Şöyleşi: Hülya Soyşekerci
Sanatı ve Edebiyatı Anlamanın Peşinde Bir Ömür
Raşel Rakella Asal, sanatın ve edebiyatın derinliklerinde bir yolculuğa çıkmayı seven, bilgi ve estetiği bir arada harmanlayan bir isim. Eserleriyle okurlarını sadece sanat ve kültür hakkında bilgilendirmekle kalmıyor; aynı zamanda bu dünyaları içselleştirmelerine olanak tanıyor. “Yaşamdan Sanata” adlı yeni kitabıyla okurlarını, sanatın çok katmanlı doğasına ve bu alanlardaki kendi yaşam serüvenine davet ediyor. Asal’ın, edebiyatla iç içe geçen sanat anlayışı, onun özgün bakış açısını şekillendiriyor ve bu sayede sanatla kurduğu ilişki, yaşamının vazgeçilmez bir parçası haline geliyor. Hem akademik hem de pratik anlamda derinleştiği bu alanlarda, okurlarına eşsiz bir deneyim sunmayı amaçlıyor.
Sanat ve edebiyat, yaşamınıza nasıl dahil oldu? İlk ilham kaynaklarınız nelerdi?
Sanat ve edebiyat benim hayatımda her zaman paralel ilerledi. İzmir Amerikan Kız Koleji’nde okuduğum yıllarda edebiyatla tanışmam, bu yolculuğun başlangıcıydı. Fransız edebiyatına duyduğum ilgi, beni dil öğrenmeye ve farklı kültürleri anlamaya yöneltti. Bu dönemde, özellikle edebiyatın dilindeki estetik derinlik ve anlam oyunları, beni sanata doğru yönlendiren ilk adımlar oldu. Fransız edebiyatın büyük isimlerinden Victor Hugo, Flaubert ve Baudelaire’in eserleriyle tanışmak, edebi dünyamı şekillendirdi. Daha sonra Fransa’da aldığım sanat tarihi eğitimleri, özellikle Louvre Müzesi’nde katıldığım seminerler, sanatın tarihsel ve kültürel bağlamlarını keşfetmeme yardımcı oldu. İlk ilham kaynaklarımdan biri de, bu süreçte karşılaştığım eserler ve onların ardındaki hikâyelerdi. Örneğin, Monet’nin “Nilüferler” serisini Paris’te gördüğümde, sanatın duyularımızı nasıl harekete geçirebileceğini derinden hissettim. Görsel sanatların, edebiyatla paralel olarak, anlatımın gücünü vurgulayan bir dil olduğunu anlamam uzun sürmedi.
“Yaşamdan Sanata” adlı kitabınız, geniş bir zaman dilimine yayılan yazılardan oluşuyor. Bu yazıları bir araya getirme fikri nasıl ortaya çıktı?
Bu kitap, uzun yıllar boyunca biriken yazılarımın bir özeti gibi. 2001 yılından itibaren çeşitli dergi ve platformlarda yayımlanan yazılarımı bir araya getirerek, bir başvuru kaynağı oluşturmak istedim. Sanat, moda, edebiyat ve kültür üzerine kaleme aldığım bu yazılar, hem bireysel bir yolculuğun hem de toplumsal bir dönüşümün izlerini taşıyor. Kitabın hazırlanması sırasında geçmişe dönüp baktığımda, yazıların arasında nasıl bir organik bağ oluştuğunu görmek beni çok etkiledi. Sanatın evrenselliğini ve hayatın her alanıyla bağlantısını bir kez daha fark ettim. Yazıların bir araya gelmesiyle, sadece bir edebi eser değil, aynı zamanda bir kültür manifestosu oluşturmuş oldum. Bu süreç, sanatın evrimini ve toplumsal yapıları nasıl dönüştürdüğünü derinlemesine sorgulamama olanak sağladı.
Kitabınızda sanat ve moda ilişkisine de yer veriyorsunuz. Sizce bu iki alan nasıl bir etkileşim içinde?
