Hasan Türksel’in ilk romanı Zamanın Dalgaları Ocak’ta Can Yayınları tarafından yayımlanıyor.
Tanıtım bülteninden:
Oysa bizim en önemli sorunlarımızdan biri zaman dahil bazı şeyleri asla unutamayıp sürekli hatırlamamızdı belki de; öyle ki, unutulan çoğu şeyin genellikle hayatımızın en iyi anları olduğunun farkına yine sürekli ilerlermiş gibi yapan bu zaman yüzünden bir türlü varamıyor da olabilirdik. Bulunduğum yerden istasyon ana binasının içinde oluşan tuhaf ışık oyunlarına, mermer nişlere, kemerli pencerelere ve çok başka bir anlayışa ait olduğu ortada olan sembollere baktığımda aklıma ister istemez kutsal bir yerde olduğum fikri geliyordu. Sanırım buradayken bu histen kaçmanın kolay bir yolu yoktu.
Den Haag’daki Alberto Manguel söyleşisine gitmek için hazırlanan Otto’nun zihni giderek farklı meselelere takılır; okuduğu metinler, çektiği fotoğraflar, denizci babasının mektupları ve eşi Esther’in söylemleri üzerinden hayata dair yeni sorgulamaların önü açılır. Zamanın Dalgaları, farklı tarihsel aralıklarda sıçrayan, anlatıcının bilincinin bütün çıplaklığıyla dışarı vurduğu, kurmacayla kurmaca dışı arasındaki sınırları açıkça ihlal eden bir metin. Hasan Türksel, Zamanın Dalgaları’nda A. Manguel’in, J.L. Borges’in, W.G. Sebald’in yolundan gidiyor ve okura çok katmanlı bir anlatı sunuyor.
edebiyathaber.net (23 Aralık 2024)