Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Ayşegül Yalvaç’ı, arkadaşı Ayşe Gülcan Güner İnce ile konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Ayşegül uzun zamandır yalnız yaşıyor. Bu sebeple son zamanlarda onu yazı yazarken gözlemleyen kimse yok. Ama biz üniversite yurdunda oda arkadaşıydık. O zamanlar hem yazılarını yazmak için hem ders çalışmak için toplu çalışma odasını tercih ediyordu. O odayı çok sevdiğini söyleyemem çünkü ders çalışmayı seven bir yapısı yok. Aynı zamanda burası kalabalık bir odaydı ama buna rağmen başarılıydı. Öyleyse her ortamda çalışabilir diyebilirim. Evet, ilginç anılarımız var. İkimizin de uzun zaman yerinde oturma sorunu var. Diğer öğrencilere kıyasla hiperaktifiz ve biz o odada 40 dakika bile kalamazdık. Aynı odada birbirimize baktığımızda çalışmayı bırakırdık ve oradan çıkardık. Sonra eğlenceli zaman geçirme yollarını bulurduk. Bir gün bunun çalışmaya engel olduğunu düşündük. Yurdun iki büyük çalışma odası vardı. Odaklanmak için ayrı odalarda çalışma kararı aldık. Ama hiçbir işe yaramadı. O gün yine hemen çalışmaktan sıkıldım ve odadan çıktım. Kapıyı açtığım anda karşı odanın kapısının açıldığını gördüm. Ayşegül aynı anda karşı odadan çıkıyordu, birbirimize baktık gülmeye başladık. O esnada öykü mü yazıyordu, ders mi çalışıyordu bunu hatırlayamıyorum ve sormadım. Ama bu Ayşegül’le bir işe konsantre olmak konusunda yaşadığım ilginç anılardan sadece bir tanesi.
Arkadaşınızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Birbirimize kitap tavsiyelerinde bulunuyoruz. Bunun yanı sıra edebiyatçılar hakkında konuşuyoruz. Bir kere üniversitede yazdığı bir senaryo hakkında konuşmuştuk ve Ayşegül o senaryoyu kaybettiğini söyledi. Ben buna pek inanmadım. Genelde ciddi bir konu bile söz konusu olsa hemen gülünç bir şeye dönüşüyor. Bizim iletişim biçimimiz böyle.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Arkadaşlarından öneri almaz. Arkadaşlarının roman karakterlerinin dünyasında kendilerinin veya yazarın dünyasını aramaya meyilli olduğunu ve bunu bulamadıkları zaman hayal kırıklığına uğrayacaklarını düşünüyor. ‘Kitabımı okur musun?’ bile demedi. Yazdıkları ile ilgili önerileri yazar arkadaşlarından alır.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Bunu bana söylemediyse kimseye söylememiştir. Fark ettiğim bir şey var ama yazarın ilham sırrını vermek olur bu yüzden bende kalsın.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Net konuşmam çok zor çünkü artık Ayşegül’le yüz yüze görüşme imkânını neredeyse hiç bulamıyoruz. Hayat hepimizi dijital bir iletişime muhtaç ediyor Instagram’dan ne görüyorsam onu söyleyeyim. Son zamanlarda kurgu dışı kitaplar okuyor.
edebiyathaber.net (2 Ekim 2023)