Söyleşi: Serkan Parlak
Kadriye Macit ile Nemesis Kitap etiketiyle okurla buluşan ilk romanı “Son Sınıf” hakkında konuştuk.
Her ne kadar okuma ve yazma deneyimleri, gözlem gücü önemli olsa da ilk romanınızda ilham kaynaklarınız neler oldu?
Son Sınıf’ı yazarken lise son sınıftım. Sınav öğrencisi olarak yaşadığım sınav stresinin yanında bir de o yıl karşılaştığım taşınma, şehir-okul-dersane değişimleri gibi büyük etkilerle mücadele etmeye çalışıyordum. Yabancı bir şehirde, yabancı bir okulda yeni öğrenciyken ders çalışmak bazen zor olabiliyordu. Ben de hayal dünyamı çalıştırmaya başladım. Okulda test çözme zamanlarımızda kitap yazıp, onları internette bölüm bölüm paylaşıyordum. Yani bu kitabı çoğunlukla okul sıralarında yazdım diyebilirim. Bu süreçte çok fazla şarkı dinliyordum, okula veya dershaneye giderken, test çözerken… Şarkı sözleri de ilham olmaya başladı bir süre sonra ve böylece bazen sırf bir şarkı için bölüm yazmak istedim. Son Sınıf’ın içinde bazı bölümleri bazı şarkılarla okumalıyız, o şarkılarla daha iyi anlayabiliyoruz karakterlerin duygularını…
Son Sınıf’ın basımı için nasıl bir süreç işledi? Editöryal süreci nasıl değerlendirdiniz? Kitap kapak tasarımı nasıl belirlendi?
Son Sınıf, ilk olarak bölüm bölüm internette yayınlanıyordu ve tüm bölümlerin tek bir dosyada toplanmış hali yoktu. Öncelikle tüm bölümleri birleştirerek başladım, yayınevine teslim etmeden önce. Kitap dosyasını toplamak ve düzenlemek uzun sürdü, çünkü bölümleri paylaşırken her bölüm için görseller, video veya müzik eklemiştim. Tüm bunları temizledim. Yayınevine teslim ettikten sonra editöryal süreç başladı ve bu süreçte kitabı baştan sona defalarca kez okuyup değişiklikler yaptım. Gerçekten bir noktada, tüm sayfalardaki olayları ezberlemiştim. Kısa bir sürede baştan sonra defalarca kez kontrolden geçti. En son kitap kapak tasarımına geldiğimizde, kitabın ruhunu temsil edecek en iyi tasarım için çalışıldı ve bana sunulan ilk çalışmada karar verdim. Tam hayalimdeki gibiydi; renk tonları, simgeleri, yazı fontları. Her birinin bir anlamı vardı ve Son Sınıf’ı aktarıyordu.
Kitabınızın dijital mecrada yayınlanırken internette bir milyon civarında okuru vardı. Basıldıktan sonra okurlarınızdan nasıl geri dönüşler aldınız?
Hem benim için hem de okuyucularım için kitabımın yayınlanacağı haberini paylaştığım an çok duygusaldı. Birbirimizi hiç görmeden, bambaşka şehirlerde hatta ülkelerde yaşarken aynı heyecan ve sabırsızlıkla kitabı elimize almayı bekledik. Benimle aynı coşkuyu paylaştıklarını görmek, hatta benden bile daha fazla sevinenler vardı, benim için inanılmaz anlamlı ve güzeldi. Kitabın kapağındaki hayat ağacı simgeli bileklikler, pastalı ve posterli kutlamalar gibi hep çok pozitif ve mutluluk verici geri bildirimler aldım. Bunun için gerçekten çok şanslıyım.
Okurlarınızdan aldığınız en ilginç geri bildirim nedir? Sizi şaşırtan veya düşündüren bir okur yorumu hatırlıyor musunuz?
En ilginç geri bildirim olarak bir okurumun kitabımda geçen bir cümleyi dövme yaptırması diyebilirim. Son Sınıf’ta, Mehdi olarak bilinen katil kurbanlarına bazı sözler yazıyor ve bu sözlerden birini, bu okurum aşırı beğenip kendisine dövme yaptırdığını bana mesaj atmıştı. Benim için hem çok şaşırtıcı hem de çok etkileyici bir geri bildirimdi. Kesinlikle beni düşündürmüş ve unutmayacağım bir anı olarak yer edinmişti.
Mesleğiniz bilgisayar mühendisliği. Mesleğiniz yazı pratiklerinize olumlu ve olumsuz anlamda nasıl yansıyor?
