Pembe hayallerin, puslu havalara dönüştüğü öyküler | Neslihan Hazırlar

Kasım 27, 2024

Pembe hayallerin, puslu havalara dönüştüğü öyküler | Neslihan Hazırlar

“Evlilik Fotoğrafını Kim Aldı” kitabı Ekim 2024 yılında Mahal Edebiyat Yayınları tarafından basılarak raflarda yerini aldı.  Ankaralı olan yazarımızın, 2023 Haziran ayında Banliyö Yayınları tarafından basılan “Aşkın Istırabı” adlı bir novellası bulunuyor.

2021’de Yaşar Kemal Anısına Öykü Halk Bilim Araştırması ve Şiir Yarışması’nda öykü dalında “Bezgin Demokrat” isimli öyküsüyle finalist oldu. 2022 yılında Eylül adlı kolektif kitapta, “Anarşik” isimli öyküsüyle yer aldı. Bunun yanında “Kayıp,” “Eve Dönüş”  “Dedikodu,” “Anne Gölgesi” adlı kolektif kitaplarda öyküleri yer aldı. Halen çeşitli dergilerde öyküleri yayımlanmakta olan yazarımız aynı zamanda tiyatro oyuncusudur.

On dört öykünün yer aldığı “Evlilik Fotoğrafını Kim adlı” öykü kitabı gündelik hayattan meselelerin yer aldığı, yoğun diyalogların anlatıma renk kattığı, metinlerden oluşuyor. Kadına güçlü roller biçen öyküler, trajikomik tonda ilerliyor.

 Kitabın ilk öyküsü “Kuyu” büyülü gerçekçiliğin sınırlarını zorlayan, aile kültürünü büyüyle duayla sarmalayan, diyaloglarla, betimlemelerle zenginleştirilmiş bir öykü. Kişi tasvirleri mekanla ve hayalle bir araya gelmiş. Kırsalın ve yerli kültürün travmatik sınırlarını yakalıyor.

“Kimine göre yüz elli yaşındaydı Zöhre Ebe. Kimine göre ölmüş ama tekrar dirilmişti. Köy halkı özellikle de çocuklar gerekmedikçe kapısının önünden geçmek istemez, mecbur kalırlarsa “Destuuur!” diye bağırır, koşarak uzaklaşırdı. Köy ahalisi, Zöhre Ebe’nin bazı geceler mezarlığa giderek ölülerle konuştuğuna inanıyordu. Hatta bazı köylüler onun ölülere maniler söylediği üzerine yemin içiyorlardı.” (sf.9)

Mahal Dergi’de yayınlanan  “Şıp Şıp Şıp” öyküsü rüya ile gerçek arasında yerini bulmaya çalışan karakterin, iç dünyası ile dış dünya arasında git gelini yansıtıyor. Zaman, geriye dönüşler ve an ile öyküye zenginlik katıyor. Bireyin çıkmazını odağına alan öyküye senkronize bir ses eşlik ediyor. Şıp şıp şıp…

“Mahalledeki arkadaşlarımı çok kıskanıyorum, hepsinin kot pantolonu var, benim de olsa olsa keşke. Onu bir giysem,  bütün kızlar bana bakacak, boyum daha uzun görünecek. Yalvarıyorum,        “Lütfen kot pantolon alalım, lütfen annecim n’olur.” Çatlamış ellerini kovadaki kapkara sudan çıkarıp gösteriyor…(sf.15)

“Bazı Erkekler, Bazı Kadınlar ve Anneler” öyküsü annelerin çocukları üzerindeki etkinin yetişkinliklerindeki yansıması ve ilişkiler üzerine psikolojik göndermeler içeriyor. İç sesler ve diyaloglar metni dinamik kılıyor. Zaman geriye dönüşlerle ilerliyor.

“Beş yılda sıkılmadık da evlenince mi sıkılacağız? Tabi canım, ben eğlenilecek kadınım, evlenecek kadını da anan bulacak di mi?” (sf.23)

“Dönemeyen” öyküsü emekli olmuş, evde boş oturan bir adamın sancılarını, iç çekişlerini, karakter değişimlerini dengesizliklerini trajikomik bir dille anlatıyor. Diyalogların zenginleştirdiği metinde kadın karakter dengeyi sembolize ediyor.