Sanat ve moda, her zaman iç içe geçmiş iki alan olmuştur. Moda tasarımcıları genellikle sanat eserlerinden ilham alırken, sanatçılar da modanın çağrıştırdığı imgeleri eserlerinde kullanabiliyor. Moda, bazen sanatın bir uzantısı gibi işlev görürken bazen de sanat, modanın yaratıcı potansiyelini besleyen bir alan olur. Coco Chanel’in sade ve zamansız tasarımları, modern sanatın minimalizm akımını yansıtırken, Hüseyin Çağlayan gibi tasarımcılar yenilikçi yaklaşımlarıyla sanat ve modanın sınırlarını yeniden tanımlıyor. Kitabımda bu ilişkiyi ele alırken, her iki alanın da toplumsal ve kültürel kodlara nasıl dokunduğunu irdelemeye çalıştım. Moda, bir anlamda, toplumsal değişimlerin izlerini taşıyan bir dil haline gelirken, sanat da bu değişimlerin estetik bir formu olarak karşımıza çıkıyor. Moda dünyasında ve sanat galerilerinde karşılaştığım eserler arasındaki bu etkileşimi, okuyucularımın daha derinlemesine keşfetmesini sağlamak istedim.
Eğitim sürecinizde sizi en çok etkileyen anlardan birini paylaşır mısınız?
Besançon’da Açık Öğretim Üniversitesi’nde aldığım sanat tarihi dersleri sırasında, sanatın politikayla nasıl iç içe geçtiğini keşfetmek beni derinden etkiledi. Özellikle Picasso’nun “Guernica” tablosu üzerine yaptığımız bir tartışma, sanatın sadece estetik bir araç olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir ifade biçimi olduğunu anlamamı sağladı. Sanatın, toplumsal değişimleri, savaşları ve insan hakları ihlallerini yansıtmak gibi önemli bir işlevi olduğunu bu derslerde daha net kavradım. Picasso’nun “Guernica”sı, sanatın gücünün, yalnızca duygusal değil, aynı zamanda politik bir mesaj ilettiğinin somut bir örneğiydi. Bu farkındalık, yazılarımda sanat eserlerini yorumlarken hep bir referans noktası oldu ve sanatın, sadece estetik değil, toplumsal sorumluluk taşıyan bir dil olduğunu gösterdi.
Sanat ve edebiyatın toplumsal dönüşümlere olan etkisi hakkında neler söylemek istersiniz?
Sanat ve edebiyat, toplumun hem aynası hem de dönüştürücü gücüdür. Sanat, her dönemde, dönemin ruhunu yansıttığı gibi, aynı zamanda toplumun bilinçaltındaki duyguları, arzuları ve korkuları açığa çıkarır. Örneğin, pandemi döneminde insanlar sanata ve edebiyata yönelerek yalnızlık duygularını aşmaya çalıştılar. Sanat ve edebiyat, hem bireyin kendini ifade etmesi için bir alan yaratır, hem de toplumsal meseleler üzerine düşünmeye teşvik eder. Kitabımda bu bağlamda sanatın farklı disiplinlerle nasıl bir ilişki içinde olduğunu vurgulamaya çalıştım. Sanat, yalnızca estetik bir haz değil, aynı zamanda toplumsal değişimlere katkı sağlayan bir araçtır. Bu yönüyle sanat, bireylerin dünyayı farklı bir açıdan görmesini sağlarken, toplumsal bilinçte de önemli dönüşümler yaratır.
Raşel Rakella Asal, sanat ve edebiyatın kesişim noktasında bir köprü kuruyor. “Yaşamdan Sanata” kitabı, sadece sanatseverler için değil, aynı zamanda bu alanları keşfetmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Sanatla ve yaşamla kurduğu bu derin ilişki, onun eserlerine yansıyan bir özelliktir. Söyleşi boyunca onun sanata ve hayata olan tutkusunu bir kez daha hissettim. Kitaplarındaki zekâ ve içsellik, yalnızca okurlarını sanata ve edebiyata daha yakınlaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda onların dünyayı farklı bir bakış açısıyla görmelerini sağlıyor. Çok teşekkürler Raşel Rakella.