Uluslararası üne erişen ilk Rus yazar İvan Turgenyev’in kaleme aldığı ve yazarın kişisel yaşamından belirgin izler taşıyan İlk Aşk, Can Yayınları Kısa Klasikler serisinde Uğur Büke çevirisi ile okurla buluşuyor. İlk aşk deneyimi ve yürek parçalayan bir gerçeğin keşfiyle kırılan romantik hayaller üzerine unutulmaz bir öykü olan eser, Rus edebiyatının en ünlü aşk hikâyelerinden biri olma özelliğinde.
Tanıtım metninden
Rus edebiyatının en ünlü aşk hikâyelerinden biri olan İlk Aşk, Can Yayınları etiketiyle okurla buluşuyor.
İvan Turgenyev’in, 21 yaşında bir genç kadınla 16 yaşında bir çocuğun aşk hikâyesini kaleme aldığı kitap, 19. yüzyıl Rusya’sının gücünü kaybetmekte olan aristokrat çevresinde geçiyor. Gençlik heyecanı, ilk aşk deneyimi ve romantik hayallerin kırılganlığı üstüne unutulmaz bir uzun öykü olan eser aynı zamanda yazarın kişisel yaşamından belirgin izler taşıyor. Gençlik çağında yaşanan ilk aşkın duygu ve algıların üzerindeki derin etkilerini hassasiyetle ele alan Turgenyev, tutku, zaman ve irade gibi temaları da incelikle işliyor.
On altı yaşındaki Vladimir Petroviç ebeveyninin kır evine komşu olan kendisinden yaşça büyük Zinaida’ya âşık olmasıyla birlikte çözümlemekte zorlandığı karmaşık duyguların fırtınasına kapılır. Gönlünü kaptırdığı kadının birçok hayranı olduğunu öğrenen delikanlının gençlik tutkusu çabucak işkence ve umutsuzluğa dönüşür. Yürek parçalayan bir başka gerçeği keşfetmesiyle birlikte uğradığı hayal kırıklığı onu bambaşka birine dönüştürecektir.
“Zinaida, bugüne kadar karşılaştığım en etkileyici kadınlardan biri!”- Gustave Flaubert
İVAN TURGENYEV, 1818’de Rusya’da doğdu. Üç yıl Berlin’de öğrenim gördükten sonra ülkesine toprak köleliğine karşı, Batı yanlısı bir liberal olarak döndü. Dönemin ünlü eleştirmeni Vissarion Belinski’den büyük destek gören Turgenyev, uluslararası üne erişen ilk Rus yazar oldu. 1840’lar ve 1850’lerde aralarında Avcının Notları’nın da bulunduğu, köy yaşamı ve köylüleri anlattığı öyküleriyle tanındı. 1860’ta yayımlanan Devrim Öncesi adlı romanı, genç aydınların karşılaştığı sorunları ve Rusya’nın büyük değişim öncesindeki durumunu konu alıyordu. En önemli romanı Babalar ve Oğullar’da (1862) kuşaklar arasındaki çatışmayı derinlemesine sergiledi. Tolstoy ve Dostoyevski’yle olan kavgaları ve Rusya’daki edebiyat çevrelerine yabancılaşması sonucunda, yaşamının son yirmi yılını Baden-Baden ve Paris’te geçirdi. Duman (1867) romanında, Rus aydınlarının hem sağ hem de sol kanatlarının karikatürlerini çizdi. 1883’te Paris yakınlarında, Bougival’de öldü.
UĞUR BÜKE, 1959’da Suşehri’nde doğdu. Öğretmen Okulu’nu bitirdikten sonra AÜ Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne girdi. 1981’de mezun olduktan sonra Türkiye’nin Sesi radyosunda Rusça spiker ve çevirmen olarak çalıştı. Askerliğinin ardından İstanbul’a yerleşerek turist rehberliği ve Sovyetler Birliği Başkonnsolosluğu’nda çevirmenlik yaptı. Nikolay Gogol, Lev Tolstoy, İvan Turgenyev, Nikolay Leskov, İvan Bunin, Valentin Rasputin, Anatoli Rybakov, Yuri Bondarev, Nikolay Nekrasov, İlya Boyaşov, Svetlana Uturgauri, Olcas Süleymenov, R. Abutalıbov, E. Muradaliyeva gibi yazarların eserlerini Türkçeye kazandıran ve TYS üyesi olan Büke evli ve bir kız çocuk sahibidir.