Gitmediğin yer senin değildir, diyen Halil Rıfat Paşa’ya karşın “orda bir köy var uzakta gitmesem de gelmesem de o köy bizim köyümüzdür” diyen şair Ahmet Kutsi Tecer’in şiirinin bana daha sıcak gelmesi bu günlerde aldığım bir mesajla sanki yenilenmiş gibi oldu. Belki şair sözü olmasından belki de hayallerimi bir araya toplayıp yüreğimin bir yerlerine dokunuşundan daha çok etkilendim.
Gidilmedik yerler arzu ediliyor, özlem duyuluyorsa oralar sizde, siz de oralarda yaşıyorsunuz demektir. Yahut gitmediğiniz yerlere bir sevgi izi yollamışsanız ve bu iz oralarda yaşayan insanların gönüllerinde bir dokunuş yaratmışsa artık gitmediğiniz yerlerde de varsınız demektir. Anlatırlar ki Dante’nin İlahi Komedya’sındaki ana karakterlerden biri olan yazar Vergilius Roma’da hiçbir siyasal veya askeri konumda hiç bulunmamış, yani egemen yönetici bir güç olarak görev almamış ama Roma’da duvar yazılarında bile Vergilius ’un eserlerine değinilmiş, ondan bahsedilmiş. Galiba gitmek ya da gitmemek biraz da böyle anlaşılmalı.
Gitmediğiniz yerlerde sizi anan arkadaşlarınız varsa, gitmediğiniz yerlerde şu veya bu sebeple adınız anılıyorsa ve bu anmalar bazen kulaklarınızın çınlamasıyla veya bir mesajla size ulaşıyorsa insan bu durumu hayatının en hoş yanlarından biri olarak hep anacaktır. Bu duyguya yaşayarak, bu düşünceye de hayatta hiç karşılaşmadığım, hiç tanımadığım birinden aldığım sade bir mesajla ulaştığımı söyleyebilirim.
İki Mayıs’ta hiç tanımadığım, nazik ve duyarlı üslubu olan birinden bir mesaj aldım (kendisinden izin istemediğim için adını yazamıyorum). Mesajda kendisinin yirmi yıldır duvar resimleri yaptığını belirtiyordu. “Mavi Hayat” adındaki şiirimi çok beğendiğini, bir arkadaşının Bodrum’da açacağı balıkçı restoranının giriş duvarına bu şiirimi yazmak istediklerini ve benden izin istediğini söylüyordu.
Önce şaşırmadım desem doğru olmaz. Şaşkınlığım, şiirimin duvar resmi üzerine yazılmasının istenmesinden değildi. İçinde bulunduğumuz zamanlarda bireysel ve toplumsal yapıların birçok alanında görülen çürümeler gerek maddi nesnelerin gerekse emek ürünü sanat edebiyat çalışmalarının açıkça ve ahlaksızca çalınmasında hiçbir sakınca görmeyenlerin çoğalması karşısında benden istenen bu nazik istek karşısında sadece şaşırmadım aynı zamanda çok da duygulandım. Çünkü daha önce bazı yazılarımda da değindiğim gibi sadece bir şiirime veya yazıma imza atanlar olduğu gibi, kitap olarak yayınlanmış eserlerime imzalarını atanlara da rastlamıştım.
Şiirimi yaptığı manzara resminin üzerine yazmak isteyen nazik, duyarlı ressamın kısa mesajı karşısında bu sebepten dolayı çok duygulandım. Notunda da önceden ifade ettiği gibi yaptığı resmin üzerine şiirimi yazdıktan sonra fotoğrafını çekip bana gönderdi.
Belki bazılarımız için hiç de önemsenmeyecek bu durum karşısında çok düşündüm, etkilendim, duygulandım. İnsan bazen hiç gitmediği, gidemediği yerde olduğu kadar ömründe hiç tanımadığı insanların gönlüne küçük bir dokunuş da yapabiliyormuş diye içimden geçti. Kalpten kalbe, gönülden gönüle yollar bir iki samimi, doğal, içtenlikli sözle de kurulabildiğini yaşayarak daha iyi anladım.
Bazen kızdığım, kaygılandığım, umutların yerlerde süründüğü zamanlarda yazmayı bırakmayı düşündüğüm çok oldu. Akıntıya boşa kürek çektiğimi, körler çarşısında ayna sattığımı, kendimi boş yere sıkıntılara soktuğumu düşünerek kendi kendime öfkelendiğim zamanlar da oldu. Fakat bu küçük ama bana hoş bir mutluluk aşılayan küçük olaydan sonra yine boşu boşuna kendime haksızlık yaptığımı anladım. Her ne olursa, hangi şartlarda olursa olsun yazmamın, emeğimin boşa çıkmadığını, bundan sonra da boşa gitmeyeceğini biliyorum.
Gidemediğim yerlerde olmak duygusu, göremediğim, uzanamadığım sıcak, sanatçı insanların gönlüne bir iki sözcükle dokunma duygusu galiba en güzel ödüllerden biri olarak hayatımda iz bırakacaktır. İnsanlığı düşünmek, insanca düşünmek, sevip sevilmek, aslında bir gönüle girmek, bir gönül kazanmak, hatta nesnelerden daha çok insan biriktirmek de böyle bir şey galiba.
Gitmediğim yerde bile beni var sayan, en güzel duyarlılıkları varlığında toplayan, sözlerimden, kitaplarımdan bazılarını aralarına alan gönüldaşlarım! Bu kıskanç ve çıkarcı dünyada yazdıklarımı, yayınladıklarımı çoğu defa görmezden gelenlere inat sizlerin doğal gerçek sevgisi yazmaya devam etmeme hep destek olacak, arzularımı köreltmeyecektir.
Gitmeden ulaşmak ve gitmeden yüreklere dokunmak, gitmediğiniz yerlerde anılmak nasıl bir şey diyenlere, merak edenlere bu yazımı paylaşmak istedim.