Audre Lorde’un “Zami: Adımın Yeni bir Söylenişi” adlı romanı, Melis İnan çevirisiyle Otonom Yayıncılık tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Audre, bu kitapta kendi öyküsünü bir şiir misali duygulara dokunarak ilmek ilmek işliyor.
Kitap boyunca sadece küçük siyah bir kızın savaşçı bir kadına nasıl dönüştüğüne tanıklık etmekle kalmıyor, aynı zamanda Audre’nin yolculuğunda adeta ona yoldaşlık ediyoruz. Yazarın şair üslubu insanı sarıp sarmalayan yumuşacık bir mitolojik öykü okuduğumuz hissi yaratsa da, anlattığı sıradan ama keskin duyguların aslında ne kadar sert bir gerçekliğin ifadesi olduğuyla karşı karşıya bırakıyor bizi. Zami, çocukluk ve gençlikte kristalleşen özgün farkımızı içimize akıtan bir hikaye, büyüme ve mücadelenin, dahası bahisdışı olmanın, her seferinde yeniden ayağa kalkıp yola devam etme gücünün hikayesi.
“Birlikte kadın olmak yetmiyordu. Biz farklıydık. Birlikte gey-kızlar olmak yetmiyordu. Biz farklıydık. Birlikte Siyah olmak yetmiyordu. Biz farklıydık. Birlikte Siyah kadınlar olmak yetmiyordu. Biz farklıydık. Birlikte Siyah dykelar olmak yetmiyordu. Biz farklıydık.”
Yazar hakkında
Kendini siyah, lezbiyen, anne, savaşçı, şair olarak tanımlayan Audre Lorde, hayatını ve tüm yaratıcılığını ırkçılık, cinsiyetçilik, sınıf ayrımcılığı ve homofobinin yol açtığı adaletsizliklere karşı koymaya adadı. Spoken word bir sanatçı olarak hitap yeteneği Poetry Foundation tarafından güçlü, melodik ve yoğun olarak nitelendirilen Lorde’un şiirleri ve yazıları büyük ölçüde medeni haklar, feminizm, lezbiyenlik, hastalık, sakatlık ve siyah kadın kimliğinin keşfi üzerinedir. Her iki isminin sonunda yer alan -e harfinin sanatsal simetrisini önemseyen Lorde, ailesinin kendisine verdiği Audrey Geraldine Lorde yerine isminde yer alan “y” harfini çocukluğundan itibaren kullanmayarak Audre Lorde ismini tercih etmiştir. 60’larda New York’ta kütüphaneci olarak çalıştı, sonrasında Tougaloo Koleji’nde, Lehmann Koleji’nde, City University of New York’ta ve Hunter Koleji’nde dersler verdi, atölye çalışmaları düzenledi. 1980’de Amerika’da Renkli tenli kadınların açtığı ilk yayınevi olan Kitchen Table’ın kurucularından biri oldu. Cinsel istismara ve şiddete maruz kalmış kadınlara destek veren Women’s Coalition of St. Croix gibi birçok kuruluşun içinde mücadele verdi. Şiirleri 1960’lardan itibaren düzenli olarak çeşitli dergilerde yayımlandı. İlk şiir kitabı The First Cities ise 1968’de çıktı. Cables to Rage, From a Land Where Other People Live, The Black Unicorn yayımlanmış pek çok şiir seçkisinden sadece birkaçıdır. Şiirlerinin yanı sıra ürettiği düzyazı eserleri arasında, çağdaş feminist kuramların gelişiminde ezber bozucu ve çığır açıcı bir rolü olan Bahisdışı Kız Kardeş (çev. Gülkan ‘Noir’ ve Yusuf Demirörs, Otonom Yayıncılık, 2022) ve kanserle mücadelesini anlattığı The Cancer Journals sayılabilir.
edebiyathaber.net (10 Mayıs 2023)