Samiye Öz, Can Çocuk Yayınları’nı anlatıyor

Temmuz 5, 2012

Samiye Öz, Can Çocuk Yayınları’nı anlatıyor

Yayına başladığı günden bu yana çocuk edebiyatı alanında önemli bir boşluğu dolduran, nitelikli kitapları birkaç kuşakla buluşturan Can Çocuk’un Genel Yayın Yönetmeni Samiye Öz ile gerçekleştirdiğimiz söyleşi:

Can Çocuk yayın hayatına nasıl başladı?

Erdal Öz, 1981 yılında 30 kitapla yola çıkarak kurdu Can Çocuk’u. Çocuk kitapları ilk başlarda Can Yayınları’nın bir dizisi olarak yayımlanıyordu; sonrasında Can Çocuk Yayınları adı altında özellikle bu konuda uzmanlaşmış bir kadro ile yayın hayatına devam ediyor.

Aileler Can Çocuk’un yayımladığı kitapları sorgulamadan alınabilecek denli güvenilir buluyor. Yayıneviniz kitap seçimini hangi ölçütlere göre yapıyor?

Ailelerin Can Çocuk kitaplarına olan güveninin ardında, otuz yılı aşkın bir yayıncılık tecrübesinin etkisi olduğuna inanıyorum. Can Çocuk Yayınları, Türkiye’de birkaç kuşağın kitapla buluştuğu noktada onlarla birlikteydi. Onları Pal Sokağı Çocukları, Alice Harikalar Ülkesinde, Pippi Uzunçorap, Pıtırcık, Küçük Kara Balık gibi çocuk klasikleriyle, Kästner, Rodari, Dahl gibi isimlerle tanıştırmış olduk… Çocukluklarında Can Çocuk kitaplarını okuyanlar, şimdi çocuklarına da Can Çocuk kitaplarını almak istiyorlar. Biz de attığımız her adımda bunun bilincindeyiz. Dolayısıyla yayın sürecinin her basamağında olduğu gibi kitap seçimi yaparken de ince eleyip sık dokuyoruz. Edebiyat ağırlıklı bir yayın programına sahip olduğumuz göz önünde bulundurulursa, kısaca; öncelikle iyi bir edebi dile sahip, güzel bir hikâyenin anlatıldığı kitapları bulmaya çalışıyoruz. Çocukların hayal dünyasına hitap edebilen ve hayal dünyalarını genişletebilecek kitapları tercih ediyoruz. Bu hem telif hem de çeviri kitaplar için geçerli. Çeviri kitaplar söz konusu olduğunda, elbette sonrasında çevirmen de devreye giriyor; ama sonuçta birlikte çalıştığımız isimler de bu doğrultuda hareket edebilen isimler…

Çocuk kitabı alınırken nelere dikkat edilmeli?

Yanlış kitap tercihleri çocuğun ilgisi varsa bile bir süre sonra kitaptan uzaklaşmasına neden olabilir, bu önemli bir problem. Bu konuda ebeveynler ve öğretmenler kadar hiç kuşkusuz yayınevlerine de iş düşüyor. Örneğin biz, yayımladığımız kitapların hangi yaş grubuna hitap ettiğini belirlemek üzere uzman klinik psikologlarla birlikte çalışıyoruz. Onların danışmanlığını da hesaba katarak karar alıyoruz; çünkü gerçekten de ancak doğru seçimlerle okuma alışkanlığı kazandırılabilir. Bu anlamda, Can Çocuk kitaplarının arka kapaklarında, hangi yaş grubuna uygun olduğunu gösteren ibareler mevcut.

Çocuk kitaplarında resimlerin çok önemli olduğunu biliyoruz. Bir kitabın oluşum sürecinde yazar ile çizer arasındaki ilişkiden söz edebilir misiniz?

Evet, çok önemli; içerikteki hassasiyet “çizgiler” için de geçerli elbette. Çocuk kitaplarını bilen, yakından takip eden isimlerle çalışıyoruz. Dolayısıyla şimdiye kadar yazar ile çizer arasındaki uyum konusunda bir problem yaşamadık. Böylesi bir uyum tesis edildikten sonra da çok rahat bir süreç işliyor açıkçası. Ama her zaman için karşılıklı bir fikir alışverişi sağlanıyor mutlaka. Bu arada her geçen gün yeni isimler de ekleniyor.

E-kitaba geçiş sürecinde özellikle yurtdışında çocuklar için etkileşimli kitap gibi uygulamalar yapılmaya başlandı. Can Çocuk, e-kitaba geçiş sürecini nasıl değerlendiriyor?

Dijital alandaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Şimdilik somut bir adım atmadık belki bu alanda ama değerlendirme aşamasında olan fikirler var. Sonuç olarak bizim için önemli olan çocuklara ulaşmak ve onlara “iyi” şeyler sunmak…

Yeni yazarları değerlendirmeye alıyor musunuz?

Tabii ki, yeter ki yayın kriterlerimize uygun olsun gönderilecek dosyalar, değerlendirme aşamasında bunun dışında herhangi bir beklentimiz yok. Zaten Can Çocuk yola çıkarken bunu amaçlıyordu; dünya çocuk edebiyatının önemli yapıtlarını Türkçeye kazandırmanın yanı sıra Türkiye’de çocuk edebiyatının gelişimine öncülük etmeyi… Bir başka deyişle, Can Çocuk Yayınları’nın kapısı yeni yazarlara her zaman sonuna kadar açıktır. Zaten her yıl mutlaka birkaç yeni isim, yazarlarımız arasına ekleniyor.

Söyleşiyi gerçekleştiren: Elçin Polat – edebiyathaber.net (5 Temmuz 2012)

Yorum yapın