Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Afşin Kum’u, eşi Serpil Çağlayan ile konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Çantasında daima küçük bir defter bulundurur ve aklına gelen fikirleri, hikâyeleri, ilginç bulduğu şeyleri oraya not edip sonrasında onlardan derli toplu metinler yaratır. Kitabı yazma işini de çoğunlukla müzik yapmak için kullandığı, evdeki müzik odasında, gitarları ve kayıt aletleri arasında yapmayı başarıyor. Özellikle hatırladığım bir anım yok ama o kargaşa içinde çalışabilmesi bana hep ilginç gelmiştir.
Eşinizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Yıllardır paylaşıp üzerine konuştuğumuz bir yığın kitap/film birikti. Ortak bir kütüphanemiz var her şeyden önce. Kitap çevirileri yaptığım için eşimin benim çevirdiğim metinleri de ilgi alanı olmasa bile fikir vermek için okumuşluğu vardır. Ben de onun yazdıklarını yayımlanmadan önce okuyup fikirlerimi söylerim. Böylece belki normalde ilgimizi çekmeyecek eserleri kitaplıkta bulup okuduğumuz oluyor. Ya da hakkında ısrarla konuşup merak uyandırarak birbirimize okutuyoruz bir şekilde.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Hemen her şeyi konuşur, paylaşırız. Eleştiride sınır tanımam, “dost acı söyler” mottosuyla özgürce eleştirimi yaparım. O yine bildiğini okur ama yazdıklarına farklı bir bakış açısı sağladığım için sanırım, bana okutmayı seviyor. Ben de aynı şekilde çevirilerimde onun eleştirilerini değerli buluyor ve dikkate alıyorum.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Genelde sade filtre kahvesi ve çizgisiz minik defteriyle bilgisayarın başına geçmesi yeterli.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Ionesco’nun Yalnız Adam’ı.
edebiyathaber.net (23 Mart 2023)