Muhammed Hasan Alvân’ın, kendisine En İyi Arap Romanı Ödülü getiren romanı “Küçük Bir Ölüm”, ünlü İslam düşünürü, mutasavvıf İbnü’l – Arabi’nin yaşamını, “vücuda getirerek” anlatan biyografik bir kitap.
Muhammed Hasan Alvân, 1979 yılında Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da doğmuş. Kral Suud Üniversitesi’nde lisans eğitimini, ABD’nin Portland Üniversitesi’nde yüksek lisansını, Kanada Carleton Üniversitesi’nde ise doktora eğitimini tamamlamış. Suudi Arabistan’daki çeşitli yayın organlarına makaleler kaleme alan Hasan Alvân’ın, ilk romanı “Sakfu’l – Kifâye”yi 2002 yılında yayımlanmış. 2013 yılında yazdığı “el-Kundus” adlı romanı En İyi Arap Romanı Ödülü’ne aday gösterilmiş. 2017 yılında kaleme aldığı, İslam düşünürü, mutasavvıf İbnü’l – Arabi’nin hayatını anlatan “Küçük Bir Ölüm” ise aynı yıl En İyi Arap Romanı Ödülü’ne layık görülmüş, pek çok dile çevrilip dünyanın birçok yerinde okunmuş. “Küçük Bir Ölüm”, Ketebe Yayınları etiketi, Güler Özdemir çevirisiyle artık Türkçede. Fikirleri ve yaşamıyla sadece Doğu’da değil, Batı’da da birçok insanın etkilemiş İbnü’l – Arabi’nin bir “yolculuk” olan yaşamını, onun en insani haliyle ele alan “Küçük Bir Ölüm”, Muhammed Hasan Alvân’ın diliyle bir biyografik romandan çok daha fazlasını barındırıyor.
Net tarihiyle 28 Temmuz 1165’te Endülüs’te doğan İbnü’l – Arabi, 8 yaşında ailesiyle birlikte geldiği İşbiliye’de (bugünkü Sevilla), tasavvufla, ona ilgi duyan akrabaları sayesinde tanışmış. İlk eğitimini burada alan İbnü’l – Arabi, çocuk yaştayken Ahmed İbnu’l adında Sufi bir gençle arkadaş kurarak tasavvufla olan bağını ilerletti. Bir süre kaldığı Endülüs’te, kendini aramak, âlemi görmek, insanı tanımak için bir yolculuğa çıkmış. Şam’a, Bağdat’a, Mekke’ye giderek buraların önde gelen şeyh ve alimleriyle tanışan İbnü’l Arabi, onlardan gerçek bilginin sadece akılla değil, tasavvufla geldiğini öğrenerek Sufizmi benimsemiş ve hayatını da bu manevi yola adamış. Üç yıl boyunca Mekke’de yaşayan ve bu dönemde “Fütûḥâtü’l-Mekkiyye” adlı eserini yazmaya başlayan İbnü’l Arabi, 1204 yılında Mecdüddin İshak ile tanışarak önce Medine’ye, ardından da Bağdat’a gitmiş. Bağdat’a yaptığı ziyarette Şeyh Abdülkâdir Geylânî’nin öğrencileri ile bir araya gelme fırsatı bulmuş ve düşüncelerini daha da zenginleştirmiş. Burada da “Tenezzülâtü’l-Mevṣıliyye ile el-Celâl ve’l-cemâl”i yazmış. Sonrasında Konya’ya gelen ve “Risaletü’l-Envar”ı yazan İbnü’l – Arabi, Konya’dan Mısır’a doğru yeni bir yolculuğa çıkmış ve burada Futuhat-ı Mekkiye’deki sözleri nedeniyle Mısır uleması tarafından hakkında idam cezası verilmesiyle Şam’a gitmiş ve en önemli eseri Fusus’u kaleme almış. 10 Kasım 1239 yılında da Şam’da hayatını kaybetmiş.
Buraya kadar yazdıklarım, “Küçük Bir Ölüm”ün satır aralarından çıkan, İbnü’l – Arabi’nin kronolojik yaşam öyküsünün kısa bir özeti. Ancak İbnü’l Arabi’nin dünya görüşünü, dünyaya bakışını, insanı anlamlandırma çabası, Muhammed Hasan Alvân’ın kitabında, “satırların üstünde” vücuda geliyor ve İbnü’l – Arabi’nin “yaşam yolculuğu”nun sadece fiziksel bir olgu olmadığına işaret ediyor.
edebiyathaber.net (17 Nisan 2024)