Düşünce gücüyle hayatın değişebileceğine inananların kılavuzu

Aralık 6, 2024

Düşünce gücüyle hayatın değişebileceğine inananların kılavuzu

Pierre Franckh, Rezonans Kanununu kavrayıp onu nasıl kullanacağımızı anlamaya başladığımız anda, hayatımızdaki her şeyin mümkün olabileceğini anlatıyor. Rezonans Kanunu, Sema Ersin çevirisi ve Elips Kitap etiketiyle raflarda yerini aldı. 

Tanıtım metninden

“Eğer şu ana kadar isteklerimiz gerçekleşmediyse, en şiddetli arzularımıza ulaşamadıysa; eğer hayatımıza hiç istemediğimiz şeyler girdiyse, eğer mutsuzsak veya yenilgiye uğradıysak, bütün bunların sebebini Rezonans Kanununda bulabiliriz.”

-Düşünce gücümüzle maddeye etki edebilir miyiz?

-Kim olmayı istiyorsun?

-İsteklerimizi hangi yolla yayıyoruz?

-İdeal partneri yaşamımıza çekmemizi sağlayan en uygun rezonans alanını nasıl oluştururuz?

-Rezonans alanın yazılı ve görsel izlenimlere nasıl tepki verir?

Eğer istediğimiz sonuçları elde etmeye çalışıyorsak; düşüncelerimizi, duygularımızı ve inançlarımızı gözlemleyerek yönlendirmeye başlamalıyız. Çünkü hissettiğimiz ya da düşündüğümüz her şey, bir rezonans alanı oluşturur ve biz isteklerimizi yönetebiliriz.

Yazar hakkında 

Pierre Franckh, 1 Mayıs 1953 tarihinde, Batı Almanya’nın Heilbronn şehrinde doğdu. Annesi aktris Ursula Franckh; babası ise ünlü Fransız yönetmen, oyuncu ve çevirmen olan Hans Heinz Rühmann’dır. Sanatçı bir aileden gelen Franckh, henüz altı yaşındayken Theo Lingen ile birlikte sahneye çıktı. On yaşına geldiğinde birçok ünlü ismin yer aldığı ve Helmut Käutner’ın yönettiği Montevideo’daki Ev adlı komedi filminde rol aldı. Sinema kariyeri beklenmedik bir hızla ilerledi ve birçok filmde oynadı. On dört yaşındayken Der Kommissar adlı televizyon dizisinde rol aldı ve asıl çıkışını yaptı. Film ve dizi çalışmalarının yanı sıra tiyatro oyunculuğunu bırakmadı, Münih’te bulunan Rezidans Tiyatrosu’nda ve Berlin’deki Rönesans Tiyatrosu’nda yer aldı.

Televizyon dünyasında yayınlanan üç yüz elliden fazla yapımda rol aldı. Derrick, Diese Drombuschs gibi birçok dizide, genellikle komedi karakterlerinin rollerini üstlendi. Takip eden yıllarda program sunuculuğu yaptı ve ödüllü filmlerde yer aldı. 2000 yılında Und das ist erst der Anfang adlı uzun metrajlı filmin senarist ve yönetmenliğini yaptı. Pierre Franckh, yaşamının temeline mutlu olma arzusunu aldı. Yıllarca mutluluğa ulaşmak adına çabaladı lakin bir türlü bu hisse kavuşamadı. Elde ettiği tüm mutluluk hâlleri onun için geçiciydi ve birer alev gibi bir anda yanıp ardından kül oluyordu.

Küçük yaşlarından itibaren birçok iş başardı ve bu yüzden dışarıdan bakan insanlar onu “mutlu” olarak tanımladı. Kendi deyimiyle kariyerinin zirvesinde idi, yanında güzel kadınlar vardı, istediği her şeyi alacak paraya sahipti ve dünyadaki bütün kırmızı halılarda yürümüştü. Popüler olduğu dönemde gazeteciler onu “hayatın güneşli tarafında” olarak gösterdi. Tüm bunlara rağmen Franckh, mutlu değildi. Özlediği bir mutluluk duygusu vardı ve elde ettiği hiçbir şey ona bu duyguyu sağlamadı. Bu noktada kendisine, “Hayatım boyunca bu noktaya gelmek için çalışmadım mı?”, “Mutlu değilsem tüm bu zenginlik ne işe yarar?” sorularını sordu.  Bu sorular, onu kendi hayatını değiştirme adımlarını atmaya yönlendirdi. Saatlerin peşinde koşarken başarı ve zenginlik elde etmiş lakin mutluluğa giden yolu kaçırmıştı. Mutluluk, onun için bir özlemdi.

Franckh, alışılmadık bir şey yaparak dış dünyadan tamamen çekildi. Evinde televizyon ve radyoyu yasakladı, yeterli miktarda yiyecek alıp inzivaya çekildi. Dört ay boyunca yalnızca iki soru ile ilgilendi: Gerçek ve derin bir aşka nasıl sahip olabilirim? Nasıl mutlu olabilirim? İlk günlerde zorlansa da vazgeçmedi. Yavaş yavaş sakinleşti ve sessizliğe alıştı. Günler geçtikçe daha da dinginleşmek için elektirik kullanmamaya, akşamlarını mum ışığında geçirmeye başladı. Gürültü tamamen yok oldu ve Franckh, kendisiyle iletişime geçebildi. Sorduğu sorulara bulduğu tüm cevapları not almaya başladı. İnziva sürecinin sonunda günlük yaşama döndü ve mutluluğunun devam ettiğini gördü. Güven ve enerjiyle doldu; çok az uyuyor, işine keyifle gidiyordu ve bir süre sonra insanlar ona: “Sende, bende olmayan bir şey var. Bunu ben de istiyorum.” demeye başladı. Gün geçtikçe daha fazla insan bu soruyu sormak için Franckh’ı ziyaret etti ve Franckh da onlara memnuniyetle zaman ayırdı.

6 Dakikada Koçluk: Gerçek Aşkı Bul, Doğru İstersen Olur, Rezonans Kanunu, Başarının Sırları, Yeter ki Gönülden İste adlarıyla Türkçeye çevrilen, kendi cevaplarını içeren kitapları, 2,5 milyonu aşan tirajlara sahip oldu. Muhtelif eserleri 21 farklı ülkede yayımlandı.

Yorum yapın