Sigmund Freud’un “Savaş ve Ölüm Üzerine Çağdaş Düşünceler” adlı kitabı, Saffet Emrem çevirisiyle Can Yayınları tarafından yayımlandı.
Tanıtım bülteninden
Sigmund Freud, Birinci Dünya Savaşı patlak verdikten altı ay sonra, 1915’te kaleme aldığı “Savaşın Hayal Kırıklığı” ve “Ölümle İlişkimiz” başlıklı iki denemeden oluşan bu çalışmasında insan doğasına ve topluma yönelik hoşnutsuzluğunu ve hayal kırıklığını ele alıyor.
İlk denemede savaş öncesinde Avrupa’da ulaşıldığı düşünülen ideal kültürel atmosferin, farklı kültürlerin sorunsuzca bir arada yaşayabilmesi ve sınırların ortadan kaldırılmasıyla norma dönüşeceği varsayılan ütopik barış ortamının aslında koskoca bir seraptan ibaret olduğunu hayal kırıklığıyla tespit eden Freud, savaşın insanlar ve kültür üzerinde yarattığı yıkıma odaklanarak kültür insanıyla ilkel sayılan insanı kıyaslayıp ilkelliği hâlâ içimizde taşıdığımızı ve savaşın bunu gün yüzüne çıkardığını dile getiriyor. İnsanın yırtıcı ve acımasız doğasının yanlış değerlendirilmesinden kaynaklanan bir yanılsamayı disiplinlerarası bir bakış açısıyla irdeliyor.
İkinci denemede insanın ölümle ilişkisine, bunun nasıl bozulduğuna odaklanarak ölüme bakış açımızda tarih boyunca yaşanan değişimlerin izini sürüyor. Tektanrılı dinlerin yaygınlaşmasıyla antikçağlarda olduğundan bambaşka bir çehre kazanan ölümün kaçınılmazlığının barış zamanlarında zihinlerden tamamen silindiğini, kendi ölümümüzü gerçekdışı sayıp reddederken öldürme arzusunun bilinçdışımızda var olmaya devam ettiğini açıklıyor.
“Yaşama katlanmak istiyorsan, ölüme hazırlan.”
SIGMUND FREUD, asıl adıyla Sigismund Schlomo Freud, 6 Mayıs 1856’da Moravya Freiberg’de doğdu. Babası Jacob bir Yahudi yün tüccarıydı. Freud dört yaşındayken ailesiyle Viyana’ya taşındı. 1873’te Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kaydoldu. 1876-1882 yıllarında Ernst Brücke’nin fizyoloji laboratuvarında asistanlık yaptı. 1881’de tıp doktoru oldu. 1885-1902 yıllarında nöropatoloji alanında görev yaptı. 1885-1886 yıllarında Profesör Martin Charcot’dan hipnoz sanatında eğitim almak üzere Paris’e gitti, sonradan bilinçdışını oluşturacak “ikinci zihin” kavramından etkilendi. 1893’te Doktor Josef Breuer’le birlikte Histeri Üzerine Çalışmalar‘ı yayımladı. 1896’da ilk kez “psikanaliz” terimini kullandı. 1889’da hipnoz tekniklerini öğrenmek için Bernheim’ın yanında çalıştı. 1900’de Rüyaların Yorumu‘nu yazdı. 1902’de Viyana’da bazı takipçileriyle birlikte Psikanaliz Cemiyeti’ni kurdu. 1920’de ordinaryus profesörlüğe yükseldi. 1923’te çene kanseri teşhisi konmasına rağmen üretken olmaya devam etti. En önemli eserleri arasında Cinsellik Üzerine (1905), Totem ve Tabu (1913), Haz Prensibinin Ötesinde (1920), Ego ve İd (1923) ve Kültürdeki Huzursuzluk (1930) bulunur. 1938’de Hitler’in Avusturya’yı ilhak etmesinden sonra Londra’ya göç etti. Kanser nedeniyle dayanılmaz ağrılar çektiği için, 23 Eylül 1939’da aşırı dozda morfin vurdurarak ötenaziyle öldü.
SAFFET EMREM, 1964’te Osmaniye’de doğdu. 1974-1984 yıllarında Almanya’da bulundu. Liseyi Adana’da bitirdi. İşletme Fakültesi mezunu. Halen Osmaniye ilinde oturmakta ve bir kamu kurumunda çalışmaktadır.
edebiyathaber.net (22 Eylül 2023)