dedesinin ölmeden önce onu görme isteği gibi zor bir konu karşısında kuvvetleniyor. Nouri, doğduğu günden beri görmediği babasına ve dedesine karşı tepkili. Dedesinin bu talebini annesinin olumlu karşılaması onu çok sinirlendiriyor. Nouri, Ronke’ye istediği gibi özgürce koşması için yardım ederken Ronke de Nouri’ye almak üzere olduğu bu önemli kararda destek oluyor.
“Hızlı bir Ferrari, ışık hızıyla karşılaştırıldığında hiçbir şeydir. Ve bir insan hayatı, bir gezegenin varlığıyla kıyaslandığında göz açıp kapayıncaya kadar geçen süreden ibarettir.”
İki çocuğun birlikte hareket etmeleri, yaşadıkları sorunlar, problem çözme ve sorunlarla baş etme açısından önemli kazanımlar sunuyor. Eğitimciler, uzmanlar okumanın ne kadar önemli olduğundan ve empatiyi geliştirdiğinden bahsederler ve haklıdırlar. Ronke’nin Yıldız Avı, Ronke’nin yaşamını ajite etmeden aktaran, aynı zamanda çocukların empati yeteneklerini geliştirecek bir roman. Yazarın, engelli bir karakteri anlatıcı olarak seçtiği halde bu dengeyi kurabilmesi beni mutlu etti. Okuyanların Ronke’nin yanındaymış hissiyle bu maceraya katılacağına eminim, ayrıca roman bittikten sonra etraflarına farklı bir gözle bakacaklarına da. Ronke’nin Yıldız Avı hem iyi, sürükleyici bir roman hem de eğitimde de kullanılacak bir materyal.
Daha önce Jef Aerts’in Mavi Kanatlar adlı romanını da okuyup onun hakkında da yazmıştım. Yazar, hem Mavi Kanatlar’da hem de Ronke’nin Yıldız Avı’nda yalın bir dille ve kurduğu gerçekçi atmosferle okuru romanın içine çekmeyi başarıyor. Ronke’nin Yıldız Avı’yla yazar hakkındaki düşüncelerim doğrulandı: Jef Aerts, çocukların, özellikle farklı özellikleri olan çocukların dünyasına girmekte ve onları yansıtmakta başarılı bir yazar.
edebiyathaber.net (30 Ocak 2023)