Bir “eylem” olarak “eylemsizlik” | Burak Soyer

Aralık 5, 2024

Bir “eylem” olarak “eylemsizlik” | Burak Soyer

Günümüzün en çok okunan kültür kuramcıları arasında yer alan Byung-Chul Han’ın yazdığı “Tefekkür Yaşamı”, modern yaşamın bir makineye dönüştürmek suretiyle günümüz insanına “iyi” yaşam olarak dayattığı çalışma, başarı, aşırı tüketim gibi maddi “eylemlerin” bir şey ifade etmediğini, insanı insan yapan asıl unsurun eylemsizlik olduğunu konu ediyor.

Byung-Chul Han, 1959 yılında Güney Kore’nin Seul kentinde doğmuş. 1980 yılında Almanya’ya yerleştikten sonra Freiburg ve Münih’te felsefe, Katolik teolojisi ve Alman edebiyatı üzerine eğitim almış. Sonrasında fenomenoloji, etik, estetik, kültür kuramı, din, medya kuramı, kültürlerarası felsefe, popüler kültür, neoliberalizm, kapitalizm, iktidar gibi konular üzerinde çalışmalar yapmaya başlamış. 2012 yılından beri Berlin Sanat Üniversitesi’nde felsefe ve kültür üzerine dersler veren, özellikle son yıllarda yayımladığı kitaplarla tüm dünyada büyük ilgi gören Byung-Chul Han’ın son kitabı “Tefekkür Yaşamı”, Ketebe Yayınları’ndan Barış Tut çevirisiyle yayımlandı. Bugün “iyi” ya da “kaliteli” yaşamanın çok fazla çalışıp, çok fazla harcamaya tekabül ettiğini savunan ve buna karşı da ancak “eylemsizlik”i öne süren Byung-Chul Han, diğer yandan da eylemsizliğe dair tüm yanlış anlamaların da önüne geçiyor.

Altı bölümden oluşan “Tefekkür Yaşamı”nda Byung-Chul Han, “eylemsizliğin” görünümleri üzerinde duruyor. Nietszche’nin, “mekaniğin aptallığına göre taş nasıl yuvarlanırsa öyle yuvarlanan” sözlerine ithafen hayatı salt iş ve başarıyla değerlendirdiğimizi belirten Chun Han, Adorno’dan, Walter Benjamin’e, Proust’tan Roland Barhes’e kadar birçok yazar ve düşünce insanın eylemsizliğin alt başlıklarını dolduran fikirlerine yer vererek ortaya genel bir “eylemsizlik” panoramasını çıkarıyor. Bu panoramanın içinde eylemsizlik hali uyaranlara karşı doğal tepkiler vererek insanlığın en saf ve sade hali çeşitli biçimlerde yer alırken, “eylemsizlik” ile “tembelliğin” arasındaki fark da kendiliğinden ortaya çıkmış oluyor.

“Eylemsizlik bizi insan yapan şeydir. Eylemsizliğin eylemdeki payı onu gerçekten insan yapar. Bir an bile tereddüt ya da duraklama olmadan eylem, kör eylem ve tepkiye dönüşür. Sessizlik olmadan yeni bir barbarlık ortaya çıkar. Sessizlik konuşmayı derinleştirir. Oyun güzelliğin özüdür. Sadece uyaran ve tepki, ihtiyaç ve tatmin, sorun ve çözüm, amaç ve eylem şemasının hüküm sürdüğü yerde, yaşam hayatta kalmaya, çıplak hayvan yaşamına dönüşür. Yaşam, görkemini yalnızca eylemsizlikten alır. Bir varlık olarak eylemsizliği kaybedersek, sadece çalışması gereken bir makineye benzeriz. Gerçek yaşam, hayatta kalma kaygısının, salt yaşamanın zorluğunun sona erdiği anda başlar. İnsan çabasının nihai amacı eylemsizliktir,” diyen Byung-Chul Han, “Tefekkür Yaşamı” kitabında eylemsizliğin başlı başına nasıl bir eyleme dönüştüğünü gerek kendi düşünceleri gerek de konu üzerine kafaya yoran tarihte iz bırakmış kişilerin fikirlerinden yararlanarak masaya yatırıyor.

edebiyathaber.net (5 Aralık 2024)

Yorum yapın