Hazırlayan: Hande Emekçi
Ünlü yazarların tuhaf takıntıları, bazen eserlerinin ilham kaynakları kadar ilginç olabiliyor. Sizler için bazı ünlü yazarların alışılmadık alışkanlıklarını derledik.
Wirgina Woolf
İngiliz feminist, yazar, romancı ve eleştirmen Virginia Woolf’un psikolojik sorunları yüzünden hayatının önemli bir bölümünü neredeyse yatakta geçirdiği bile söylenebilir. Kullandığı ilaçların etkisiyle sık sık halsizdi. Ancak kendini iyi hissettiği anlarda öyle bir alışkanlığı vardı ki herkesi şaşırtıyordu: Woolf çok konuşuyordu. Bir keresinde tam 48 saat boyunca durmaksızın konuştuğu anlatılır.
Victor Hugo
Ünlü Fransız romancı ve oyun yazarı Victor Hugo’nun yaşlanmaya karşı oldukça hassas olduğu bilinir. Vücudunu zinde tutmak amacıyla her sabah buzlu suyla duş alır, sesini güzelleştirmek için çiğ yumurta içermiş. Hugo, her zaman bakımlı ve zarif görünmek, başkalarının beğenisini kazanmak için özen gösterirmiş.
Charles Dickens
Charles Dickens, boş vakitlerini Paris morgunda geçirmeyi alışkanlık edinmişti ve bunu “dehşetin çekiciliği” olarak tanımlıyordu. Ayrıca, her şeye üç kez dokunmak, cuma günlerinin kendisine şans getirdiğine inanmak ve her gece yüzünü kuzey kutbuna çevirerek uyumak gibi ilginç alışkanlıkları vardı. Fiziksel bir sebebe dayandığını iddia ettiği bu yönelme alışkanlığını, hayatı boyunca bir kez bile değiştirmediği söylenir.
Alexandre Dumas
Alexandre Dumas, son derece çalışkan ve üretken bir yazardı, fakat aynı zamanda aşırı derecede çapkın oluşuyla da tanınırdı. Evli olmasına rağmen, aynı dönemde 40 sevgilisi olduğu söylenir. Hayattayken dört, ölümünden sonra ise üç gayrimeşru çocuğunun ortaya çıktığı bilinir. Bu kadar çok ilişki içinde yazmaya nasıl zaman bulduğu bilinmese de yaşadığı dönemde yazarlığı kadar çapkınlıklarıyla da nam salmıştı.
Honore de Balzac
Honoré de Balzac tam bir kahve tutkunu olarak günde neredeyse 50 fincan kahve tüketirdi. Kahve bulamadığında ise kahve çekirdeklerini çiğneyerek bu ihtiyacını giderdiği anlatılır. 51 yaşında hayatını kaybetmesinin, bu aşırı kahve bağımlılığıyla bağlantılı olduğu söylenir.
Yusuf Atılgan
Yusuf Atılgan, Türk edebiyatının başyapıtları sayılan Anayurt Oteli ve Aylak Adam’ı yazdıktan sonra, insanlardan uzaklaştı; bir köye yerleşerek yaklaşık otuz yıl boyunca neredeyse tek bir satır bile yazmadan çiftçilikle uğraştı.
Hüseyin Rahmi Gürpınar
Hüseyin Rahmi Gürpınar, eldivensiz dışarı çıkmayan biriydi; tam 40 yıl boyunca, yaz-kış demeden eldivenle dolaşmıştı. Bu alışkanlığını hastalıklardan korunma isteğiyle açıklıyordu. Bir diğer tutkusu ise şişle örgü örmekti; Avrupa’dan örgü modelleri getirir, ördüğü giysileri evde giyermiş.
Cemil Meriç
Cemil Meriç, hayatı boyunca okumaya olan tutkusunu hiç yitirmemiş, gözleri göremeyene dek okumaya devam etmiştir. Görme yetisini kaybettikten sonra da bu sevdasından vazgeçmeyip, başkalarına kitap okutarak ve onların yardımıyla yazmaya devam etmiştir. Kitapları daha iyi görebilmek için sandalyesini masanın üstüne koyar ve bu şekilde okurmuş.