Yazar Mehmet Çimen ilk kitabı Her Şeyin Bi’Şeyi Vardır’da; insanın görünürde olandan ziyade hisleriyle ve geçmişiyle barışırsa ancak gerçek bir özgürlüğe kavuşacağına dikkat çekiyor.
Yabancı bir ülkede suç işleseniz ve mahkeme anında önünüzde iki zorlu seçenek olsa ne yaparsınız? Biri deli olduğunuzu desteklemek için susmak ve bambaşka bedeller ödemek, diğeri gerçeği açıklayıp verilecek cezaya boyun eğmek ama kendiniz gibi dürüst kalmak… Hangisini seçerdiniz; gerçekle gelen esareti mi, yalanla gelen özgürlüğü mü?
Mehmet Çimen, Her Şeyin Bi’ Şeyi Vardır isimli A7 Kitap tarafından yayımlanan ilk çalışmasında bu soruya yanıt arıyor. 30 yıldır, özel sektörde yöneticilik yaparken ilk kitabını yayımlama kararı alan Çimen, Moldova’da eşiyle birlikte yakaladığı aktörü dövünce hapse giren Şevket’in başından geçen olayları anlatıyor. Kendine göre bir espri anlayışı bulunan, dili erkeksi kahramanımızın hayatı, kitap boyunca gözler önüne seriliyor.
BASİT OLMAK, HAYATI KABULLENMEK DEMEK…
Ortaokul sırasında şişman bir arkadaşını kendi iradesiyle nasıl dövdüğünü anlatıyor önce kahramanımız Şevket. Hayatında ilk kez hissettiği özgürlük duygusunu ve bu hissin üzerindeki etkisini… Çok da güvenmediği bir ülkede, tek dostunun tercümanı Fahri olması, onunla özgürce konuşabilmesi de zamanla onu kendi ailesinden biri olarak görmesine yol açıyor. Hayatta kime sırrımızı açıyorsak, onunla aile bağı kurmamız şartmış gibi…
Hücresinde kendi başına kaldığı aylar boyunca, çokça düşünme şansı olan Şevket, tercümanı Fahri’yle yaşamının sırrını paylaşıyor: “Her şeyin bi’ şeyi vardır!”
Kitabın da adı bu sözden geliyor; değiştiremeyeceğin her şeyi kabullenmenin ve basit düşünüp, basit yaşamanın aslında büyük bir çözüm yolu olduğundan… Peki, kabullenmek ve basit yaşamak o kadar kolay mı? Hayır. Onun için uzun bir sorgulama ve kişinin kendi çizdiği yolda defalarca kaybolması gerekiyor. Şevket diyor ki, tercümanı Fahri’ye:
“Maymuncuk gibi bir anahtar verdim sana. Açmayacağı kapı yok! Niçin şöyle, böyle deyip duruyor mu kafandaki tilkiler? Her şeyin bi şeyi vardır de onlara. Öyle olması gerekiyormuş, olmuş işte. Allah var mı diye soruyorsun ya? Hemen uygula bak. Her şeyin bi şeyi vardır. Her varlığın, bir yaratıcısı vardır.” (Sayfa 25)
GÖRÜNENLERİN ANLAMI DERİNDEDİR!
Yazar Mehmet Çimen, Şevket karakteriyle birlikte bu kabullenme kavramının altını birkaç kez çizmekte ısrar ediyor. Davada hakimle yaptığı kötülük üzerine konuşma da bunun bir izdüşümü gibi okuyucunun karşısına çıkıyor:
“Bence kötülük bizim zihnimizde ürettiğimiz bir zandan ibaret. Tamam! Kötülük eden insan kendi eyleminden sorumludur. Onu herkes anlıyor. Anlamakta zorlandıkları şu: Ne kadar çalışsan da başına yıldırım düşen birisini kurtaramazsın diyorlar bu sefer. Evet kurtaramazsın. Yani elimizden hiçbir şey gelmeyen, yok edemediğimiz olasılıklar da var. Burada şunu düşünelim o zaman. Senin bu felaketlere karşı elinden geleni yapman ve elinde olmayan şeylerin varlığını kabul etmen gerek. Kabul ettiğin anda, kötülüğü yarattı diye sorguladığın Tanrı’ya işini öğretmeyi bırakıp, ona güvenmeye başlarsın. Güvenirsen, neyin kötü, neyin iyi olduğunu bilemeyeceğini bilirsin. O zaman Tanrı ile aranda bir fark olduğunu kabul edersin. Çaresiz hastanın, doktoruna teslim olduğu gibi, tanrıya güvenirsin. Bacağını kesmek zorundayım dediğinde, doktorun niyetinin sana kötülük etmek olmadığını bildiğin gibi…” (Sayfa 69)
“30’umda bütün ailem yok oluncaya kadar her şeyin doğrusunu yaptığımı düşünüyordum. Sonra altüst oldum. Karanlıkta yapayalnız kaldım. En başa şişmanı dövdüğüm zamanlara geri döndüm. Meğerse bulduğum aradığım değilmiş. İç dünyamı rayına sokmak için eski doğrularımı tekrar ettim, olmadı. 30-35 yaş arası tam bir kayboluş. Yaş 35 olunca dış dünyam da kördüğüm oldu. Artık denemediğim doğrular, susup kabullendiğim yanlışlar istemiyorum.” (Sayfa 17)
Ölüm, yaşam, güven, akrabalık, evlilik gibi temel değerleri sorgulayan Şevket’in, güven duygusunu hepimiz gibi aile kavramıyla nasıl pekiştirdiği de ortaya çıkıyor; güven olarak saydığı şeyin mal varlığından ziyade ailesi vefat edince ortadan kaybolduğunu söylüyor.
Kitabın mahkeme bölümündeyse, Şevket’in peşini iyinin de kötünün de içinde yer aldığı sürprizler bırakmıyor. Kitap aynı hayat gibi her duyguyu içinde barındırırken, finaliyle de okuyucuyu şaşırtıyor.
Kaynak: Her Şeyin Bi’ Şeyi Vardır, Mehmet Çimen, A7 Kitap, 80 Sayfa
edebiyathaber.net (6 Şubat 2023)