Gördüğüm umumi lüzum ve çevremden sürekli gelen yoğun tavsiye talepleri üzerine bir süre meyhane ve meyhane kültürünü işliyoruz. Cilası sizin olsun, ben öncesinden ‘dem’ vurayım… Mısralarında meyhane kültürüne yer vermiş sayısız şair var. Oturdum meyhaneler hakkında yazdıklarını okudum, bu adamlar bugün yaşasalar nerelere takılırlardı diye alemlere daldım. Eğlenceli bir liste çıktı: Rubai, Divan edebiyatı, İkinci Yeni ya da Garip akımı… Bana şiirini söyle sana meyhaneni söyleyeyim!
Nazım Hikmet
İstavrit ve Boğaz için Demeti’ye
“Sen İstanbul’a gidersen, ben gelemezsem, bir meyhaneye otur Boğaz’a bakarak iki tane istavritle bir duble rakı iç”
Bu söz Usta’nın son eşi Vera’ya vasiyeti. Nitekim Vera Tulyakova 90’ların başında İstanbul’u ziyaret ettiğinde uçaktan iner inmez soluğu Boğaz gören bir meyhanede alıyor ve Nazım Hikmet’in tavsiyesi doğrultusunda rakı ve istavrit keyfi yapıyor. Belli ki bugün olsa, Usta yine Boğaz gören ve istavriti leziz olan bir yere giderdi. Aklıma Cihangir’deki Demeti geldi. Hem 22 liraya çok güzel istavrit yapıyorlar hem de arka tarafında bir balkonu var ki oturmalara doyum olmuyor. Elinde rakım, ağzımda sigaram manzarayı seyrederken kimbilir kaç kere burayı ev yapma hayalleri kurdum. Usta, Demeti’nin balıklı böreğini sever miydi bilmiyorum. Ama mekanın müdavimi Şevval Sam’ın keyfi yerinde olup da masadan şarkı patlattığı bir akşama denk gelseydi bir daha oradan çıkmayacağına eminim. Mezeler 4-12, bir kadeh rakı 8-12 lira. (212) 244 06 28
Taşlıcalı Yahya
Manzarası güzel diye Levendiz’e
“Hoş geldi bana meyhânenin âb ü havâsı billâh güzel yerde yapılmış yıkılası”
Taşlıcalı Yahya aslında şu sıralar bize pek yakın bir divan şairi. ‘Muhteşem Yüzyıl’da Kanuni, oğlu Mustafa’yı boğduruyor ya… Kendisi şehzade için mersiye yani ağıt yazan kişi. Kanuni’yi de ‘Rus cadısı’ dediği Hürrem’i sert dille eleştiriyor bu mersiyesinde. Taşlıcalı Yahya meyhaneden bahsederken, konumunu ve yapıldığı yerin güzelliğini övüyor. Demek ki bir manzara adamı. Bugün olsa bence Kuruçeşme’deki Levendiz’e takılırdı. Biliyorsunuz Levendiz’de yemek yemek Boğaz vapurunda oturmak gibi. Hani elinizi uzatsanız Boğaz’ın yakamozlarına değeceksiniz. Sıcak peynirine o da benim gibi bayılır mı bilemem ama Taşlıcalı Yahya, Balkan kökenli olduğu için Levendiz’in şahane Balkan-Rum müziklerine bayılacağına eminim. Fiks mönü kişi başı hafta içi 95,
hafta sonu 110 lira. (212) 236 72 56
Orhan Veli
Sakin diye Sait Faik’le Meze’ye
“Madem ki sevmiyorum artık,
O halde, her akşam
Onu düşünerek içtiğim
Meyhanenin önünden
Ne diye geçeyim?”
