Çizimle olan ilişkiniz ne zaman başladı?
Çizime olan ilgim klişe bir cevap olacak fakat, ilkokulda başladı. Sessiz bir çocukluk geçirdim. Haşarılıktan, hiperaktiflikten uzak daha çok sakin yapıda ve şimdilerde fark ediyorum ki üzüldüğüm zamanlarda çizim yapıyordum. Arkadaşım tasolarını paylaşmadığında mesela bunu kendime dert edip o akşam kendimi bir şeyler çizerken buluyordum.
Çizimim biraz daha ilerleyince 7. Sınıftayken ilçede düzenlenen resim yarışmasına katılmıştım resim öğretmenimin yönlendirmesi ile. O yarışmada birinci olmuştum. Benim için büyük mutluluktu. Güzel sanatlar lisesine gitmek istesem de, tercihimiz meslek lisesi oldu. Lise hayatımda da defterlerim hatta kitaplarım hep minik minikte olsa birçok çizim ile doluydu. Hatta kitaplarımızı iade edeceğimiz zaman hepsini tek tek siliyordum 🙂 okul hayatım bitip, askerliğimi de tamamladıktan sonra çizmedim. En son askerde resimli günlük tutuyordum. Hala saklıyorum onu. Amatörce çok ama benim için anlamlı. Her güne bir resim çizip deftere içimi döküyordum. 2019’a kadar hiç çizmedim bir daha. Pandemi döneminde evde kaldığımız süreçte yine bana çizme perileri geldi. Ufak ufak başladım. Telefondan dijital illüstrasyonlar yapmaya başladım. Tablet edindim, keşfedildim. Sonrası şu anki aşamaya geldim. Herhangi bir eğitim almadım bu konuda ama çok okudum, çok araştırdım ve en önemlisi de çok pratik yaptım. İnsanlar soruyor nasıl öğrendiniz. Kolay olmadı ama ben bunu öğrenmek istiyorum dedim ve her gün azimle çalıştım. Hayatımda sanırım öğrenmek için ilk defa bu kadar çabaladım. Ve hala çabalamaya devam ediyorum.
Çizer kitaba nasıl hazırlanır?
Çalışmaya başlayacağım projeyi önce bir okuyorum. Hatta yetmiyor bir kere daha okuyorum. Bu okumayı çizer kimliğimden sıyrılarak, tamamen bir okuyucu gözüyle. Hikâye bende ne canlandırıyor onu keşfetmeye çalışıyorum. Aklımdaki çıkış noktalarını not ediyorum bir kenara. Bazen bildiğimiz bir nesneyi veya herhangi bir şeyi canlandıramıyoruz gözümüzde. Ya da henüz hiç çizmediğim parçalar var ise örnek fotoğraflar inceliyorum. Bu parçaları nasıl çocuklara hitap eden bir şekle büründürebilirim diye düşünüyorum.
Yabancı meslektaşlarımız buna mod panosu diyor, bende kendimce projeye uygun her türlü fotoğraf ve resimden mod panosu oluşturuyorum. Tabi birde bu çalışmaları yaparken kendime sessiz bir ortam sağlamaya çalışıyorum. Sessizlik ve özellikle gece yarısından sonraki saatler benim için daha verimli geçiyor. Çalışmalarımın oluşum sürecini hep gece vaktinde sessizliğin içerisinde bir bardak kahve eşliğinde yaparım. O an parçaları kafamda birleştiremediğimde muhakkak bir ara verir dikkatimi çok dağıtmadan bir nefes alırım. En son çalıştığım kitaplardan “Benim güzel seccadelerim” kitabı için birkaç gece seccade modelleri inceleyip kaydetmiştim. Sonra o modelleri bir süre inceledim. Aynı şekilde “benim güzel başörtülerim” kitabı içinde hem eşime sorup hem de birçok sitede kıyafet kombinleri incelemiştim. Çocuk karakterlerin kıyafetleri vb. içinse eğer özel bir talep yoksa kendi çocuklarımdan parçalar ekliyorum. 🙂 Evde referans alabileceğim iki yavrum var.
