Çeşitli mecralarda yayımladığı öyküleriyle tanıdığımız Demet Çaltepe’nin “Çeper” isimli kitabı, kendi anlarından ve onların devamını yazarın getirip okurla arasına ördüğü duvarlardan oluşan öykülerin bir araya geldiği, üstü kapalı anlatımın temkin adımlarıyla zihinlere idrak ediyor.
Demet Çaltepe, 1987 yılında Ordu’da doğmuş. Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirmiş. İlk öyküsü 2003 yılında Kitap-lık dergisinde yayımlanmış. Sonrasında yazdıkları ise Varlık, Sıcak Nal, Çağdaş Türk Dili, Patika, Kitap-lık, Karakalem, Koza Düşünce dergilerinde, Oggito, Edebiyat Haber sitelerinde yer almış. 2012 yılında “Titreyen Eller” isimli öyküsü ile Gürhan Uçkan Öykü Ödülü’ne layık görülmüş. 2014 yılında Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri’nde “Çeper” isimli öykü dosyası dikkate değer bulunmuş. 2014 yılından beri Eksik Parça Yayınları’nda editör olarak çalışan Demet Çaltepe’nin “Çeper” adlı kitabı aynı yayınevinden yayımlandı. Bir solukluk anları, o soluğun geldiği yerden çıkan özgün, kapalı, muğlak ama iz bırakan, ardından baktıran ifadelerle öyküleştiren Çaltepe, özgün bir anlatımla okuru dolambaçlı yolların gizemi içinde gezdiriyor.
Üç bölüme ayrılan “Çeper”de sondan başlıyor anlatmaya Demet Çaltepe. Üçüncü bölümde yazdıkları öyküden ziyade birer anlatı niteliğinde. Belki pasaj hatta paragraflar olarak bile değerlendirebilir. Bir şaşkınlığın içinde bulmuş gibi kendini. Oradan çıkmaya çalışırken gördüklerini dillendiriyor. Etrafına attığı keskin bakışların kendine nasıl döndüğünü, bu dönüşün üzerinde bıraktığı etkiyi “noktalarla” ifade ediyor. İçerik olarak değil biçim olarak sert bir dili var. Zınk diye bitiriyor. Okuru da orada mıhlıyor. İkinci bölümde ise biraz daha açıyor kendini yazar. Yanına yanaşmamıza izin veriyor. Ama temkinli. Adım adım yapıyor bunu. Biraz da söz akmaya başlayınca. Yine de bizi önemsediğini söylemek zor. Kendinden emin hikâyeleri var. Bazen ipini ucunu kaçırdığı yerlerde, ilk bölümdeki gibi tek atışla durduruyor kendini. Okuru biraz debelendiriyor. Son bölümde ya da başlangıçta, daha da uzatıyor öykülerini. Somut şeyler, yazarın kaleminde saydamlaşıyor ve konuyu dağıtmış gibi görünse de, okurun zihnine daha fazla hücum ediyor. Burada daha bilinçli. Kalemi savruk değil. Rastgele atmıyor. Yemine güveniyor.
“Çeper”in kendine has bir bütünlüğünden söz etmek mümkün mü? Evet, mümkün. Ayrı ayrı okunabilir mi? Okunabilir. Demet Çaltepe’nin kitabın ismiyle müstesnalık kuran öykülerinin sırrı da burada yatıyor zaten. Oluşturduğu “çeper”den içeri girmemize ya da dışarıda kalmamıza kendisi karar veriyor. Okuru yönetiyor veya başıboş bırakıyor. Öykülerinin başını da sonunu da o getiriyor. Bolca kendine yazıyor kısaca Çaltepe “Çeper”de. Oraya adım atıp dolaşmak ise, biz, okurlara kalıyor…
edebiyathaber.net (28 Aralık 2023)