Kitaba adını veren “Evlilik Fotoğrafını Kim Aldı” öyküsü evliliğin sırtını büyüye yaslayan bir ana motif etrafında dönen olay örgüsüne sahip. Zihnimizde kurguladığımız  şeylere inanıp, çevremizdekileri de bu kurguya inandırdığımız gerçekliği üzerinden yol alan bir metin. Geriye dönüşlerle zamanı ortaya koyan, diyalogların ve iç seslerin zenginleştirdiği metin sürpriz sonla bitiyor. Kişi tasvirleri ve mekân gibi metnin ana unsurları, okura zengin bir içerik sunuyor.

“ Ah o kem gözler yok muydu? Evleri tepelerine yıkan, kocayı karıdan ayıran, hep o münafık gözlerdi.” (sf.39)

“Arsız Gönlüm” öyküsünde zengin betimlemeler dikkat çekiyor. İç geçirmek, deyimi bu öyküyü tanımlıyor. Hayaller ve gerçekler bu öyküde bir sarmal oluşturup okuru içine çekiyor.

“ Yeşildere Mahallesi’nin önünden eskiden çağıldayarak akan dere çoktan kurumuş, adam gövdesi gibi kalın akan sular yerini, parmak kadar akmayan sulara bırakmıştı. Kurbağaların vırakladığı, boklu çamurların bulaştığı taşlar yosun tutmuş, sıcak havalarda esen rüzgâr derenin ekşimiş kokusunu mahallenin ortasına taşımıştı. (sf. 47)

“Ortaya Karışık” kadın gözünden yazılmış maskülen bir öykü olmasıyla dikkat çekiyor.

“Kırmızı Laylon Don” öyküsü bir genç kızın evlilik hayallerinin, beklentilerinin bir nesne yüzünden hayal kırıklığına uğraması anlatılıyor. Burada dikkat çeken, genç kızın hayallerini yıkan nesneyi bir çıkış aracına dönüştürmüş olması. Erkeğin de, kadının da hayallerinin, ailelerinin onlar için tasarladığı yaşam kurgusuna bağlı oluşu öykünün toplumsal içeriğini yansıtıyor. Yazgı bu öykünün belkemiği. Belki de genç kızlara yakılan ağıtın trajikomik hikayesi.

“Arkası Kuşlu Ayna” bir nesne motifinin etrafında dönen olay örgüsü betimlemelerle renklenmiş.  Akıcı bir anlatıma sahip öyküdeki karakterler sahici ve kırsalın gündelik hayatından fotoğraflar içeriyor.

“Hani nal var mı Ahmet’te? Yok. Hani at arabamın tekeri var mı? Yok. Hani bu bakır güğümler ne arasın Ahmet’in dükkânında. Ya şu kocaman tenekeyi nasıl sokacak o küçücük yere?” (sf. 74)

“Raziye’nin Kaçışı’ öyküsü kafkaesk etkiler taşıyor. Çevrenin olaylar karşısında verdiği tepkileri okur,  film izler gibi izliyor. Öykünün yükseldiği noktada insanların birbirlerine yabancılaşmasını bencil kimliğe bürünmesini izliyoruz.

Öyküler, insanı odağına alan, gündelik yaşamdan konular içeren dili sade, akıcı üsluba sahip metinler. Diyaloglar ve betimlemeler yazarın gözlem yeteneğini ortaya koyuyor. Pembe hayallerin,  puslu havalara dönüştüğü, beklenenin bilinmezlik vagonundan bir türlü inmediği, görünenin gerçek olmadığı, dengeden en büyük dengesizliklerin doğduğu öykülerin her biri tiyatro oyunu canlandırıyormuşçasına okuru içine alıyor.

Evlilik Fotoğrafını Kim Aldı, Mahinur Çenetoğlu, Mahal Edebiyat Yay., 2024

Yorum yapın