Çizimlerinizi yaparken yazar ya da editör ile nasıl diyaloglar gelişiyor aranızda?
Çizim sürecimde yazar ve editör ile sürekli iletişim halindeyiz. Eklediğim her parçada bilgi vermeye çalışıyorum, o an ki sayfada o sorunu çözelim ki geriye bir daha dönmeyelim istiyorum. Genelde yazar ve editörler ile kolay anlaşırım. Alttan alan ve karşımdaki insanın taleplerini önemseyen biriyim. Zorluk çıkartmadan yokumuza saygı ve sevgi ile devam etmeyi kendime bir huy edindim sanırım.
Karşıma hiç anlaşamadığım insanda çıkmadı diyebilirim. Oluşturduğumuz proje ekipleri ile hep tatlı ayrıldık iş sonunda. Bazen çizer egosu önyargısı ile biraz tedirgin yaklaşımlar alıyorum. O zaman da diyorum” beni falanca editöre sorabilirsiniz”. Projenin bitiminde çokça memnun ayrılıyoruz ve gerçekten de çok rahat bir süreç geçirildiğine dair pozitif dönüşler alıyorum.
Sanatınızı/çizimlerinizi beslemek için neler yapıyorsunuz?
Çizim yönümü geliştirmek ve beslemek için çok fazla örnek inceliyorum. Esasen çocuk kitabı çizerliği yapsam da örneklerim sadece çocuk kitapları olmuyor. Bir ressamın tablosunu da inceliyorum, bir karikatüristin çizgi hikâyesini de. Bu konuda ayrım yapmadım hiç. Çünkü hepsinin ortak bir dili var ve bu dili kullanışları, bu dilde yansıtabildikleri her detay benim kendi çizim sürecimde çokça yol gösterici oldu. Bana hitap eden çizim, illüstrasyon, tablo ne varsa hepsi benim için bilgi kaynağıdır diye düşünüyorum.
Bir kitabın rafta yerini alana kadar geçirdiği mutfak sürecini çizer cephesinden anlatır mısınız?
Bir hikâyeyi, hikayedeki bir duyguyu, olayı yazıya dökmek bence zor. Hiç yapmadığım ya da yapmaya yeteneğim olmadığı için olabilir. Fakat o hikâyeyi okurken aynı anda gözünüzde canlandırdığınız o sahneyi yakalamakta kolay değil. Evet çizmek keyifli ve rahatlatıcı bir aktivite fakat bir olayı hikâyeyi doğru yansıtabilecek çizimi oluşturmakta bir o kadar zor bence. Kitapların hikayeleri kadar çizimleri de önemli ve tamamlayıcı.
Bu süreçte çizer olarak çok titiz çalışmamız gerekiyor. Bu çalışmayı denetleyen ve yol gösteren iki kişinin gözetiminde çizimleri tamamlamaya çalışıyoruz. Bazen öyle bir durum oluyor ki, metni okuyorum, yazarın hayal gücü veya editörün hayal gücü ile eşleşmiyor çizimler. O aşamada onların yönlendirmesine göre tekrar sahneleri çalışıyorum. Oldu denilene kadar bu değişiklik devam ediyor. Burada bazen özgürlüğümüz kısıtlanıyor gibi. Ama buna da yine belli yerlere kadar müsaade ediyorum açıkçası. Yapay zekâ gibi her kelimeyi resme döndürmektense duygularımı katmaya özen gösteriyorum. En nihayetinde sahneler tamamlanınca hızlı bir boyama süreci geçirmek kalıyor geriye. Planlanan zamanda bitirip teslim etmeye çalışıyoruz. En güzeli de basılan kitabı elimize almış olmak. Her türlü yaşanan zorluğun mükafatı o kitabı elimize aldığımızdaki o mutluluk.
edebiyathaber.net (29 Temmuz 2023)