Madelon Sprengnether’ın “Freud’un Yası” adlı kitabı, Melih Pekdemir çevirisiyle Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Mart ayında Lacivert Kitaplar dizisinde Freud’un Yası kitabına yer veren Ayrıntı Yayınları, Sigmund Freud’un erken dönemde yaşadığı kayıplarla ilgili bir çalışmaya yer veriyor. Freud’un yasını tutamamasının yas teorilerini nasıl şekillendirdiğini inceleyen Madelon Sprengnether, aynı zamanda feminist bir psikanalitik eleştirmendir.
Yazar, “Freud’un yas konusuna yaklaşımını ve bundan kaçınma yollarını anlamak, düzgün şekilde onun yasını tutmamıza yardımcı olur” demektedir. Lacivert Kitaplar dizisinden çıkan kitap Melih Pekdemir çevirisiyle okurun ilgisine sunuldu.
Arka kapaktan:
Freud’un Yası, 20. yüzyıl boyunca psikanalitik teori ve uygulamalardaki değişimleri keşfetmenin temeli olarak Freud’un yas deneyimlerini ve teorilerini çözümlemektedir. 20. yüzyılın başlarındaki modernist Freud yerini 21. yüzyılın postmodern Freud’una bırakmıştır. Madelon Sprengnether, Freud’un hayatındaki başlıca biyografik vakaların önemli bir yorumunu sunuyor ve bunu yaparken Freud’un erken yaştaki kayıplarının yasını tutamamasının yas teorilerini nasıl şekillendirdiğini ortaya koyuyor. Bu durumun ardıllarına ödipal öncesi çalışmalar alanını açarak nesne ilişkileri, öznelerarası ve karşıaktarım teorileri, Lacancı analiz ve travma teorisi gibi bir dizi yeni psikanalitik teoriye imkân sağladığını ileri sürüyor. Bu yaklaşımların çoğu, yasın ego gelişimi süreci için kritik olduğu şeklindeki formülasyon konusunda farklı yönlerden gelip bir noktada buluşmaktadır. İşte bu argüman aracılığıyla Sprengnether de, modernizmden postmodernizme, yani ustalık vurgusundan kırılganlığa, dikeyden yatay anlam oluşturma sistemlerine ve kelimelerle temsil edilebilen alandan sözel olmayan alana geçişin izini sürüyor.
Freud’un Yası, Freud’un yasla kendi mücadelesini keşfederek, onu donmuş idealleştirmeden kurtarırken ve çalışmalarının 21. yüzyılda taşıdığı önemi gösterirken, bizim de onun yasını tutmamıza imkân tanımaktadır.
Kitaptan alıntılar:
“Yas tutmanın bir ürünü olarak ödipal teori olağan varsayımda, Freud’un babasının ölmesini istediği, çocuklukta bastırılan bu duyguların babasının gerçek ölümünün baskısı altında yeniden ortaya çıktığı yönündeki keşfini kodlamaktadır”
“Doğumundan 150 yıl sonra, fikirlerinin (kuşkusuz etkisi azaltılmış biçimde) Batı kültürüne nüfuz ettiği de söylenebilir. Örneğin, Ödip kompleksi, penis haseti, iğdiş edilme kaygısı, çocuk cinselliği, bilinçdışı veya id terimlerine kim aşina değildir ki? Ve Freud’dan sonra, rüyaların istek doyumu olma özelliklerini ya da gündelik dil sürçmelerinin gizli önemini kim reddeder ki?”
“Freud’un anne-bebek ilişkisinin dinamiklerini ve beraberinde getirdiği yoğun gelişim dramasını gizleyen ödipal yapısı, Freud’un göz atabileceği ancak doğrudan ele alamadığı bir konu olan yas tutmanın bataklığına yaslanmaktadır.”
edebiyathaber.net (8 Mart 2023)