Bilgisayar mühendisi olduğum için ekran başında çok fazla vakit geçiriyorum. Sürekli kod yazıyorum. Bazen işler uzayabiliyor ve hiç masadan kalkmadan saatler geçirebiliyorum. Geceleri geç saatlere kadar çalışırım. Yazı pratiklerimde ise defter kalem ile uzun bölümler yazamıyorum, sonucunda tekrar bilgisayara dökeceğim düşüncesi ile direk bilgisayarı tercih ediyorum. Tabi bu da aynı şekilde masa başında oturup ekrana bakarak vakit geçirmek istiyor. Olumsuz yönlerini ekran süresi ve masa başında hareketsiz yaşam şeklinde tanımlayabilirim. Olumlu yönleri ise gece çalışma saatlerine alışık olduğum için ilham ortamımı kolay bir şekilde yakalayabiliyorum. Geceleri daha sessiz bir ortamda odaklanmak kolay oluyor. Teknoloji sektöründe olduğum için araştırmalarımı nasıl yapmam gerektiğini, bilgiye nasıl kolay ulaşacağımı iyi biliyorum. Ayrıca klavyeyi hızlı kullanırım.
Yazma sürecinizde karşılaştığınız en büyük zorluk nedir? Bu zorlukla başa çıkmak için kullandığınız ilginç yöntemler var mı?
Karşılaştığım en büyük zorluk yazdığım karakterle zıt duygulardayken onu yazıya dökmekti. Eğer ben çok mutluysam ve karakterimin depresyonda olması veyahut çok üzgün bir modda olması gerekiyorsa bazen onunla bağ kurmakta zorlandım. İşte bu anlarda, o duruma göre müzikler dinleyerek kendimi karakterle aynı duyguya çekmeye çalışarak empati kurmayı denedim. Şarkılar, ortam ve düşüncelerimle karakterimin ruh halini yakalardım.
Kadriye Hanım, sizce romanda, öyküde, şiirde döneme göre bazı konular, izlekler ön plana çıkıyor mu, son dönemde ilişkiler, geçmişe dair travmaları görünür kılma, kadınlık ve erkeklik durumları, aile ve yabancılaşma mesela?
Evet, edebi eserlerde dönemin sosyal, kültürel ve politik atmosferi, yazarların ve okuyucuların zihinsel dünyasını şekillendiren önemli etkenlerden biridir. Farklı dönemlerde farklı konular ve temalar ön plana çıkabilir. Örneğin, romantizm döneminde duygusal yoğunluk, bireysel özgürlük ve doğa ile uyum gibi temalar öne çıkmıştır. Modernizm döneminde ise bireysel kimlik, teknoloji, şehirleşme gibi konular öne çıkmıştır. Postmodernizmde ise gerçeklik, kimlik karmaşası, metinler arası ilişkiler gibi temalar öne çıkar. Ayrıca, toplumsal değişimler, cinsiyet rolleri, aile dinamikleri gibi konular da dönemlere göre farklılık gösterebilir. Örneğin, 19. yüzyılın sonlarından itibaren kadın hakları hareketi, feminizm ve cinsiyet rollerindeki değişimler, edebi eserlerde kadınlık ve erkeklik konularının daha ayrıntılı bir şekilde ele alınmasına yol açmıştır. Geçmişe dair travmaların ve aile ilişkilerinin incelenmesi, özellikle psikolojik ve duygusal derinlik arayan eserlerde sıkça karşılaşılan temalardır. Ayrıca, yabancılaşma duygusu da modern dünyanın bir özelliği olarak edebi eserlerde sıklıkla ele alınan bir konudur. Yazarlar, bu tür konuları kullanarak toplumsal sorunları, insan doğasını ve ilişkileri derinlemesine inceleyebilirler. Sonuç olarak, edebi eserler dönemin ruh halini, toplumsal dinamikleri ve insanların düşünsel evrimini yansıtma eğilimindedir. Bu nedenle, edebi eserlerde belirli dönemlere özgü temaların ve konuların öne çıktığını görmek oldukça yaygındır.
Romanınızın merkezinde gençler var. Günümüzde gençler neler okuyor, neler izliyor, nasıl yaşıyor sizce?
Günümüzde gençler birçok farklı alanda kitaplar okuyor bence. Genelde fantastik ve romantik romanlar görsem de klasik edebiyat veya gizem gerilim romanlarını okuyanların da çok olduğunu biliyorum çevremden. Teknolojinin gelişmesi sayesinde, kitapların çok kolay bir şekilde dijital hallerine ulaşabiliyoruz. Böylece okuma alışkanlıkları da etkileniyor tabi ki, ayrıca sosyal medyanın gençlerde sürekli yeni bir akım oluşturduğunu söyleyebilirim. Gençler, dijital medya platformları üzerinden kitaplar, filmler, diziler ve video içerikleri tüketiyor. Ayrıca, sosyal medya platformları üzerinden kısa metrajlı hikâyeler, bloglar ve çeşitli içerikleri paylaşıyorlar. Birbirlerini takip ederek hızlı bir şekilde fikir alışverişi yapabiliyorlar. Podcastlerden bahsetmek isterim, gençler arasında popüler bir medya formatı haline geldi. Ayrıca, sesli kitaplar da özellikle yoğun programları olan gençler arasında tercih ediliyor.
edebiyathaber.net (2 Kasım 2023)