“Her şey Deniz’in birinci sınıfa başlamasıyla değişti.”
Her başlangıç; kaygıyı, endişeyi, korkuyu kendi içinde barındırır. Bu duygularla hiç beklemediğimiz zamanlarda karşılaşabiliriz üstelik. “Öyle” hissetmeyeceğimizi düşünsek de bazen “öyle” hissederiz. Yetişkin olarak “başladığımız” anları ve “bitirdiğimiz” anları düşünelim… Çokça zorlandığımız bir sürü an. Kendimizi sakinleştirmek için bir sürü şey yaparız, dengeye ihtiyaç duyarız, sakinleşmek iyi gelir. Peki ya çocuklar? Çocukların hayatta en önemlisi sayılabilecek başlangıcına dair bir kitaba rastladım, yetişkinlerin yanı sıra çocukların bazı başlangıçlarda neler hissettiklerini bu kitabın desteğiyle detaylandıracağım.
Deniz’in Şaşırtan Kararı; Timaş Çocuk etiketiyle, Murat Moroğlu’nun kaleminden ve Aslıhan Akı Çelik’in çizgileriyle raflarda yerini aldı. Moroğlu’nun bu kitabı görsellerinin muzipliğine vurulduğum kitaplar listesine ismini yazdırdı. Bu noktada Aslıhan Akı Çelik’in emeğinden özellikle bahsetmeden ilerlemek istemedim. Görselleriyle mutlu eden Deniz’in Şaşırtan Kararı, emekli olmak isteyen yedi yaşındaki Deniz’in hikayesi. Deniz anneannesini gözlemlediğinde bir şey fark ediyor, ona göre anneannesi evde bütün gün keyif yapıyor. Dedesi de emekli ve dedesi de tüm gün orada burada geziyor. Anneannesi ve dedesi gibi olmak için can atıyor, hem de yedi yaşındayken! Ancak bir sorun vardır, nasıl emekli olunacağını bilmiyor. Zaten daha önce de böyle bir şeyi hiç düşünmemiş Deniz. Peki ne oluyor da Deniz emekli olmaya karar veriyor?
Birinci sınıfa başlamanın her çocuk için başka başka karşılığı olabilir. Bu karşılıkların başkalığı elbette çocukların biricikliğinden. Kimi için daha çok oyun, kimi için daha çok arkadaş, kimi için daha çok sevgi, kimi için daha çok macera; kimi içinse daha çok telaş, daha çok kaygı, daha çok korku, daha çok hüzün demektir okula başlamak. Ya da bazen hepsi bir arada bile hissedilebilir. Bu duyguların bir aradalığı karmaşa yaratsa da mesele o karmaşadan sakince çıkabilmektir. Çocuk ve ebeveyn birlikte bunu yapabiliyorsa her şey daha da kolaylaşır. Hikayemizde Deniz’in verdiği tepki aslında öyle büyük değil. Konforsuz duygular hissetmiyor da tam ama belli ki hayatında bambaşka kapılar açacak olan bu değişikliğe uyum sağlamaya çalışıyor. Bu değişikliği anlamlandırmaya çalışıyor. “Neden ben her sabah okula giderken anneannem ve dedem istedikleri gibi takılıyorlar?” diye soruyor kendine. O yaş döneminde zaten çok iyi gözlem yaptıkları için yaşadıkları değişikliği reddetmek için kolayca sebep bulabiliyor Deniz de. Birinci sınıfa başlamasıyla emekli olmak istemesinin aynı döneme denk gelmesi elbette bir tesadüf değil. Tesadüften çok öte bir doğal süreç içerisinde Deniz.
Bir aile toplantısı yapıp bunu ailesine açıkladıktan sonra aldığı tepki benim için hikayedeki en önemli noktalardan biriydi. Ben de en az Deniz kadar merakla bekledim ailesinin tepkisini. Mevzuyu alevlendirmek, yangına körükle gitmek, olan biteni gereksiz boyutta ciddiye almak yerine hepsi günlük işlerine geri dönüyor ve ben de tam orada büyük bir rahatlama hissediyorum Deniz için. Deniz’in fikrini önemsizleştirmek için değil, okula başladıktan sonra da acaba aynı şeyi mi isteyecek mi istemeyecek mi görmesi için aslında zaman tanıyorlar ona. Ona tanıdıkları zaman, emekli olma fikrini dikkate alarak dinledikten sonra onun üstüne gitmemeleri işe yaramış olacak ki Deniz ertesi günü, okuldaki sınıf başkanlığı seçimi için heyecanla uyanır. Deniz sınıf başkanı olabildi mi, seçim sonrasında neler oldu, okuldaki bu aşamayı nasıl atlattı; hepsinin yanıtı hikayede saklı kalsın isterim. Ancak Moroğlu’nun bu hikayede göstermeye çalıştığını düşündüğüm en iyi şey saklı kalsın istemem: Çocukların kendi rutinlerine güveniyor Moroğlu. Kendi günlük akışlarına, çevreleriyle oluşturdukları dinamiğe güveniyor. Ebeveynlerin de bu güvenle hareket ettiklerinde aslında her türlü krizi nasıl rahat atlatabileceklerini gösteriyor. Denizlerin şaşırtan kararları böylelikle tebessüm ettiriyor, eğlendiriyor, sorgulatıyor. Çocuklara had bildirme, öğretme çabasına girmeden onlarla birlikte çözdüğümüz nice krizlere…
edebiyathaber.net (7 Kasım 2024)