Orhan Veli mey ve meyhane sevgisiyle tanınan şairlerden. Hatta o meşhur ‘çukura düşüp ölme’ hikâyesi de bu Ankara’da bir meyhane çıkışı olmuş. Vaktiyle Cumhuriyet, Nektar, Lambo’nun Yeri ve Nisuaz Beyoğlu meyhanelerine sık uğrarmış. Sait Faik’le Tepebaşı’ndaki Mustafa’nın Yeri gibi kaçak meyhanelere de takılırmış. Şiirinde meyhaneyi her akşam oturup sevgiliyi düşünecek bir yer olarak tanımlamış. Yoksa önünden bile geçmiyor. Belli ki ‘Sait (Faik) gelsin, oturalım, iki müzik tıngırdasın, demlenelim’ kafasında… Teferruat, şaşaa, patırtı kütürtü sevmiyor. Bugün artık Mustafa’nın Yeri yok. Ama hazır ayağı alışmışken Tepebaşı’ndaki Meze’ye gidebilirdi. Hem romantik, tam Orhan Veli’ye göre: Yedi masalı, küçük ve sade dekorlu. Biberli tatlısını sever miydi? Sanmıyorum ama rakı şişesinde balık olurdu: Mezeler 8-11,
bir kadeh rakı 13-17 lira.
(212) 252 83 02
Cemal Süreya
Hatırası için Hatay’a
“İçkievinden çıkınca
Camdan / Demin oturduğum yere baktım /Sigara paketimi
Masada unutmuşum/ Sandalyede Tıpkı benim gibi
Oturuyor boşluğum”
Cemal Süreya’nın bu şiirinde bahsettiği meyhane Kadıköy’deki Hatay. Şair sanki bir dostunu kaybetmiş gibi bahsediyor bu mekanın kapanmasından: “Hatay öldü. Dün önünden geçiyordum. Bomboştu. İçim sızladı”. Sızlamaz mı? Az buz şey mi yaşanmıştı o salaş rıhtım meyhanesinde? Şairlerin uğrak yeri olan bu mekana defterler yapma fikri de yine Süreya’dan çıkmıştı. Ve sonradan sayıları 18’i bulacak bu defterler şairlerin doğaçlama şiirleri ve desenleriyle dolacaktı. Cemal Süreya’nın Hatay’ının yerinde bugün yeller esiyor. Peki bugün yaşasa nereye giderdi? Bana kalırsa ahde vefa ile Hayat Meyhanesi’nin Bostancı’daki yeni yerine… Pastırmalı humus ısmarlardı
yine. Servisi biraz yavaş ama nasılsa
arabesk çalmıyor! Mezeler 5-7, rakının
kadehi 11 lira (216) 361 33 57
Ömer Hayyam
Müdavimleri için İmroz’a
“Önce kendine gel sonra meyhaneye / Kalender ol da gir kalenderhaneye / Bu yol kendini yenmişlerin yoludur / Çiğsen git! başka bir yere eğlenmeye”
Şair İran’ın ve hatta Türkler’den pek hazzetmediği rivayet olunur (bakınız Semerkant/Amin Maalouf) ve fakat çoğunda mey ve meyhaneye övgü düzdüğü rubailerinin kuvvetli nefesi Anadolu’nun batı ucunda, bizi bile yalayıp geçiyor hâlâ. Hayyam belli ki tam masa adamı. Terbiye, görgü ve adap arıyor sofrasında. Mekanın geleni gideni, müdavimleri önemli, buna uymayanları istemiyor, eteğinde kenarında. Bugün olsa, herhalde müdavimi çok diye İmroz’a giderdi. Nasılsa rakının yanında isteyene şarap da var, eşliğinde Yorgo Usta’nın pastırmalı kaşarlı paneleri lüpletirdi. Öyle Hayyam’ın rahatsız olacağı türden böğüre böğüre şarkı söyleyenler de yok; hatta yasak. Fiks mönü kişi başı 75 lira. İnan Batu, Cemil İpekçi, Uğur Yücel, Gani Müjde ve Cem Yılmaz ünlü müdavimleri arasında. (212) 249 90 73
Kaynak: Savaş Özbey – Hürriyet (18 Mart 2012)