Otuz yazıdan oluşmasını tasarladığım bu dizide, “Nasıl doğru yazılır” sorusunun yanıtını -çeşitli açılardan bakarak- sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
…
Tecrübeyle sabit: Bir roman en az iki kez yazılınca ince ayarlara geçiliyor ve bir romanı var eden, ayrıntılarla doğrudan ilintili olan ince ayarlar. Peki nedir bu ince ayarlar? Öncelikle yazım ve noktalama kurallarına uygun mu yazdıklarım? Sonra kullandığım sözcükler “doğru” sözcükler mi? Bu iki soruya doyurucu yanıtlar vermeden ince ayarlar yapılamıyor maalesef. Unutmayın, bir yazıda içinize sinmeyen yerler genelde hatalı; yani düzeltilmesi gereken yerlerdir. “Yazarın el çantası” adını verdiğim aşağıdaki kaynakları elinizin altında bulundurursanız çoğu insana angarya gelen “ince ayarlar” sizin için oyun gibi olur. Kuşkusuz bu söylediğim; sözcükleri parlatmayı, cümleleri eğip bükmeyi, metnin olgunlaşmasına emek vermeyi; velhasıl bu zevkleri tatmayı sevenler için geçerli.
Listeyi vermeden şunları da belirtmek isterim: Yazdığınıza mesafe koyma, onu eleştirme yönünde kendinizi geliştirmelisiniz. Böylelikle iyi bir ürün ortaya çıkarma yolunda epey ilerlemiş olursunuz. Size önerim, ayrıntıları unutuncaya kadar yazdıklarınızı “dinlendirmeniz”. İnce ayar aşaması için şart bu; çünkü metin dinlenince sizden uzaklaşıyor, hataları daha rahat görebiliyorsunuz, o vakit değişiklikler için adım atmanız kolaylaşıyor.
Bilindiği gibi ayrıntıya düşkün olmak, sosyal ilişkileri diğer insanlar gibi mutlu ve başarılı sürdürme konusunda sizi zorlayabilir, ama öte yandan böyle bir özellik yazar için büyük bir şans. Ayrıca ayrıntı düşkünlüğünü yalnızca durağan nesneleri gözlemlemekle sınırlandırmayın bence. Davranışlarından, insanların neler düşündüğünü tahmin etme becerisi kazanmaya bakın derim. Hatta mümkünse kişiliğinizin ayrılmaz parçası olsun bu özellik; ek bir emek harcamanıza gerek kalmasın. Bir süre sonra birinin belli durumlarda burnunu çekmesinin ne anlama geldiğinden tutun, sohbetten rahatsız olduğunda verdiği işaretlere kadar sosyal hayatta işinize yarayacak bilgileri kendiliğinden edinmenin yanı sıra bunları yazdıklarınızda rahatlıkla kullanabildiğinizi göreceksiniz. Unutmayın, roman bir dünya tasavvurudur ve o dünyayı yazar; en genel olarak bilgi, yaşanmışlık ve birikimiyle doldurur.
Roman yazarken elimin altında aşağıdaki kaynakları bulundururum. İtiraf etmek gerekirse, herhangi bir sözcüğü daha iyi nasıl ifade edebilirim; dilimin ucuna gelen sözcüğü nasıl bulurum, sorularına eşsiz ve şaşırtıcı yanıtlar sunduğu için benim için en önemlisi Özcan Yalım’ın kitabı. Ayrıca yazmaya yeni başlamışsanız ve noktalama sorunları yaşıyorsanız sizler için listeye Osman Bolulu’nun kitabını aldım. Basit anlatımıyla, temeldeki eksikliğin giderilmesine yardımcı oluyor.
Önem sırasına göre olmayan aşağıda kitapları bir ustanın alet çantasına benzetirim. Hani derler ya; alet işler, el övünür! Dilerim eliniz çokça övünür…
Yazarın el çantası/Başucu kitapları
- Türkçe Sözlük, TDK.
- Yazım Kılavuzu, TDK.
- Sözün Işığı (Uygulamalı Noktalama Bilgileri), Osman Bolulu, Toroslu Kitaplığı.
- Türkiye’nin Ağaçları ve Çalıları, Necati Güvenç Namıkoğlu, NTV Yayınları.
- Renkli Türkiye Bitkileri Atlası, Prof. Dr. Nebahat Yakar, Büke Kitapları.
- Osmanlıca-Türkçe Lügat, Ferit Devellioğlu, Aydın Kitapevi.
- Türkçe’de Yakın ve Karşıt Anlamlılar Sözlüğü, Özcan Yalım, YKY.
- Türkçe Sorunları Kılavuzu, Necmiye Alpay, Metis Yayınları.
- Büyük Argo Sözlüğü, Hulki Aktunç, YKY.
- Kadın Argosu Sözlüğü, Filiz Bingölçe, Metis Yayınları.
- Öz Türkçe Sözlük, Ali Püsküllüoğlu, Arkadaş Yayınevi.
- Büyük Deyimler Sözlüğü (2 Cilt), M. Ertuğrul Saraçbaşı, YKY.
edebiyathaber.net (13 Şubat 2023)