Edebiyatla uğraşan kadınları desteklemek amacıyla kurulan Amerikan sivil toplum örgütü VIDA, yaptığı araştırmada edebiyat dünyasının ve edebiyat yayınlarının hâlâ erkek egemen bir yapıda işlediğini ortaya koydu.
The Times Literary Supplement, the New Yorker, New York Times Book Review ve London Review of Books gibi dünyanın önde gelen edebiyat dergilerinin incelemeye alındığı araştırmada, gerek kitap eleştirisi yazanların gerekse kitapları öne çıkarılan yazarların büyük bır kısmının erkek olduğu belirtildi.
Araştırma sonuçlarının edebiyat dünyasında kadınların aleyhine sistematik bir düzenleme olduğunu gösterdiği ifade edildi. Araştırma sonuçlarına göre, London Review of Books ’taki kitap eleştirmenlerinin yüzde 16’sı (184 kişiden 29’u kadın) yazarların ise yüzde 26’sı (221 yazardan 58’i kadın): New York Review of Books ’taki 254 kitap eleştirisinin yüzde 21’i kadınlar tarafından yazılmış, 152 kitabın ise sadece yüzde 13’ü kadın yazarların kitapları. 2011 yılında The Times Literary Supplement ’ta yer alan 1163 makaleden yüzde 30’unun, 1314 kitabın ise yüzde 25’inin yazarı kadın. Granta yüzde 53 ile kadınlara en fazla yer veren yayın olarak öne çıkıyor. Ne var ki, bu oranın da derginin bir sayısını feminizme ayırmasından kaynaklandığı ifade ediliyor.
2010’da the New York Times’ı “beyaz erkek edebiyatçıları” kayırmakla suçlayarak edebiyat dünyasında fırtınalar kopmasına yol açan Jodi Picoult, “Bu yayınlar, edebiyatta toplumsal cinsiyet açısından uçurum yaratılmasına katkıda bulunuyor” dedi. VIDA Eşbaşkanı Erin Belieu ise “Yayın oranlarındaki böylesi bir uçurum, editörlerin ‘iyi” veya ‘iyi değil’ şeklindeki karar mekanizmalarının ötesinde daha sistematik dış etkenlerin devrede olduğunu gösteriyor. Toplumsal cinsiyet zaten hayatımızın hemen her safhasına nüfuz etmiş durumda. Kadınların edebiyat dünyasında daha değerli bir konumda olmasını beklemek saflık olurdu” dedi.
Kaynak: Taraf (05 Mart 2012)