”Harika işler trendlere, modaya ve popüler yorumlara boyun eğenler tarafından yaratılamaz…” John Steinbeck, George Orwell, Charlotte Brontë, Jack Kerouac ve Stephen King’ten tavsiye karşıtı tavsiyeler…
Beş edebiyat dehasının yazıya dair olsa da aslında hayata da uygulanabilecek tavsiyeleri, bazen en iyisinin tavsiyeleri görmezden gelmek olduğunu hatırlatıyor.
John Steinbeck
Steinbeck yazı yazmak hakkında değerini hiçbir zaman yitirmeyecek altı tavsiyede bulunmuş olsa da, daha sonra dile getirdiği şu sözleriyle tavsiyelere körü körüne inanılmaması konusunda uyarıda bulunuyor:
”Hikaye anlatmanın bir büyüsü varsa –ki ben olduğuna inanıyorum- bugüne kadar kimse bunu bir kişiden diğerine aktarılabilecek bir reçeteye indirgemeyi başaramadı. İşin formülü öyle görünüyor ki, yazarın okuyucu için önemli olduğunu hissettiği bir şeyi ifade etme dürtüsünde gizli. İyi bir hikayeyi iyi yapan mükemmelliği ya da kötü bir hikayeyi kötü yapan hataları idrak etmelisiniz. Kötü bir hikaye etkisiz bir hikayedir.”
George Orwell
George Orwell da 1946’da benzer şekilde, yazarlar için altı kuralı açıklamıştı. Lakin bunlardan altıncısıyla, önceki beşi yalanlamıştı: ”Yekten barbarca bir şey söylemeden önce, bu kurallardan istediğinize karşı gelin.”
Stephen King
Geri bildirim ve ilave eleştirel bir tavsiye şekli olsa da, ikisi de yazarın kendi ideallerini çarpıtabilir. Stephen King bunu en iyi şekilde açıklıyor: ”Kapı kapalıyken yaz, kapı açıkken bir daha yaz.”
Jack Kerouac
Popüler görüşler, elbette bir tür geribildirimdir ve bu bağlamda aslında çağdaşların örtük tavsiyeleridir. Yazı yazmak ve hayat hakkında 30 tavsiyesi bulunan Jack Kerouac, Paul Graham’ın prestij konusundaki fikirlerini tekrar ederek popüler görüşler hakkında ikazda bulunuyor:
”Harika işler trendlere, modaya ve popüler yorumlara boyun eğenler tarafından yaratılamaz.”
Charlotte Brontë
Tavsiyenin en önemli kısmı aslında onu ne zaman görmezden geleceğini bilmektir. 1845’te şair Robert Southey’ye başarılı bir yazar olup olmadığını sormak için yazan Charlotte Brontë’ye, Southey mesafeli bir ikazla cevap verir:
”Edebiyat bir kadının hayatının işi olamaz, olmamalıdır da. Kadın kendine mahsus görevleriyle ne kadar çok meşgul olursa, bir hüner ya da hobi olarak edebiyata o kadar az vakti olacaktır. Siz henüz bu görevlerle görevlendirilmemiş olabilirsiniz, ancak görevlendirildiğiniz vakit şöhret için bu kadar hevesli olmayacaksınız.”
Brontë, elbette onun tavsiyesini görmezden gelmeyi seçti ve erkek takma adıyla bir sonraki yıl Jane Eyre yayımlanana kadar sayısız şiir yazdı.
Kaynak: www.ntvmsnbc.com (27 Mart 2012)