Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Eda Akel’i, kardeşi ressam Nurhan Kocaoktay ile konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Açıkçası onun için yer önemli değil. Defterleri, telefonu, bilgisayarı notlarla, proje fikirleriyle, öykü konularıyla, öykü kesitleriyle, roman girişleriyle, şiirlerle doludur. Ama galiba en çok geceleri yatağındayken yazıyor; telefonuna ya da yastığının altındaki defterine. Bir de yolculuklarda. Metroda, otobüste vb.
Kardeşinizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Bir proje fikri oluştuğunda mutlaka ilk önce benimle paylaşır, bunu övünerek söylüyorum. Okuduğu bir kitap, bir şiir, bir makale… ne olursa mutlaka paylaşır, önerir. Ben de onunla paylaşırım tabi. Sadece okuma ve yazı konusunda değil, sanatın hemen tüm dallarıyla alakalı paylaşımlarımız sıktır. Çok sulu gözlü olduğu için, bazen kendi yazdığı şiiri bile bana okurken ağladığı olur.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Karakter isimleri, vurucu son, olayın geçtiği tarih; tüm detaylara kadar anlatır. Aslında onun kafasında öykü bitmiş oluyor, paylaştığında. Bana ya da paylaştığı kimselere sadece beğenip yorumlamak kalıyor. Bir proje kafasında girişinden sonucuna kadar ulaşmadıkça zaten pek paylaşmaz.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Herhangi bir ritüeli olduğunu sanmıyorum. En azından dışardan öyle görünüyor. Ama şöyle bir durumu söyleyebilirim; yazdıklarını önce, eski usul, defterlerine yazıyor. Sonra bilgisayara geçiriyor. Ritüel olmasa da prensibi bu sanırım.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Evin her yerinde okuduğu kitaplar var; tuvalette bile! Hatta annemlerin evinde bile haftasonu okuduğu kitapları var. Şu an Magda Szabo’nun Kapı adlı romanını okuyor. Başucunda 4 kitap birden var şu an; Sulhi Dölek’in Telim Ol Küçük’ü; Seray Şahiner’in Ülker Abla’sı; Golnaz Hashemzadeh Bonde’ nin Bizden Geriye Kalanlar’ı ve yine Sulhi Dölek’in Vidalar’ı. Bir de Pessoa’nın Huzursuzluğun Kitabı’nı sayabilirim. Genelde hiçbir kitabı bitirmeyi uzatmaz, ama bildiğim kadarıyla bu kitabı iki senedir bitirmedi. “Onu okumak ömür boyu sürmeli” der hep.
edebiyathaber.net (13 Nisan 2023)