Dünya Savaşı boyunca sürdürülen istihbarat faaliyetleri savaşın kaderini tayin etmede önemli rol oynamıştı. Casusluk örgütlerinin II. Dünya Savaşı ve sonrasındaki Soğuk Savaş döneminde kazandığı önem sürekli arttı. Casuslar kadar onların mitolojisini yaratan casusluk romanları da Soğuk Savaş’ın önemli bir parçasıydı. Ernest Mandel’e göre, casus romanının ayrıntılı bir tarihini ABD’nin Soğuk Savaş ve yumuşama yılları boyunca dış politikasındaki gelişmeler silsilesiyle ve bunun sonucu olarak baş kötü adamların kimliğindeki değişikliklerle –Ruslardan Çinlilere, Kübalılara, Arap petrol şeyhlerine, küçük adalardaki özel orduları ile çehreleri bilinmeyen güç delisi milyarderlere ve günümüzde radikal İslami örgütlere uzanan bir yelpazede- anlamak gerekir.
Mehtap Sezer’in ilk polisiye romanı Kör Pusula’nın ikinci baskısı Edebiyatist Yayıncılık etiketiyle okurla buluştu. Tempolu olay akışı, yalın dil, işlevsel ayrıntılar ve gerçekçi bakış açısıyla kurgulanan Kör Pusula’da bir yandan romanın merkez karakterinin kişisel tarihi üzerinden ülkenin altını oyan gelişmelere tanıklık ederken, bir yandan dasürükleyici bir aşk hikâyesi okuyoruz. “Mehtap Sezer’den sosyal devlet anlayışının ‘ıskaladığı’ hayatların kimi zaman ülkenin kaderine nasıl damga vurabileceğini anlatan heyecan dolu bir roman…”
Manisa’nın küçük bir kasabasında doğan Ahmet, daha küçük bir çocukken aile içi şiddet ve babasının annesini öldürmesine şahit olur. Teyzesi tarafından büyütülür, eğitimine devam edemez. En yakın arkadaşı Yusuf’la birlikte kasabaya yeni açılan sanat, spor ve kültür dersleri veren gençlik merkezine kaydolurlar. Batum’da katıldıkları kampta gençlik merkezinin yoksulluğa çözüm arıyor görünse de gizlice savaşçı, muhbir, suikastçı ve ajan yetiştiren şiddet yanlısı bir örgüt olduğu ortaya çıkar. Ahmet gece çıkan yangında, örgütün üst düzey yöneticilerinden birini son anda kurtarır. Kalan beş aylık süre zarfında yakın arkadaşıyla birlikte suikast, sabotaj, saklanma, izini kaybettirme, kılık değiştirme, elektronik cihazları devre dışı bırakma ve şifreli cümleler kurmayı öğrenerek ajanlık eğitimlerini tamamlarlar. Zaman içersinde ‘Hades’ kod adıyla tambir teröriste dönüşen Ahmet, eğitimini tamamlayıp bilim insanı olacakken, sinsice gizlenen yasadışı bir örgütte ajan olarak çalışırken bulur kendisini ve Türkiye’nin nükleerle ilgili çok kritik bir projesini sabote etmeyi amaçlayan eylemlerin içine doğru hızlıca sürüklenir. Bu arada Ahmet’in çocukluk arkadaşı Yusuf da bu yolculukta onunla birliktedir. Ahmet’in aynı örgüt için yine bir ajan olarak çalışan güzeller güzeli Selin’e âşık olmasıyla olaylar tam anlamıyla çelişki ve çatışmalarla dolu trajik bir sona doğru ilerler.
Kör Pusula’da olay örgüsü, ritim, merak öğeleri yerli yerinde. Roman, kurmaca metinlerin temel öğelerini özgün bir hikâye üzerinden yeniden üretmesi ve görselliğin güçlü varlığıyla ileride filme uyarlanabileceğini hissi de uyandırıyor. Betimlemeler sınırlı, geriye dönüşler karakterleri geliştirmeye yönelik, anlatıcı konumu tanrısal. Anlatıcının her şeyi bilmesi ve kontrol altında tutmasıyla, romanın merkez karakterinin sürekli kontrol altında olması ve kontrolünü kaybetmesine asla izin verilmemesi birbiriyle yakından ilişkili, anlatıcı ve merkez karakter uyumu söz konusu burada.
Gerilimli biçimde ilerleyen sürükleyici kurgusu, günceli ele alış biçimi, özgün kişi kadrosu, yalın anlatımı, gerçekçi diyalogları, yerli yerinde betimlemeleri ve ele aldığı sorunlarla okumaya değer bir ilk polisiye roman “Kör Pusula”.
edebiyathaber.net (19 Ağustos 2024)