1. Neden çocuklar için yazıyorsunuz?
Yollarda tabela, sokak ve otobüs durağı isimleri heceleye heceleye dört yaşında okuma yazma öğrenmiş bir çocuk olarak, sanırım ilkokuldan beri sürekli yazıyorum. İlk kitabımın yayımlanması ile çocuk edebiyatına girişimin üzerinden ise on altı yıl geçti. Çocukken gazeteci-yazar olmak istiyordum, dedem gibi. İlkokuldan sonra konservatuvara başladığım için, bir müzisyen olmak üzere mesleğimi on bir yaşında resmileştirmiş oldum. Ama yazmayı konservatuvar yıllarım boyunca hiç bırakmadım. Öte yandan çok da okuyordum. Yirmili yaşlarımın sonunda artık bir kitap yazmaya karar verdiğimde, müzik ve edebiyatı birleştirmek, çocuklara edebiyat vasıtasıyla müziği anlatmak istedim. İlk kitabım Sihirli Mozart bu şekilde doğdu. Bir müzisyenin, bir bestecinin yaşamöyküsünü roman kurgusunda okumak çocukların hoşuna gidince, onlara sözcüklerle müziği yaşatma fikri beni daha da heyecanlandırdı. Sihirli Mozart’ı ikinci kuşak okuyor şimdi ve yıllardır benim biyografilerimi okuduktan sonra müziğe yönelen, müzisyen olmaya karar veren ya da iyi bir müzik dinleyicisi olmaya çabalayan çocukların geri dönüşleri beni çok mutlu ediyor. Çocuklar her zaman oldukları gibiler. Onlar henüz dünyayı, yaşamı tanımazken, saf ve dürüstçe size kulak vermeleri hoşuma gidiyor. Kendi çocukluğumu sevdiğim ve o günleri özlediğim için onlara yazdığım her yeni metinde, yeniden kendi çocukluğumla da bir araya geliyor gibi oluyorum.
2. Okuduğunuz ilk çocuk kitabı hangisiydi? Sizde ne gibi izler bıraktı?
Andersen’den Masallar’ı okumuştum. Beş, beş buçuk yaşında olduğumu da hatırlıyorum.
Doğan Kardeş Yayınları’nın bayağı eski bir baskısı olduğunu biliyorum çünkü kitaplığımda duruyor hâlâ. Karlar Kraliçesi’nden çok etkilendiğimi hatırlıyorum. Çok çabuk inanan, çabuk etkilenen bir çocuk olduğum için, hikâyelerin her biri kitap bittikten sonra ben de bir süre daha yaşamaya devam ederdi.
Bir de Görsel Yayıncılık tarafından fasiküller halinde yayımlanmış çocuklar için dünya klasiklerim vardı. Her kitap dört ya da beş fasiküldü ve her biri farklı renklerdeydi. Robin Hood, Sefiller, Mercan Adası bunlar içinde ilk okuduklarım. Kitap okurken en büyük keyfim evin en kuytu köşesine çekilip Selanik Gevreği yemekti. Şimdi de yalnız yemek yerken kitap okumayı çok seviyorum.
3. Bu kitabı keşke ben yazsaydım, dediğiniz bir kitap oldu mu?
Bu yaşıma kadar muhteşem metinler, kitaplar okudum. Bu beni mutlu etmeye yetiyor mesela. Sevdiğim kitaplarla, yazarlarla bir bağ kuruyorum ister istemez. Kendi sesi olan yazarlara ayrıca hayranım ama keşke ben yazsaydım dediğim bir kitap yok. Mutlaka yazacağım dediğim konular var şu sıralar.
4. Çocuklara yönelik kitaplardan en son hangisini okudunuz? Kitapla ilgili düşüncelerinizi kısaca belirtebilir misiniz?
Şu sıralar biyografi dizimin son kitabı olacak olan Beethoven üzerine çalıştığım için çocuk kitabı okumuyorum. Ama kızım Yaz’ın en son okuduğu ve benimle paylaştığı kitap, John Boyne’un “Artık Hiçbir Yer Ev Değil” isimli romanı. Ben Çizgili Pijamalı Çocuk’u çok beğenmiştim. John Boyne anne-kız çok sevdiğim bir yazar. Bu kitabında da hikâyesini yas, suçluluk duygusu, suç ortaklığı gibi derin kavramlar üzerine kurmuş olması beni çok etkiledi. Okuyacağım en kısa zamanda.
Ben bir yazar olarak, çocuklara mutlaka bir şeyler öğretmesi amaçlanmış, fazlaca iyiden, güzelden, başarıdan bahseden, mutlu sonlu kitaplardansa daha gerçek ve hayata dair hikâyeleri, edebi bir dille anlatan kitapları daha yakın buluyorum kendime.
edebiyathaber.net (5 Temmuz 2023)