Malma İstasyonu’nda inecek var! | Nagihan Kahraman

Mart 13, 2024

Malma İstasyonu’nda inecek var! | Nagihan Kahraman

Ailesinden yana şansı pek yaver gitmeyen bir çocuk kaderini değiştirebilir mi? Ailesinden hatta bir önceki kuşaktan miras kalan travmalar, bir çocuğun kurduğu başka bir aileyi ve sonraki bireyleri kuşaklar boyunca nasıl etkiler? Ya da annelerin, babaların hataları gelecek kuşağı etkilemek zorunda mı? Bunlara verilebilecek türlü türlü cevaplar var şüphesiz. Bu konu hakkında dünya çapında büyük çalışmalar yapılıyor ve üzerine makaleler, kitaplar yazılıyor. Aile travmaları ve bunun kuşaklar arası aktarımı ile ilgili kurgu dışı kadar kurmaca metinlerin de sayısı her geçen gün artıyor. Son zamanlarda pek çok roman, film ve dizide bu izlek dikkat çekiyor. Bu konuya eğilenlerden biri de İsveçli yazar Alex Schulman. Kendisini edebiyatımızdaki ilk romanı Hayatta Kalanlar ile tanımıştık. Dünya çapında üne sahip olan yazar aile sırları, kalıtsal aile travmaları ve bunun sonraki kuşaklara aktarımı gibi meseleleri ele aldığı romanı Malma İstasyonu ile yeniden Timaş Yayınları aracılığıyla Türkçede. Eseri İsveççe aslından çeviren ise Zeynep Tamer.

Üç kuşağa odaklanan romanda temelde üç ana kişi üzerinde duruluyor: Harriet, Oskar ve Yana. Ancak bu kişiler kadar romana ismini veren “Malma İstasyonu” da karşımızda bütün varlığıyla ana bir karakter gibi duruyor. Her birini farklı zamanlarda Stockholm’den Malma adlı küçücük kasabaya götüren sebepler ve her karakterin deneyimi biricik. Bu aile üyelerinin Malma İstasyonu’na gitmesinin temelinde farklı sebepler var elbette ama bir noktada da aynı yolculuğa çıkıyorlar aslında. Bu iç içe geçmişlik geçmişin izlerini silmekten öte birbirlerinin hayatlarını daha da kördüğüme çeviriyor ne yazık ki. Yazarın ailenin bazen ayağımıza dolanan bir düğüm hâline gelebildiğini ve bunu çözmenin ya da bundan kurtulmanın o kadar da kolay olmadığını anlattığı Malma İstasyonu adım adım sürprizli bir sona da götürüyor okuru. Roman boyunca yazar okuru buna ne kadar hazırlasa da romanın sonunda insanın boğazında bir yumru oluşmaması neredeyse imkansız. Bir trenin vagonları gibi birbirine eklemlenen bu üç kuşaktan insanları bu istasyonda indiren şeyin ne olduğunu roman boyunca düşünmemek ve sonunda da dehşete düşmemek elde değil. Büyük bir şimşek gibi romanın sonuna düşen aile sırrı yazarın üslubuyla da birleşince sürükleyici, büyük bir eser çıkıyor ortaya. Başından beri karakterlerin tepkilerine neden olan büyük bir aile olayının yarattığı infial etkisine Schulman’ın önceki romanı Hayatta Kalanlar’dan da aşina yazarın okurları. Bir aile trajedisini, ajitasyona sebebiyet vermeden ve kendini o olayın içinde bulan her bir aile üyesinin duygulanımını gözler önüne sererek anlatmak da yazarın karakteristik özelliklerinden biri olduğunu söylemekte de fayda var.

Bahsi geçen Malma, İsveç’in küçücük bir kasabası ve oradaki bir tren istasyonu. Romanda farklı bölümlerde bu istasyona üç ayrı yolculuk okuyoruz. İlki 1970’lerde, ikincisi 17 Eylül 2001’de, sonuncusu ise günümüzde geçiyor. Birbiri ardına, periyotlar hâlinde devam eden bölümlerde de -“Harriet”, “Oskar” ve “Yana”- bu kişilerin merkezde oldukları hayat öykülerini okuyoruz. “Harriet” adlı bölümler, 1970’lerde geçiyor ve bahsi geçen Harriet o yıllarda beş altı yaşlarında küçük bir kız çocuğu. “Oskar” adlı bölümlerde yıl 2001 ve artık Harriet otuzlarında genç bir kadın, Oskar ile evli. Onların da minicik bir kız çocuğu var: Yana. “Yana” adlı bölümler ise günümüzde geçiyor ve şimdi de Yana genç bir kadın. Anlaşılacağı üzere birbirini tekrarlayan bir döngüyü görmek mümkün bu kurguda; aynı yaşlardan geçen evlatları, anneleri ve babaları görüyoruz sırayla. Ancak şimdi yetişkin olan herkes bir zamanlar çocuktu ve onların ebeveynleri de… Bu hep böyle oldu, böyle de olmaya devam edecek. Ancak Harriet ve Yana’nın ortak noktaları, ebeveynlerinin yaptıkları hataları yüklenmek zorunda kalan çocuklar olmaları. Bu çocukları büyüdüklerinde aynı hataları yapmaktan alıkoyacak bir şey var mı? Yoksa aile travmaları, aile sırları ve adaletsizlikler insanın peşine takılır mı hayat boyunca? Yana da tüm bunları merak ettiğinden Oskar’ın saklamış olduğu fotoğraf albümünün peşine düşüyor ve böylece ilkinde kendisi hayatta bile yokken Malma’ya yapılmış tren seyahatinin izini sürüyor. Yana, bu yolculuğun sonunda aile sırlarını öğrenebilecek mi, daha da mühimi zinciri kırabilecek midir? Belki de artık zamanı gelmiştir; Malma İstasyonu’nda inecek vardır!

edebiyathaber.net (13 Mart 2024)

Yorum yapın