Sanat gündeminden düşmeyen portreler | Kadir Serkan Selçuk

Şubat 23, 2024

Sanat gündeminden düşmeyen portreler | Kadir Serkan Selçuk

Gündemdeki Sanatçı, Onat Kutlar’ın bombalı bir saldırıya kurban gitmeden hemen önce baskıya verdiği son kitabı. Cumhuriyet Gazetesi’ne yazdığı sanatçı portrelerinden oluşan bu çalışmada sanatın faklı türlerinin önde gelen birçok ismi yer alıyor. Edebiyatta Yaşar Kemal, Fethi Naci, resimde Abidin Dino, karikatürde Turhan Selçuk, Selçuk Demirel, fotoğrafta Ara Güler, müzikte İdil Biret, tiyatroda Tuncel Kurtiz, Zeliha Berksoy, sinemada Erden Kıral, mimaride Utarit İzgi bu isimlerden yalnızca birkaçı.

Kendi alanlarında ustalaşan, bazıları dünyaca tanınan, çalışmaları uluslararası alanda takip edilen bu sanatçılarla birebir görüşerek özellikle sanatlarının doğuş ve gelişim süreçlerini kaleme alan Kutlar’ın, bunları yazarken sanatçılara karşı duyduğu hayranlığı da açıkça yansıttığı görülüyor.

Kitapta yazarın hayranlığının belirgin bir biçimde görüldüğü kişilerin başında Yaşar Kemal gelir. Romanlarındaki destansı anlatımlara benzer şekilde, Kutlar da Yaşar Kemal’i aynı destansı biçimde anlatır.

“Sanki Yaşar Kemal’in o güzelim masal insanları, o güzelim atlarına binip gelmişler, kendi öz çocuklarının zafer gününü, toy düğününü kutlayıp gideceklerdi…

Ama hepimizin alnındaki defne çelengi, terk etmeyen sevda gibi, baskılar, zulümler, kadir bilmezliklere rağmen, kendi çocuklarını bir gün, bir saat bile terk etmeyen o insanların bize yaşattıkları umuttu.” (s.146)

Kutlar’ın, Türkiye’nin Paris’teki sanat büyükelçisi olarak tanımladığı Abidin Dino, kitapta en dikkat çeken sanatçılardan biridir. Abidin Dino’nun 1993 yılındaki ölümünün ardından yazılan yazıda, kendisinin hep genç kaldığından bahseden Kutlar, o yıllarda ellisini çoktan aşmış bulunan ünlü ressamın 1968 öğrenci eylemlerinde direnen gençlerin arasına nasıl katıldığını ve onların resimlerini nasıl yaptığını anlatır.

Yazar, kitapta yer alan sanatçılardan önemli bir bölümüyle bizzat görüşerek yazılarını kaleme alır. Abidin Dino gibi, ölümlerinin ardından portreleri yazılan isimler ise oldukça azdır. 1985’te hayatını kaybeden Turgut Uyar’a da şiirimizdeki son derece önemli yeri dolayısıyla bu az sayıdaki isimlerden biri olarak yer verilir. Turgut Uyar üzerine yazılan bu yazıda Edip Cansever’den ve ikilinin dostluklarından bahsedilmeden de geçilmez.

“…Ve bara tünemiş susan iki sıkıntılı adam: Turgut Uyar ve Edip Cansever. İkisi de içkilerini yudumlarken, Avrupa’da oturup Asya kıtasındaki erguvanlara bakıyorlar ve şiir düşünüyorlar.

Onlar yirmi dört saat şiir düşünürlerdi.” (s.215)

Sinematek’in kurucularından biri olan ve uzun yıllar yöneticiliğini yapan Onat Kutlar’ın portreleri arasında sinema ve tiyatro dünyasından oldukça fazla sayıda kişinin yer alması şaşırtıcı sayılmaz. Birçoğuyla yakın arkadaş olan ve uzun bir geçmişi bulunan Kutlar, Orhan Çağman’dan Tuncel Kurtiz’e, Erden Kıral’dan Halil Ergün’e, Zeliha Berksoy’dan Oben Güney’e kadar onlarca ismin sanat yaşamına dair çok sayıda ilginç anekdotu ve ayrıntıyı okuyucularına sunar.

Yılmaz Güney ile Erden Kıral’ın, Güney bir hapishaneden başka bir hapishaneye nakledilirken yolda sürekli mola verdirerek yaptıkları senaryo çalışmaları bu anekdotların en dikkat çekenlerinden biridir. Ancak ikili zamanla anlaşmazlığa düşer ve yolları ayrılır.

“Usta yönetmenle başlangıçta uyumlu giden çalışma, bir süre sonra farklı bakış açılarından ötürü zorlanmaya başlar. Genç yönetmen, giderek daha fazla filme kendi damgasını basmak ister. Bu ise usta yönetmeni kızdırır. Bozkırın ortasında, terk edilmiş bir kervansarayın ay ışıklı avlusunda şiddetli bir tartışmadan sonra yazılan sayfaları boşluğa fırlatır yönetmen. Beyaz sayfalar, gece uçuşan martılar gibi bozkırın sonsuz denizine dağılır.” (s.248-249)

Geçmiş yıllarda Yılmaz Güney ile çalışan sinemacılardan biri olan Halil Ergün’ün kitapta bulunma sebebi ise farklıdır. Onat Kutlar, 1994 yerel seçimlerde SHP’den Beyoğlu Belediye Başkanlığı’na aday olan Halil Ergün’ü destekleyen bir yazı kaleme alır. Ergün’ün sanatçı geçmişinden çok sanatçı kimliğinin üzerinde durarak, bunun Beyoğlu için bir fırsat olduğunu anlatır. Yazıda adı geçen bir diğer kişi ise aynı seçimde yine SHP’den Bakırköy için aday gösterilen Zafer Üskül’dür. İki aday da Kutlar tarafından açıkça desteklenir ve aday oldukları ilçeler için birer şans oldukları belirtilir.

Yazarın, ilerleyen yıllarda sağ siyasete ve bu siyaseti temsil eden iktidar partisine yönelen bu iki ismin geçirdiği değişimi görse ne düşüneceği ve ne yazacağı ise merak konusudur.

Türkiye’de hiçbir zaman yeterli ilgiyi görmeyen, önemsenmeyen, yalnızlığa terk edilen ancak her biri kendi alanında dünyanın sayılı yeteneklerinden biri olan sanatçılarımızı sütunundaki imkan dahilinde okuyucularına tanıtmaya çalışan ve bu isimlerin göz ardı edilmelerine karşı sık sık serzenişte bulunan Onat Kutlar’ın bu değerli çalışması, sanat dünyamızın zenginliğini göstermesi bakımından oldukça önemli ve aydınlatıcıdır.

edebiyathaber.net (23 Şubat 2024)

Yorum yapın