Varlık dergisinin Kasım 2024 sayısı çıktı.
Tanıtım bülteninden:
Dosya: Sanat Terapisi – Funda Sancar Yılmaz, Bilge Arslan, Aslı Ildır
Yazı: Ahmet Hamdi Tanpınar ve “Suat’ın [Queer] Mektubu” (İpek Şahinler) – Bir Bilme Biçimi Olarak Kurmaca (Nil Sakman) – Proust’la Zamanı Kazımak (Ruteba Doğan) – Ermeni Dili ve Kültürü Nasıl Anlatılır: Birsen Karaca ile Söyleşi (Mine Bican) – Kadim Yunan’da Mit Geleneği ve Yenilik Fikri (Erman Gören) – Thomas Bernhard Varyasyonları: Diyalektiğin Dördüncü Terimi (Zehra Betül Yazıcı) – Özdeşleyim Olarak Karacaoğlan’ın Bir Koşmasında İzlek: Ambivalans (Cengiz Şenol) – Resim Sanatı: Ahmet Doğu İpek ile Söyleşi (Ozan Öztepe) – Türkçe Günlükleri (Feyza Hepçilingirler) – Hayatı İdrak Teşebbüsleri: Yaralar ve Yamalar [14] (Murat Batmankaya) – Rüzgâr Odası (Yavuz Özdem) – Yeni Şiirler Arasında (Şeref Bilsel) – Yeni Öyküler Arasında (Jale Sancak)
Şiir: Robinson Jeffers, Tahir Musa Ceylan, Bâki Ayhan, Elçin Sevgi Suçin, Can Sinanoğlu, Soner Demirbaş, Ezgi Şimşek, Mervan Ari Sunca, Nur Karagöz, Mehmet Sait Çınar, Şadiye Kılıç
Öykü: Sepin Sinanlıoğlu, Faruk Turinay, Büşra Düzyol, Esra Yüksel, Pelin Ergül
Desen: Özge Ekmekçioğlu
Kitaplar Arasında: “Yüzü Kelebeklerle Örtülü” – Nilay Özer (Ahmet Günbaş) – “Orwell’in Gülleri” – Rebecca Solnit (Ali Bulunmaz) – “Hoyrat” – Sepin Sinanlıoğlu (Alber Keşiş) – “Türk Araştırmaları ve İnsani Bilimler Ansiklopedisi” – Oh Eunkyung (Gülsüm Cengiz) – Oğulcan Kütük ile “Dimdik Bakma Rehberi” Üzerine Söyleşi – (Fatoş Asya Akbay) – “Rüzgârlı Ceket” – Hüseyin Peker (Erkan Karakiraz) – Hakan Sarıpolat ile “Şehri Terk Eden” Üzerine Söyleşi (Armağan Can) – Orlando Art Kitaplığı (Emre Dirim) – “Okuma Üstüne Ayrıksı Metinler” – Hazırlayan: Mehmet Aydın (Bircan Çelik) Edebiyattan resme, felsefeden sanat tarihine, fotoğraftan sinemaya geniş bir alanda yazılar, söyleşiler yayımlayan Varlık bu ay da Resim Sanatı, Türkçe Günlükleri, Nasıl Anlatılır, Yeni Şiirler / Öyküler Arasında köşeleri ve son çıkan kitapların tanıtıldığı Kitaplar Arasında bölümüyle okurlarıyla buluşuyor.
Editörden:
Varlık’ın Kasım 2024 sayısının dosya konusu, “Sanat Terapisi”. Dosyamıza katkıda bulunan isimler ise Funda Sancar Yılmaz, Bilge Arslan, Aslı Ildır.
Funda Sancar Yılmaz, “Sanatın İyileştirici Gücü” başlıklı yazısında “yaralı şifacı miti”nin terapideki önemini vurguluyor; sanat terapisinin temel ilkelerini anlatırken Margaret Naumburg, Edith Kramer gibi alanın öncülerine değiniyor. “Sanat terapisi aracılığıyla danışan kendisine ağır gelen duygu ve düşünceleri sanat nesnesine aktarır. Danışan bu nesne sayesinde sadece duygu ve düşüncelerini taşıyabilmekle kalmaz aynı zamanda onlara belli bir mesafeden (estetik mesafe) bakmaya başlar. Bu mesafeli bakış, meselesini yargılamadan ele alıp derinlemesine çalışabilmeyi mümkün kılar,” diyor.
Bilge Arslan, “Sanat ve Terapi Nasıl Birlikte Çalışır?” sorusuna danışanlarla deneyimlerini aktararak, özellikle bibliyoterapiden örnekler vererek yanıt veriyor. Yaratıcılık ile oyunu bir araya getiren sanat terapisinde güzel ve estetik bir sonuca ulaşılmak istenmediğini, sürecin ifadenin dışavurumu şeklinde görülmesi gerektiğini vurguluyor. “Sanatın iyileştirici gücü ve terapinin bilimsel dayanakları ile birleştirilerek kullanılan bu psikoterapi yöntemi; aktif olarak üretme, yaratıcı süreç, teorik bilgi ve deneyimi içerir,” diyor.
İlk iki yazı terapi cephesinden sanata bakarken, Aslı Ildır, “Sonsuz Bir Ayna Hayali: Sinema ve Psikanaliz” başlıklı yazısında sanat cephesinden söz alıyor. Sessiz filmlerden sürrealistlere, sinema-psikanaliz ilişkisinin kuramsallaştığı 1970’lerden günümüze beyazperdenin seyirci için bir ayna olup olamayacağını sorguluyor. Althusser’in aygıt (apparatus) kavramını sinemaya uyarlayan Jean-Louis Baudry ve Christian Metz gibi isimlerin görüşlerini merkeze alıyor. Mulholland Çıkmazı filmindeki Club Silencio sahnesini inceliyor ve “Terapide iyileştiren, sanatta hasta edebilir. Çünkü psikanaliz kişiyi biricikliğiyle kutsar, ona sadece onun sığabileceği bir ev inşa eder (…). Kendine yeni bir ev kurmak, eskisinin yasını tutmaktır, kaybı kabullenmek. Sinema ise seyircisine eve dönüş bileti vaat eder, biricik olduğu illüzyonuyla onu haz ve acıya boğar, aldatır, ardından yalnız bırakır,” diyor.
Aralık sayımızda buluşmak üzere.
Mehmet Erte
edebiyathaber.net (29 Ekim 2024)