Yazıyla gecenin ilginç bir ilişkisi vardır.
Franz Kafka, Marcel Proust, James Joyce, Oğuz Atay… hepsi de geceleri yazmayı tercih etmeleriyle tanınır.
Melville House’un haberine göre, yeni bir araştırma uykulu zihinlerin daha özgürce düşünebildiklerini ortaya çıkarmış — ancak bu yalnızca gece için değil, genel olarak uykulu olduğunuz tüm zamanlar için geçerli.
Scientific American şöyle diyor:
“Albion Koleji’nin psikoloji bölümünde asistan profesör olan Mareike Wieth ile meslektaşları çalışmaya katılanları, Gündüzlük Gecelik Anketi’ne verdikleri yanıtlara göre “gündüz tipi” ve “gece tipi” olmak üzere ikiye ayırdı (ortalarda puan alanlar –katılımcıların yaklaşık yarısı– araştırmaya dahil edilmedi). Wieth katılımcılardan üç tane analitik problem, üç tane de sezgiye dayalı problem çözmelerini istedi. Analitik problem çözümünde günün saatiyle ilgili herhangi bir etki bulunamadı ama yaratıcı sezgilerin kullanılması gereken çalışmalarda katılımcılar optimum uyanık olmadıkları saatlerde daha iyi bir performans sergilediler.”
Uykulu saatlerde daha yaratıcı işler çıkartabilecek olmanız başyapıt vereceğiniz anlamına gelmiyor, ama birçok yazar geçinebilmek için başka işler yapmak zorundalar; bu yüzden de kitapları, öyküleri, şiirleri vb. üzerine ancak tam uyanık olmadıkları zamanlarda çalışabiliyorlar. Mareike Wieth‘in elde ettiği sonuçlar doğruysa, bu haber en azından yazarların yüzünü bir nebze gülümsetebilir.
Kaynak: koltukname.com (28 Mayıs 2012)