“Kardeşimm Benim” üzerine | Elif Sena Öztürk

Haziran 14, 2012

“Kardeşimm Benim” üzerine | Elif Sena Öztürk

KURALLAR

Zaten her zaman böyledir!  Daima küçük kardeşin ihtiyaçları düşünülür!  Küçük kardeşle daha çok ilgilenilir! Fakat, Catherine öteki  çocuklardan  farklıdır.

Amerikalı  yazar  Cynthia Lord, “Kardeşim Benim”de   çocukların sıkça yaşadığı bir sorunu ele almış: Küçük kardeşle ilişkiler.  Catherine’in annesinin ve babasının kardeşi David’in ihtiyaçlarını onunkilerden daha fazla önemsemesi, Catherine’in kardeşini kıskanmaya başlamasına neden olur. David yüzünden küçük yaşta sorumluluk sahibi olan Catherine, kötü giden arkadaşlık ilişkilerinden ve daha birçok olumsuzluktan kardeşini sorumlu tutar. Zaten her zaman böyledir!  Daima küçük kardeşin ihtiyaçları düşünülür!  Küçük kardeşle daha çok ilgilenilir! Fakat Catherine öteki çocuklardan  farklıdır. Bu farklılık kardeşinden kaynaklanır. Onun otizmli bir kardeşi vardır. Elbette otizmli bir kardeşle daha fazla ilgilenmek gerekir. Catherine, bu gerçeği  göz ardı eder, çünkü her çocuk en fazla kendisiyle ilgilenilmesini ister ve Catherine de otizmli kardeşi gibi henüz çocuktur. Üstelik, çevresindekilerin kardeşiyle daha çok ilgilendiği yetmiyormuş gibi kendisi de David’le zaman geçirmek, onun gereksinmelerini gözetmek zorundadır. Kitaptaki olaylar işte, bunun üzerine kurulu: David ve Catherine’in bir arada olduğu zamanlar.

Catherine’in anne ve babasının işleri yoğundur. Vakit buldukça David’i terapi kliniğine veya videocuya götürürler. Boş vakitleri için yaptıkları planların içinde hiçbir zaman Catherine yer almaz. Anne ve babası meşgul olduğunda David’le Catherine ilgilenir. Catherine, kendi işini kolaylaştırmak ve David’in insanlar tarafından yadırganmasını önlemek için kurallar koymuştur. Fakat koyduğu bu kurallar önce Catherine’in kendisini sınırlar, onun hareketlerini engeller. İlk kural da ironik bir biçimde “Kurallara uy” şeklindedir. Diğerlerinden bazıları da şöyle:

-Kliniğin koridorunda koşma.

-Dolap kapaklarını dikkatli aç. İçinden bir şeyler düşebilir.

-Akvaryuma oyuncak atılmaz.

Yazar bu kuralların içinde sonuncusuna özellikle dikkat çekmiş.  “Akvaryuma oyuncak atılmaz.” Catherine David’e defalarca akvaryuma oyuncak atmaması gerektiğini söylese de bu, çözüm olmaktan çok sorunu daha da arttırmıştır. Çünkü David kurallara uymak istemez. Üstelik akvaryuma her oyuncak attığında bağırarak bu kuralı söyler. Otizmli olması kurallara uymasına engel değildir. David’e yasaklar cazip gelir, her çocuk için olduğu gibi.

Catherine,  David’e koyduğu kuralların yan komşularının kızı olan Kristi ile arkadaş olmasına yardımcı olacağını düşünür. Fakat bu, Kristi’yi ondan uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramaz. Catherine, Kristi’nin kendisine karşı olan bu tavrının nedeni olarak elbette David’i görmektedir. Kristi’nin yanında David’e normalde olduğundan daha az tahammül edebilmektedir. Çünkü David’in Kristi’ye karşı onu mahcup ettiğini düşünür. Catherine, terapi kliniğinde tanıştığı felçli Jason’a Kristi’den, Kristi’ye ise sürekli Jason’dan söz eder. Ama Kristi’nin Jason’ın felçli olduğundan haberi yoktur. Jason’ın da Kristi’nin bilmediğinden. Catherine bir süre bu durumu idare eder. Fakat bir partide arkadaşlarına hayatının bazı parçalarını eksik anlattığı anlaşılır ve Catherine yaptığından pişman olur.

Catherine’in Jason ve Kristi’ye karşı olan bu tavrı kardeşini ne kadar çok sevdiğini anlamasına yardımcı olmuştur. Yaşadığı zorlukların nedeni olarak gördüğü David, aslında Catherine için bir engel değildir. Üstelik bu yalnızca Catherine için değil, tüm kardeşler için geçerlidir. Küçük kardeşler, abla ve abilerin hayatının bir parçasıdır, güzel bir parçası.

Elif Sena Öztürk – edebiyathaber.net (14 Haziran 2012)

Yorum yapın